18 Mayıs 2017 Perşembe

DALGALARI AŞMAK YA DA İNANMAK VE FEDAKÂRLIK 
                Bu filmi yıllar önce Süleyman Demirel Üniversitesinde, tiyatro bölümünün başkanının yaptığı sinema günlerinde izlemiştim. Filmi çoktan unutmuştum.  Yirmi iki, yirmi üç yaşlarındaydım ve filmi pek beğenmemiştim. Üniversite sinemasında neden gösterildiğini anlamadığım bir seks filmi gibi gelmişti. Üstelik tiyatro bölüm başkanı, filmin sevişme sahnelerini bir güzel traşlamıştı. O zamalnar filmin mesajını anlamamıştım.
                Filmde, basitçe Kuzey İskoçya’nın dindar köylerinden bir kız, ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen, denizdeki bir petrol platformunda çalışan bir işçi ile evlenir. Başlangıçta her şey iyidir, kocanın bir kaza sonucu kötürüm kalması ile olaylar farklı yönde gelişir. Koca, karısı başka erkeklerle ve aykırı ilişkiye girer ve bunu kendisine anlatırsa düzeleceğine inanmaktadır.  Karısı ilk başta hikâyeler uydurur. Böyle bir şey yapmayı istememesi doğaldır. Kocası durumu fark eder, yalan der. Kadın, önce tanıdığı bir doktordan ister. Doktor böylesi sapıkça bir eylemi ret eder. Kadın bir süre daha direnir. Sonra kocasının isteğini yapar. Onun gücü inanmaktır, inandığı Hristiyanlığın yerini, kocasının garip inancı almıştı. Onun yeteneği, inanmaktır. Bunu kendisi de söyler.  Çoğu denizci ve petrol işçileri ile olmadık işler yapar. Sonrasında babası toplantılarda elini, elinin üstün koyamaz olmuştur.
                Filmin sonu da düğüm noktasıdır. Kadın, gördüğü işkenceler sonucu ölür ve ölümüne yakın şüpheye düşer. Ölüme yakın sözümden de anlayacağınız gibi, sonunda ölür, sonra koca düzelir, ayağa kalkar.
                Burada Zizek şu soruyu sorar.  Adamın ayağa kalkmasına değmiş midir? Bir kadının acıları bir yana, ailesinin de acı çekmesine sebep olmuştur bu. Tabi adamın iyileşmesine bu sebep olmuşsa! Devletler ve ideolojilerde bize inanmamızı bazı durumlarda cennete bile gidebileceğimizi söyler. Mesela intihar bombacılarının en büyük güdülenmesi budur. Cennete gitsen bile o kadar savunmasızı öldürmen değmiş midir cennet?

                İnanmak, şüphe etmemek, çabucak ve sonuna kadar inanmak, cahillerin yeteneğidir. Cahillik, sorgulamayı ret etmektir. Filmde kadın, sadece inancını değiştirmiştir. İnancı değiştirmek, çoğu kez de sorgulama sonucu değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder