23 Ağustos 2023 Çarşamba

İDARE-İ MASLAHATIN SONU-RADİKALLEŞME

 


Testi kırıldıktan sonra akıl veren .çok oluyor. 18 Haziran seçimlerinden sonra da öyle oldu. Oysa 2. tura bırakmayı başarmışlardı. (https://onbinkitap.blogspot.com/2023/05/14-mayis-secimleri-nde-muhalefet-neden.html) Oy kabeden ve bir sürü minimal parti ile iş birliği yapan iktidar partisini kimse sorgulamıyor. Zira alacağını aldı, ya da öyle sanıyor. Atı alan, Üsküdar'ı geçti diyorlar. (https://onbinkitap.blogspot.com/2023/05/uskudardan-sonrasi-da-zor.html) Oysa Üsküdar'dan sonrasının zor olduğu şimdiden görülmekte. İktidarda kalmak ile ülkeyi yönetebilmek aynı şey değildir.

Diğer yandan muhalefette bir araya gelemiyor çünkü sağ, hem iktidarı devirme, hem de eski sağ olarak kalma peşinde. Mesela seçimlerden önce başlayan, Kılıçdaroğlu aday olmasın kampanyasını ele alalım. Sebebi büyük ölçüde Alevi düşmanlığıydı. ( https://onbinkitap.blogspot.com/2023/07/neden-kilicdaroglu-istifasini-istemek.html) Meral Akşener, CHP'den on beş milletvekili istediğme pişmanım, çünkü karşılığını veremedik dedi. Öte yandan Nazilli ve Söke'nin İyi partili başkanları AKP'ye geçti. İşin doğrusu idare-i maslahat, yandi düzene çeki düzen tüm ülkenin ruhuna işlemiş. ( https://www.youtube.com/watch?v=6k_6maKMq34) 

Değişme ihtiyacı öyle bir şeydir ki, hiç kimse değişmek istemese de, değişmek gerekir ve değişim bunu size emreder. İnsanlar genelde konfor alanlarını bozmak istemezler. Bu yüzden köklü devrimler, gözü kara radikaller içindir. Bunlar bir avuç kişidir. Toplumda uzlaşma bittiğinde, radikalleşme başlar. Toplum kutuplaşmaya başlamıştır (gerçi Türkiye hep kutuplaşmıştır). Uzlaşma, idaryi maslahat olarak görülür.

Devrimciler, devrim yaptıktan sonra birileri ile uzlaşma sağlar. Ülkemizde muhalefetin uzlaşma çabaları hep başarısızlığa uğruyor. Çünkü sağ partiler, muhalefet olduklarını anlamıyor. Çünkü çöken sistem 22 yıllık değil, en az 70 yıllık. Sözde muhalşf sağ partileri halen mezhepçilik yapıyor, satır aralarında. (https://onbinkitap.blogspot.com/2022/12/sagcilarin-alevilik-sorunu.html) Pek çoğunun hayali, Erdoğan'ın yerine geçmek, Erdoğan'ın düzenini değiştirmek değil. Mevcut beşli çete yerine, kendi beşli çetesini getirmek. Oysa ihtiyacımız olan Türkiye'ye her şeyiyle bir demokrasi kurmak. Buna partiler yasası da dahil.

Bu partiler yayası ile ilgili olarak ayrıca yazmam gerek ama aklıma gelmişken biraz bahsedeyim. Partilerin teşkilatlanmaları da çeşit çeşit. Bu konuda ilk sınıflandırmayı, siyaset bilmini, siyaset felsefesinden ayırarak, siyaset felsefesini kuran, Fransız siyaset bilimci Maurice Duverger yapmış.  Üniversite de ödevimdi, ardan yıllar geçmiş, biraz eksik anlatmış olabilirim, şimdiden özür dilerim. Mesela komünist partiler, hücreler halinde örgütleniyor. Hücrelerin üye sayısı beş-onbeş arası. Üye sayısı yirmi beşi aşan hücreler, iş yapmaz oluyor ama beş yüz üyeyi geçen hücreler bulunmakta. Bazı sosyalist-sosyal demokrat partiler, sendikaların uzantısıdır. Bazı partiler de aynı zamanda kooperatif yada çiftçi birlikleri olarak teşkilatlanmıştır. Mesela İskandinavya sol partileri, aynı zamanda sendikadılar ve sendika üyeleri, aynı zamanda parti üyesidir. Sendika aidatıyla beraber, parti aidatı da öderler. Bu sadece İskandinavya ile sınıırlı değilidr. Bu yüzden pek çok parti, üye sayısından daha az oy alır.

