4 Eylül 2019 Çarşamba

HEDİYELEŞMEDE ESKİ TÜRKİYE VE YENİ TÜRKİYE

Hediyeleşmede Eski Türkiye ve Yeni Türkiye
Kaç gündür gezideydim ve yazma imkanı bulamamıştım, kısa sürede ülke gündemi değişti.
Laf arasında Çanakkale'deydim ve beş günde Çanakkale'yi bitiremedim, ilk fırsatta gene gideceğim.
Öte yandan bir haber vardı ki, atanmış bazı kişilerin, kendilerini atayanlara pahalı hediyeler almasıydı.
Bu olay yeni Türkiye dediğimiz döneme (haber doğru ise) ait bir şey değildir ve keşke bir an önce eskise, unutulsa. Hele de bunun devlet parası ve malı ile yapılması.
Bir ara Tekel idaresinin politikacılara ve bürokratlar (toplam da 60.000) kadar kişiye her yılbaşı gönderdiği hediye sepetleri aklıma geldi.
Şimdi bu nesle önce Tekel idaresi nedir bunu anlatmalı.
tekel yılbaşı sepeti ile ilgili görsel sonucu
Özelleştirilene kadar Türkiye'de Alkol ve Tütün dağıtımını (bira hariç idi galiba) elinde tutan devlet kurumuydu. Tüm tütün ürünlerini ve yüksek değerli alkollerin dağıtımı ve satımı sadece ona aitti. Bazı lüks sigara markalarını dağıtan Sabancı holdinge ait şirket bile, ithal ettiği sigaralarını Tekel idaresine teslim etmekle kalırdı.

Bu kurum çoktan özelleşti, sadece alkol ve tütün satan yerlere Tekel bayi denmesi kaldı. Tekelden bayilik almazsanız, alkol ve tütün satamadınız. Tekel kurumu ise bayilerine sadece %4 (yüzde dört) kar payı verirdi. Tekel ürünlerini daha pahalıya veya daha ucuza satamadınız, fiyatı tekel belirlerdi. Masalara servis yapanlara, sabıkalılara Tekel bayiliği verilmez, en ufak sorunda bu bayilik geri alınırdı.
tekel viskisi ile ilgili görsel sonucuTekel zamlarını haber alan esnaf, mal stoklar, vurgunculuk yapardı. Tekel ana depoları mesai saatleri dışında kapalı olur, bayiler cuma gününden stok yapar, bazen de pazar akşamı Tekel ürünleri kalmamış olurdu.

(Üniversite sınavını kazanmadan evvel 3 ay kadar bir markette çalışmıştım, oradan biliyorum diyelim.)
İşte bu Tekel yönetimi, 12 Eylül döneminde bir gelenek oluşturmuştu. Bu yanılmıyorsam önce Milli Güvenlik Kurulunu oluşturan beş kuvvet komutanına yılbaşı hediyesi göndererek başlamış, sonra tüm generallere, ardından da albay ve yukarısı tüm subaylara gönderilmeye başlanmış. Siviller iktidarı ele alınca önce iktidar partisi (ANAP) sonra tüm milletvekilleri, valiler, müsteşarlar derken, on binlerce kişiye her yılbaşı pahalı hediye sepetleri göndermek uzun süre gelenek oldu.
ıhlara brendi ile ilgili görsel sonucuPahalı demişken, Türkiye'de alkol her zaman pahalıydı. Bu sepette sadece  sigaralar (Samsun, Maltepe vs yanında Tekel purosu bir ara lükse olarak ürettiği Tekel 2000 ve Samsun 216 sigarlar) yoktu. Rakı, şarap (köpek öldüren sanmayın, Tekel o zamanlar bazı lüks şarapları da üretirdi), kanyak, şampanya (Köpüklü şarap adı ile üretilirdi. Şampanya adı, Fransa'nın Şampanya bölgesinde üretilenlere aittir.), brendi,  viski, cin, tonik vs  de bulunurdu.                        
O yıllarda hemen her şirketin bir yılbaşı hediye sepeti geleneği vardı. Genelde şirket logosu ve bilgileri olan ajanda, takvim, anahtarlık gibi şeylerden oluşurdu bu sepet. Bazen de, hele de ihale alacakları kamu bürokratlarına ise, pahalı şeylerden oluşurdu.
İlaç firmaları da doktorlara pahalı hediye sepetleri gönderirdi.
müzede kaybolan resimler ile ilgili görsel sonucuÖzelleştirmeye yakın bir sene Tekel genel müdürlerinden biri bu hediye sepetlerini bir anda kesti. Pek çok bürokrat,  Tekel'i ve PTT'yi arayıp, sepetinin gelmediğini söyledi. (Yılbaşıları postacıların en yoğun zamanlarıydı. Şirketlerin, Tekel'in ve çeşitli kurumların hediye sepetlerinin kaybolması büyük dertti)
Kamu hediyesinden en büyük yara, Tekel veya başka Kamu İktisadi Teşekkülünün (KİT) yılbaşı hediyesi değildi. Asıl büyük zararı, ülkemizin güzel sanatlar birikimi oldu.
Bunun da başlangıcı 12 Eylül dönemiydi. Gene o günlerde Kültür bakanlığının Güzel Sanatlar genel müdürlüğü ve Güzel Sanatları Müzesi müdürleri, önce M.G.K üyelerine, sonra generallere ve pek çok kişinin makam odasına, devlet koleksiyonundaki resim ve heykelleri hediye etmişlerdi.
İki binlerin başlarında geri toplanmaya çalışıldı ama pek çok resim kayıp ve yerlerinde sahteleri vardı. Hangi müzayede gittiler,  hangi koleksiyondalar, bilemiyoruz.
müzede kaybolan tablolar ile ilgili görsel sonucu
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, en büyük yolsuzluklar, darbe dönemlerinde olur demişti.
Meşhur yetmez ama evet referandumunun vaatlerinden biri, 12 Eylül döneminin yargılanmasıydı.
Ancak ne kayıp resim ve heykeller, ne de CASA olayı gündeme geldi. Sözüm ona yargılanan iki orgeneral de, askeri törenle gömüldü. (Zaten doksan küsur yaşında bunak  olmuşlardı.)
casa olayı ile ilgili görsel sonucuGörüleceği üzere bazı şeyler pek de eskimemiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder