Bu din konularını konuşurken, kadınların bu konulardan kaçındığını fark ettim.
Sonra türbanını çıkaran kadınların buluştuğu bir siteyi keşfettim. Kadınlar sorunlarını burada konuşuyorlardı.
Kadınların sohbetlerini okurken, pek çoğunun türbanı çıkarmak için kendi ayakları üzerinde duracak, ekonomik bağımsızlıklarını kazanacak durumda olmalarını beklemeleri ve bunu açıkça söylemeleriydi.
Türkiye'de feminizm genelde otuzunu aşmış kadınların ideolojisidir. Kamu oyunun kafasında çirkin veya yaşı geçkin feminist imajı vardır ki, bu büyük ölçüde doğrudur.
Çünkü güzel, hele de genç ve güzel bir kadınının feminist olması, zengin bir Alevinin solcu olması kadar gereksizdir.
Güzel ve hele de genç ve güzel bir kadın, çoğu kez cilveye bile gerek kalmadan erkeklerden istediğini zorlanmadan alır. Bu yüzden güzel ve-veya genç feminist bulmak zordur.
Böyle bir feminist varsa, ya annesi de feministtir ya da erkeklerden erken zamanda ağır bir darbe yemiştir.
Oysa her kadın feminist, her azınlık üyesi solcu olmalıdır.
Yoksa elli yıllık Mansur Yavaş'a birdenbire Alevilik imasında bulunulabilir, doksanların meşhur zengin Kürtleri ortadan yok olabilir.
Türkiye'de sağcılık yapan gurbetçiler, Avrupa'da kazara bile olsa sağa neden oy vermiyorlar sanıyorsunuz?
Benzer şekilde de zengin, genç ve güçlü de olsa her kadın feminist olmalı; feminist değilim ama diye başlayan cümleleri fazla konuşmamalıdır.
Çünkü bu erkek egemen toplumda, ülkenin en güçlü politikacısının kızı bile olsanız, kocanız sizi aşağılık bir medya fahişesi ile aldatabilir.
Bu feminist dinsizlik dediğimiz şey, son yıllarda Arap ülkelerinde daha yaygın. Son yıllarda ateistliğini ilan edip, ülkesinden kaçan ve başka bir ülkeye iltica etmeye çalışan genç kızların haberleri geliyor. Körfezin Arap ülkelerinin, iyi eğitim almış, o ülke şartlarında genç kızları, bu şartlarını ülkeden kaçmak için kullanıyor.
Çünkü gerçek erkek egemenlik var. Türk toplumundaki erkek egemenlik, Atatürk devrimlerinin de yardımı ile, daha ziyade kadınlara hizmet eder hale gelmiş. Erkek olmak size pek çok sorumluluk yüklüyor ve bu Arap toplumları başta olmak üzere pek çok toplumda yok.
Bu yüzden Türkiye'de genelde otuz yaş üstü, boşanmış kadınların ideolojisi olan feminizm, Arap toplumlarında ergenliğe yeni girmiş genç kızların ideolojisi.
Üstelik onlar arasında dinsizlik, hele de ateizm daha yaygın. Oralarda İslamın erkek egemen, hatta penisperest uygulamalarında kadınlar daha güçsüz.
Mesela pek çok kere tecavüze uğrayan (hele de kadınsa) recm (taşlanarak) idam edilirken, tecavüzcüye hiç bir şey olmamakta.
Çünkü din dediğimiz şeyde Allah ya da öylesi metafizik şeylerden çok devlet, din adamı (şeyh, papa vs) ve erkek gibi otoriteler tapmaktır.
Devlet ya da din adamı, kişi otoritesine itaat ediyorsa, o kişiyi sever.
Mesela Kadirilikte gavs denen din adamlarından izin almazsanız tövbeniz tutmaz. Bu yüzden pek çok Kadiri gavsların iş yerlerinde ücretsiz çalışır. Bir sonraki gavs, çoğunlukla gavsın oğlu olur.
Pek çok tarikatta ve mezhepte benzer düzen vardır. İslamda Allah ile kul arasında kimsenin giremeyeceği, zorunlu din derslerinde anlatılan bir masaldır.
Din adamlarının pek sevdiği otoritelerden biri de erkeğin otoritesidir.
Aslında erkek egemenliği sadece tek tanrılı dinlere dayandırmak yanlıştır. İndo-Aryen (Hint Avrupa) ve Hami-Sami (Arap-Yahudi-Habeşistan) kültürleri de fazlasıyla erkek egemendir.
Eski Yunan'da kadın o kadar küçümsenirdi ki, cinsel zevk bile erkekler arasında olması, üst sınıf için tercih edilirdi. Kadınlara sadece çocuk için yakınlaşmak yaygındı.
Bir İngiliz atasözü, antik Yunan'dan, modern Yunan'a kalan tek şey homoseksüelliktir der.