En ilginç ve bana göre en güzel parti sistemi, Amerika-Meksika usulü parti örgütlenmesidir. Buna olmayan parti sistemi de denir. A.B.D'de, oy pusulalarının üzerinde parti adı yazmaz. bürolar, Türkiye'deki gibi Kaliforniya il teşkiları yada Manhattan ilçe teşkilatı gibi  bürolar, kurumlar yoktur. Partiler, her seçimde bu işi yapan geleneksel aileler eşliğinde, sadece seçimlerde kongre düzenliyen kurumlardır, sabit adresleri yoktur. Aslında Amerikan seçimlerine her seçimde ondan fazla parti katılır ama çoğunluk seçim sistemi ve öedyanın tavrı yüzünden iki partinin adı (Demokrat ve Cumhuriyetçi parti )öne çıkar. Delege seçimleri ve ön seçimlere, o bölgedeki isteyen herkes katılabilir. Bu yüzden güneyde Demokrat partinin kalesi sayılan bazı eyaletlerde, bazı seçimlerde  ön seçimlere katılım, genel seçimlere katılımdan fazla olur. Meksika'da, Meksika devriminden sonra, Meksika Devrim partisi, elli seneden fazla tek başına iktidar olmuş, yer yer parti içi ön seçimlere katılım, genel seçimlere katılımdan fazla olmuştur. Bu yüzden buna, tek parti demokrasisi de denmiştir. 

Ben Türkiye için benzer bir modeli düşünüyorum. Partilere isteyen herkes (asker-polis-hakim-savcı ve benzeri bürokratlar hariç) istediği gibi üye olup, delege, hatta aday seçimlerine doğrudan katılmalı. Böylece halkın partilere katılımı artar. Şu anki partiler kanunubuna engel, çünkü 12 Eylül rejiminin eseri. Kenan Evren ve arkadaşları, kurulacak partilerin, istemedikleri kişilerin eline geçmesine engel olmak için, genel başkanın ölene kadar (yada kaseti çıkana kadar) başkan kalabileceği) parti sistemini kurdu.

Bütün bu değişimlerin, yedi-sekiz dönem muhalefet partisinden millet vekili seçilecekler arasından çıkamayacağı gibi,  muhalefete muhalefet partilerinden de çıkmaz.  ( https://onbinkitap.blogspot.com/2019/08/sahte-muhalefet-muhalefete-muhalefet.html) Yedi-sekiz kere muhalefet partisinden  millet vekili seçildiyseniz, artık orta muhalefetsinizdir.  (https://onbinkitap.blogspot.com/2018/07/orta-muhalefet-tuzag-idareyi-maslahat.html) Veryansıncılardan bir şey ummayın, Nihat Genç, öfkeli konuşsa da yanar dönerdir. (https://onbinkitap.blogspot.com/2022/03/nihat-gencin-delirerek-bitmesi.html) Kendisi doksanlı yıllarda, Leman dergisinde (https://onbinkitap.blogspot.com/2023/01/brujuva-dergisi-leman.html) yazarken kah ÖDP (Şimdilerde Sol Parti)'yi, kah HADEP'İ (Yeşil Sol Parti) desteklerdi. Diğer yandan Doğu Perinçek'i de bilmem anlatmama gerek var mı? (https://onbinkitap.blogspot.com/2020/09/dogu-perincek-kimdir.html)

İhtiyacımız olan ilk şey , suyun çatlağını bulacak partisiz örgütlenmeler olmalıdır. (https://onbinkitap.blogspot.com/2018/08/suyun-catlag-ve-partisiz-orgutlenme.html) Diğeri de düşünerek ve yazarak yeni ve radikal bir ideoloji kurmak. Bunun için arayacağımız kök, radikal sol yada Marksist-Leninistler değildir.(https://onbinkitap.blogspot.com/2020/10/cok-solculugun-elestirilemez-sefaleti.html) Arayacağımız kök, Atatürkçülüktür. Atatürkçülüğü de Nutuk başta olmak üzere ilk kaynaklardan öğrenmeliyiz. Sonra bu fikirleri, üzerine yeni fikirler üreterek geliştirmeliyiz.

Sağ partilerle iş birliği bundan sonra devam etse de, gerçek Atatürkçüler bu kavgada tek başınadırlar. İdare-i maslahat bitmiştir, ihtilal için radikalleşme başlamıştır.

1 yorum:

  1. Tespit güzel abartısız yarınlar için geçerli tespit kalemine sağlık

    YanıtlaSil