OKUNMASI GEREKEN ON BİN KİTAP 2
CEZMİ ABİ
Cezmi
Ersöz’ü, 1993-94 yıllarında, Leman dergisindeki yazıları ile tanıdım. O
zamanlar Leman, yüz elli bin civarı tirajıyla Türkiye’nin en çok satılan
dergisiydi. Cezmi’de, derginin tam ortasında yazısı yayımlanan en ünlü yazarıydı.
İtiraf edeyim dergiyi almaya başladıktan sonra uzun süre sadece karikatürleri
okudum. Çünkü ben mizah dergilerini okumaya anlı şanlı Gırgır’la başlamıştım ve
orada ciddi yazılar olmazdı. Sonradan, Gırgır el değiştirince, Oğuz Aral,
Gırgırı terk edip (böylece Gırgır’ı Gırgır olmaktan çıkarınca) Avni dergisini
çıkarınca, orada okur mektupları köşesi çıkmıştı.
Cezmi Ersöz’ün yazsını okuyunca inanılmaz
şekilde sarsılmıştım. Bu adam sanki beni bizzat tanıyordu. O andan itibaren her
hafta Leman dergisi almaya koşuyordum. Künyede Cuma deniyordu ama dergi
Perşembe günleri çıkıyordu. Pazartesi, Salı gibi kalmıyordu, daha doğrusu
Isparta’da bulunmuyordu. Derginin haftalık tirajı yüz yirmi bin civarı
deniyordu ki, bence daha fazlaydı. Fettullah Gülen cemaatinin dergisi Aksiyon, abonelik
sistemine rağmen o kadar satmıyordu. Gerçi her durumda Gırgır dergisini
yetmişler ve seksenlerdeki beş yüz bin (hatta bir ara yedi yüz elli bin)
tirajına yaklaşamazdı ama gene de çok satıyordu. Belki de iki yüz bin falandı.
Doksanlarda Leman dergisinin politik
tavrı, tam devrimciydi. Türk-Kürt kavgasında, barıştan yana ve devletin
karşısındaydı. Bu pek devrimci sayılmazdı, zannedilein aksine bu şekilde tavır
alan yayın çoktu. Leman’ın asıl devrimciliği, kadınlar ve homoseksüeller
üzerine tavrıydı. Kadına şiddete hayır ve cinsel faşizme hayır diyerek, o
yıllara göre en demokrat insanların bile zihninde sarsılma yaratmıştı. Çevrecilik
üzerine doğandan yana net bir tavrı vardı. Homoseksüel haklarından bahsetmek
bile, doksanlı yıllar için tam bir devrimdi.
Leman, o yıllardan Gezi’nin temellerini
atmıştı. Gezide öne çıkan ne varsa, o yılların Leman dergisinde vardı. LGBT, Yeşilciler,
taraftar grupları hatta Sosyalist Müslümanlar, yirmi sayfalık Leman’da yer
buluyordu, en çokta Cezmi Ersöz’ün derginin tam orta sayfasındaki makalesinde.
Birkaç hafta sonra bu yazarla tanışmalıyım dedim, kendi kendime.
Tanıştım da, hem de trenle Eskişehir’e
giderek. Arkadaş oluşumuz ve arkadaşlığımızın hikâyesi uzun. Bu yazıyı uzatır.
Onula kavga etmem ve küsmemse, yazdığım romanı önce yayımlayacağını ima etmesi,
sonra da beni bu işe karıştırma dediği içindi.
Ben o romanı neredeyse on sene sonra
bastırabildim. O aralar her hafta Leman dergisi almayı da bıraktım. Daha
doğrusu her hafta değil de, arada bir alır oldum. Cezmi abi ise o yıllar içinde
yavaşça şöhreti azaldı. Ben de epey bir
zamandır onun kitaplarını almıyordum. En son bir indirim rafında görmüştüm, bir
heves almıştım. Tesadüfen indirim rafında olduklarını düşünmüştüm.
Öyle olmadığını Ankara’da kitap fuarına
gidince anladım. Yayınevinin standına, ünlü şair Ataol Behramoğlu’nun şiir kitaplarını
imzalıyordu. Ben de imzalı kitabı olsun diye, sıraya girdim. O sıraca Cezmi
abinin kitapları beş liraya satılıyordu. Üzüntüm iki türlüydü. Biri eski bir
dostun, bir zamanlar dostu olmasından övündüğüm bir yazarın çökmesi, diğeri de
ülkemin asıl şimdi Cezmi Ersöz kitaplarına ihtiyaç duymasıydı. Vurulan ve yılda
iki defa binası bombalanan Özgür Gündem gazetesinde çalışmış, hemen her ie
çıkarken, ARKADAŞLAR SON KEZ GÖREVE GİDERKEN fotoğrafı çektirmişti.
Öldürülürlerse manşete koymak için. O dönemki izlenimlerini Haritanın Yırtılan Yeri kitabında
topladı. İstanbul’da, çoğu Beyoğlu civarında, çoğu ya ucuz otellerde ya da
sokaklarda yaşayan bir grup insanla, Cumhuriyet gazetesi adına röportajlar
yaptı. Bu röportajları da Son Yüzler kitabında
topladı. Özellikle Leman yıllarında kitapları arka arkaya geldi. Şiir kitabı olan, Şehirden bir çocuk sevdin gene, çoğu Leman dergisi yazılarından
oluşan, Ancak Bir Benzerim Öldürebilir
Beni, Şizofren Aşka Mektup, Kırk Yılda Bir Gibisin, İçime Gir Ama Sigaranı
Söndürme ,Hayalleri Yak Evi Isıt, Beni
Asıl Hayat Aldattı, Bana Türkçe Bir Ekmek Ver gibi kitapları arka arkaya
çıktı ve o doksanlı yıllarda kapışıldı. Gezi ile savunmaya başladığımız pek çok
değerin, kadınların , Kürtlerin, homoseksüellerin, doğanın ve ormanın,
Alevilerin ve her türlü ezilenlerin haklarını arayan kitaplardı onlar.
Be şu zamanlarda Cezmi Ersöz’ün tekrar
ve bu kuşak tarafından keşfedilmesi gerekliliğini düşünüyorum.