Zerdüştlük ise kadını tamamen pis, ahmak ve korumaya muhtaç bir varlık olarak görür.
İslamın Sünni ya da Şii pek çok önemli önderi Farisi ve Zerdüşt kökenlidir ve İslamdaki pek çok kadın düşmanı uygulama, Zerdüşt kökenlidir.
Meşhur altı hadis toplayıcısının beşi, hele de en meşhuru Buhari, Farisidir. Peygamberden yüz elli- iki yüz yıl sonra doğmuş bu derleyicilerin eserleri kadın düşmanı metinlerle doludur. Şafilik mezhebinin kurucusu İmam Şafi, Zerdüşt bir aileden gelmekteydi ve bu sebeple Şafilikte kadına, köpeğe, hatta kız çocuğuna dokunursanız, abdestiniz bozulur.
İslam öncesi Akhamenid, Part ve Sasani imparatorlukları, kısa süreliğine de olsa Mısır, Yemen ve hatta Balkanlardan, İndus vadisi ve Özbekistan'a kadar geniş topraklara hükmetmiş, Zerdüşt inancı da bu geniş coğrafyada az veya çok etkili olmuştur.
İslamda da kadına en yoğun baskılar İran, Afganistan, Pakistan gibi büyük bölümü Farsça konuşan ve İslamdan önce Zerdüşt olan yörelerdir.
İki binli yıllarda Kürtler arasında yaygınlaşan Zerdüştlük akımının kısa sürmesi biraz da bundandır.
Türkiye'de ise Tengricilik biraz feminizm ile gelişiyor. Pek çok sosyal medya paylaşımında eski Türk toplumunda kadına verilen değerden bahsediyor. Gerçi İslam önce Türk toplumu da yeterince erkek egemendir ama gene de Arap-Aryan kültüründen iyidir.
Dinin bir inanç-metafizik yönü vardır, bir de şoven-kimlik yönü. Türk kızları, kadınların insan olduğunu kabul etmek istemeyen El Ezher uleması ile aynı dinden olmak istemiyor.
Dinciler, kadınları eve hapsetmelerini, onların değerli bir elmas ya da inci gibi fanusta korunması olarak gösteriyor.
Oysa fanus olması gereken erkekler, o çiçeğe bizzat kendisi zarar veriyor. Pek çok kadın, kendisini korumakla görevli kadın tarafından darp ediliyor ve öldürülüyor.
Hem kadınlar artık fanus misali evlerinde yaşamak, fakir ise ev işleri yapıp, zenginse o işleri başkalarına yaptırıp, kocalarının paraları ile birbirlerine gösteriş yapmaktan daha öte bir hayat istiyor.
Türkiye'de feminizm genelde otuzunu aşmış kadınların ideolojisidir. Kamu oyunun kafasında çirkin veya yaşı geçkin feminist imajı vardır ki, bu büyük ölçüde doğrudur.
Çünkü güzel, hele de genç ve güzel bir kadınının feminist olması, zengin bir Alevinin solcu olması kadar gereksizdir.
Güzel ve hele de genç ve güzel bir kadın, çoğu kez cilveye bile gerek kalmadan erkeklerden istediğini zorlanmadan alır. Bu yüzden güzel ve-veya genç feminist bulmak zordur.
Böyle bir feminist varsa, ya annesi de feministtir ya da erkeklerden erken zamanda ağır bir darbe yemiştir.
Oysa her kadın feminist, her azınlık üyesi solcu olmalıdır.
Yoksa elli yıllık Mansur Yavaş'a birdenbire Alevilik imasında bulunulabilir, doksanların meşhur zengin Kürtleri ortadan yok olabilir.
Türkiye'de sağcılık yapan gurbetçiler, Avrupa'da kazara bile olsa sağa neden oy vermiyorlar sanıyorsunuz?
Benzer şekilde de zengin, genç ve güçlü de olsa her kadın feminist olmalı; feminist değilim ama diye başlayan cümleleri fazla konuşmamalıdır.
Çünkü bu erkek egemen toplumda, ülkenin en güçlü politikacısının kızı bile olsanız, kocanız sizi aşağılık bir medya fahişesi ile aldatabilir.
Bu feminist dinsizlik dediğimiz şey, son yıllarda Arap ülkelerinde daha yaygın. Son yıllarda ateistliğini ilan edip, ülkesinden kaçan ve başka bir ülkeye iltica etmeye çalışan genç kızların haberleri geliyor. Körfezin Arap ülkelerinin, iyi eğitim almış, o ülke şartlarında genç kızları, bu şartlarını ülkeden kaçmak için kullanıyor.
Çünkü gerçek erkek egemenlik var. Türk toplumundaki erkek egemenlik, Atatürk devrimlerinin de yardımı ile, daha ziyade kadınlara hizmet eder hale gelmiş. Erkek olmak size pek çok sorumluluk yüklüyor ve bu Arap toplumları başta olmak üzere pek çok toplumda yok.
Bu yüzden Türkiye'de genelde otuz yaş üstü, boşanmış kadınların ideolojisi olan feminizm, Arap toplumlarında ergenliğe yeni girmiş genç kızların ideolojisi.
Üstelik onlar arasında dinsizlik, hele de ateizm daha yaygın. Oralarda İslamın erkek egemen, hatta penisperest uygulamalarında kadınlar daha güçsüz.
Mesela pek çok kere tecavüze uğrayan (hele de kadınsa) recm (taşlanarak) idam edilirken, tecavüzcüye hiç bir şey olmamakta.
Çünkü din dediğimiz şeyde Allah ya da öylesi metafizik şeylerden çok devlet, din adamı (şeyh, papa vs) ve erkek gibi otoriteler tapmaktır.
Devlet ya da din adamı, kişi otoritesine itaat ediyorsa, o kişiyi sever.
Mesela Kadirilikte gavs denen din adamlarından izin almazsanız tövbeniz tutmaz. Bu yüzden pek çok Kadiri gavsların iş yerlerinde ücretsiz çalışır. Bir sonraki gavs, çoğunlukla gavsın oğlu olur.
Pek çok tarikatta ve mezhepte benzer düzen vardır. İslamda Allah ile kul arasında kimsenin giremeyeceği, zorunlu din derslerinde anlatılan bir masaldır.
Din adamlarının pek sevdiği otoritelerden biri de erkeğin otoritesidir.
Aslında erkek egemenliği sadece tek tanrılı dinlere dayandırmak yanlıştır. İndo-Aryen (Hint Avrupa) ve Hami-Sami (Arap-Yahudi-Habeşistan) kültürleri de fazlasıyla erkek egemendir.
Eski Yunan'da kadın o kadar küçümsenirdi ki, cinsel zevk bile erkekler arasında olması, üst sınıf için tercih edilirdi. Kadınlara sadece çocuk için yakınlaşmak yaygındı.
Bir İngiliz atasözü, antik Yunan'dan, modern Yunan'a kalan tek şey homoseksüelliktir der.
Zerdüştlük ise kadını tamamen pis, ahmak ve korumaya muhtaç bir varlık olarak görür.
İslamın Sünni ya da Şii pek çok önemli önderi Farisi ve Zerdüşt kökenlidir ve İslamdaki pek çok kadın düşmanı uygulama, Zerdüşt kökenlidir.
Meşhur altı hadis toplayıcısının beşi, hele de en meşhuru Buhari, Farisidir. Peygamberden yüz elli- iki yüz yıl sonra doğmuş bu derleyicilerin eserleri kadın düşmanı metinlerle doludur. Şafilik mezhebinin kurucusu İmam Şafi, Zerdüşt bir aileden gelmekteydi ve bu sebeple Şafilikte kadına, köpeğe, hatta kız çocuğuna dokunursanız, abdestiniz bozulur.
İslam öncesi Akhamenid, Part ve Sasani imparatorlukları, kısa süreliğine de olsa Mısır, Yemen ve hatta Balkanlardan, İndus vadisi ve Özbekistan'a kadar geniş topraklara hükmetmiş, Zerdüşt inancı da bu geniş coğrafyada az veya çok etkili olmuştur.
İslamda da kadına en yoğun baskılar İran, Afganistan, Pakistan gibi büyük bölümü Farsça konuşan ve İslamdan önce Zerdüşt olan yörelerdir.
İki binli yıllarda Kürtler arasında yaygınlaşan Zerdüştlük akımının kısa sürmesi biraz da bundandır.
Türkiye'de ise Tengricilik biraz feminizm ile gelişiyor. Pek çok sosyal medya paylaşımında eski Türk toplumunda kadına verilen değerden bahsediyor. Gerçi İslam önce Türk toplumu da yeterince erkek egemendir ama gene de Arap-Aryan kültüründen iyidir.
Dinin bir inanç-metafizik yönü vardır, bir de şoven-kimlik yönü. Türk kızları, kadınların insan olduğunu kabul etmek istemeyen El Ezher uleması ile aynı dinden olmak istemiyor.
Dinciler, kadınları eve hapsetmelerini, onların değerli bir elmas ya da inci gibi fanusta korunması olarak gösteriyor.
Oysa fanus olması gereken erkekler, o çiçeğe bizzat kendisi zarar veriyor. Pek çok kadın, kendisini korumakla görevli kadın tarafından darp ediliyor ve öldürülüyor.
Hem kadınlar artık fanus misali evlerinde yaşamak, fakir ise ev işleri yapıp, zenginse o işleri başkalarına yaptırıp, kocalarının paraları ile birbirlerine gösteriş yapmaktan daha öte bir hayat istiyor.