ÇARPICI GERÇEK: SİNEKLERİN
TANRISI
Bir İngiliz gazeteci, Gandi’ye
sormuş; İngiliz medeniyeti hakkında ne düşünüyorsunuz? Cevap şahane: Olsa, iyi
olurdu. William Golding, bu eseri yazmana, 2. Dünya savaşı yıllarında başlamış.
Bu savaş batı için bir şoktur. Almanlar, binlerce yıllık komşuları Yahudiler
başta olmak üzere Avrupa içinde bir soykırım yapmışlardır. Oysa şok geçirmeleri
için çok bir sebep yoktu. Bu batılıların yaptığı ilk katliam değildi, hatta
Almanların yaptığı ilk katliam değildi. Hatta katliamı bir yana ilk Alman
soykırımı da değildi. Almanlar daha önce Namibya (Güney Batı Afrika),
Tanganika (Tanzanya) gibi sömürgelerinde
katliamlar, hatta soykırımlar yapmıştı. İngilizlerin ya da Fransızların
soykırımlarını sıralamaya bile kitaplar yetmez. Yoksa sebep olayın Avrupa’da
olması mıdır? Oysa Avrupa tarihi boyunca elli sene barışı, 2. Dünya savaşı ile
Yugoslavya iç savaşı arasındaki elli yıllık süreçte yaşadı. Balkan
yarımadasının tarihi, soykırımlar tarihidir.
Aslında ilk dehşete düşen ve
tehlikeyi fark eden ressam Picasso’dur. Meşhur Guernica tablosu, medeniyetimiz
batıyor çığlığıdır. (Nihat Genç, Leman yazılarından birinde buna eğinmişti)
Almanlar neden iki bin yıllık komşuları Yahudileri böyle canice katletmişti?
Çünkü sömürgelerinden olmuştu. Tanganika, Nabibya, Kamerun, Kuzey Doğu Yeni
Gine, Bismark adaları gibi pek çok değerli sömürgesini kaybetmişti. Hicaz demiryoları ihalesini alması sayesinde
bütün bu sömürgelerden daha fazla pamuk ithal edebildiği Osmanlı’da dağılmıştı.
İngiltere, Fransa gibi devasa bir imparatorluk olmak isterken ufak bir orta
Avrupa devleti olup, kalmıştı.
İşte o hırsla 2. Dünya savaşını
başlattı Almanya. Diğer sömürge imparatorluklarının o devasa servetini
istiyordu ama donanması Paris antlaşmaları gereği yok edilmişti ve olsa bile İngiltere
ve Amerika ablukasını yarıp, Afrika’da toprak edinemezdi artık. Hitler’i o kaybettikleri zenginlikleri geri
alsın diye seçmişlerdi. Son hızla ve
acımasızlıkla ele geçirdikleri yerleri yağmalamak istiyorlardı. Yaptıkları,
Avrupalı beyaz adamın Afrika ve diğer sömürgelerinde yaptıklarının aynısıydı.
Biz buradan konuyu romana zıplatalım.
Bu gençlerin ıssız adada köleleri ya da aşağılayacakları başka ırkları yoktu. Hepsi
seçkin sınıf üyesiydi ve işçi sınıfını ezmeye alışmış ailelerden geliyorlardı. Sonuçta
çocuklar orada kendi cehennemlerini yaratır. Kaçınılmazdır bu, medeniyetimiz
nedir ki, çocuklarımız o olsun? Bizdeki vahşet,
onlara da bulaşmış olabilir mi?
Bir pedagogun sözü halen aklımdadır.
Çocuklar her dediğimizi yapmaz ama her yaptığımızı mutlaka yaparlar. Roman bu
gerçeği gözümüze sokmakta.