24 Mart 2018 Cumartesi


LİBERALLERİ LİNÇ ETMEYİN, ONLAR BAZILARINA  LAZIM

                Şu günlerin en önemli konularından biri, ateşli liberal Murat Belge’nin, tehlike altındaki akademisyenler kadrosundan, Oxford üniversitesinde çalışmak istemesiydi. Yıllardır bu iktidarı öve öve bitiremeyen Liberallerin bu halleri alay konusu oldu hemen. Askeri vesayet kalkıyor, demokratikleşiyoruz çığlıkları ile AKP’yi destekleyen Liberal güruhun düştüğü halin en iyi simgesiydi bu.  Bu güruhun, Taraf gazetesinin, intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ölümünden sonra attığı ‘’DAHA KARPUZ KESECEKTİK’’ manşeti sık sık hatırlatıldı. Yıllarca yalan haber ve kumpaslarca, özellikle Atatürkçüleri nasıl hedef aldıkları da unutulmadı.
                Liberalleri savunanlar vardı elbet. 24 (yirmi dört) yabancı Nobel ödüllü kişi (bilim adamı ve yazar) Altan kardeşlerin ve Nazlı Ilıcak’ın serbest bırakılması için Türk hükumetine çağrı yaptı. Türkiye’de pek umursayan olmadı. Umursama ilginç yerden geldi. Kürtçülerden ve Sosyalistlerden, daha doğrusu benim çok Solcular dediğim güruhtan. Kürtçüler bir yana, bu çok solcular dediğim güruhun (ÖDP, TKP gibi legal DHKPC gibi illegal partilerin üyeleri)  ne diye savunuyordu bu Liboşları?
                ÖDP en başta olmak üzere bu çok solculuk güruhu ne işe yarar belirsizdir. Sosyal Demokratlardan beslenip, onları kötülerler. Türkiye’de Sosyal Demokrasi biraz oy kazanacak olsa, bunlar derhal Sosyal Demokrasiye saldırır, özellikle de CHP’yi yeterince solcu bulmazlar. Bu dönemlerde CHP  (bir ara da SHP)’yi az solcu bulur, yeterince solcu bulmazlar.  Liberallerin tamamına yakını da eskinin çok solcularıdır. Seksenli yıllardan beri de bunlara dönek, dönek deyip dururlar. Şimdi tutuklanan döneklerin özgürlüğü ve dışarıda kalanların itibarı için uğraşmakalar. Sesleri cılız çıkıyor, zira onları dinleyen pek yok.
                Üstelik bu kitle, kumpas davaları zamanında Atatürkçüler en absürt delillerle yargılanırken sessiz kalmışlardı. Bu topluluk, uzun süredir HDP’yi tercih ettiğinden, CHP ya da DSP’ye de oy vermiyor üstelik. Düşük oy oranlarına rağmen, eylemlilikleri ile övünüyorlardı. Geziden sonra bu konuda da Sosyal Demokratların gerisinde kaldılar. Kaldı ki Gezi’yi başlatan HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder de olsa, ilk terk eden de, Gezi de darbeyi gördük siyen Selahattin Demirtaş oldu. O zamanlar malum, açılım denen şey vardı.  Şimdilerde görmüştür darbeyi.
                Bu çok solcu, Kürtçü  ve Liberallerin tek ortak noktası, Atatürk düşmanlığı ya da pek sevmemesi diyelim. Şimdi Kürtçü ve çok solcuların, Liberallerin savunmasındaki ortak nokta bu mu acaba? Belki de başka bir şey.
                Geçenlerde bir arkadaşın arkadaşının arada yazı yazması sebebi ile takip ettiğim bir haber sitesinde, Murat Belge’yi savunan bir yazı okuyunca, bu yazıyı yazmaya karar verdim. Bu yazıya göre özellikle Kırmızı Kedi yayınevi, basit bir olayı büyütüp, Murat Belge’yi linç etmekteydi.  Belge’nin yaptığı basit bir iş arama çabasıydı.  Sanki yıllarca canhıraş bir şekilde Erdoğan’dan daha fazla Erdoğancılık yapıp, tüm AKP muhaliflerini linç eden kendisi değildi. Yaptığı ise, yıllarca demokratkleşmesi ile övdüğü iktidarı, diktatörlükle suçlayıp, iş ile beraber, sığınma dilemekti. Yazıda bunlardan bahsetmiyordu.
                Ha tabi Murat Belge, bu tehlike altındaki bilim adamı olursa Oxford’a gidecekti ve orada da Türkiye’de birilerini savunabilirdi. Bunun için de Türkiye’de muteber olmalıydılar.  İşin acı tarafı, artık çok geç, onları AKP harcamadı, onlar kendi kendilerini harcadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder