7 Kasım 2019 Perşembe

NUTUK VE ORHUN YAZITLARI KARŞILAŞTIRMASI 2

orhun yazıtları ile ilgili görsel sonucu
Nutuk ve Orhun kitabelerini, özellikle bloguma epey bir zaman önce yazdığım ilk yazı ilgi çekince, o  zamanlar atladığım bazı şeyleri de eklemek istedim. O ilk yazıda eksik kalan bir şeyler vardı.
En başta Twitter'da birisi bana, Atatürk'ün meşhur Hattı Müdafa Yoktur, Sathı Müdafa Vardır, O Satır Bütün Vatandır diye özetlediği savaş taktiğini, Orhun Kitabelerinde anlatılan ve düşmanı yayılarak savaşma olarak geçtiğini ve ilhamını buradan aldığını yazıyor. Doğrudur ve benim anlamam da normaldir. Benim bütün askerliğim, altı ayı çavuş olarak geçen, sekiz aylık askerliğimden ibarettir. Bunu da yazmasam  olmazdı.
Bence Atatürk belli ki Samsun'a çıkmadan çok önce Orhun kitabelerini okumuştu. Kitabelerde Bilge Kağan'ın ilk önce Türk boyları arasında birlik sağlama ve bir çeşit boylar arası meclis kurma çabası olduğunu görürsünüz. Özellikle Bilge Kağan yazıtının, tıpkı Nutuk gibi, çok azı yapılan savaşlara ayrılmıştır. Orhun yazıtlarının ve Bilge Kağan yazıtının büyük bölümü, diğer boylarla uzlaşma çabası görürsünüz. Nutuk'un da en büyük kısmı, 27 Aralık 1919'da Atatürk'ün Ankara'ya gelişi ile, 23 Nisan 1920'de meclisinin açılışı arasındaki süreyi anlatır.
Her iki yazıtta da, düşmanı sadece oyalayan gerilla savaşı yerine, düzenli ordu oluşturma çabaları içerir.
Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesinin de Orhun yazıtlarında olduğunu görürsünüz. İslam öncesi çağdaki Türkler, şimdilerin Turancıları gibi sürekli savaş ve yağma meraklısı değildi.
Kaldı ki böyle Karaib korsanları gibi sadece ya da parasız kaldıkça yağma yapan bir topluma dayalı devlet düşüncesi çok mantıksızdır. Bilge Kağan yazıtında Çinlilerle ticaret yapalım, oradan kervanlar gelsin, biz onlara kervan gönderelim, der.
izmir iktisat kongresi ile ilgili görsel sonucuCengiz Han ile ilgili, Moğolların Gizli Tarihi adlı kitap, böyle bir devlet fikrinden bahseder. Cengiz'in vasiyeti olan Altın Defter'de ise pek çok boya toprağa yerleşme yasağı getirilmiş, atlar ve bakımı ile ilgili işler kölelere yasaklanmıştır. Oysa daha Cengiz'in ölümünün ardından elli sene geçmeden çoğu Moğol, çoktan şehirlileşmiştir bile.
Bu yüzden Atatürk, İzmir iktisat Kongresinde: Kılıç sallayan el, zamanla zayıflar, saban tutan el ise gittikçe güçlenir. Biz Anadolu'yu saban tutan bir avuç köylü sayesinde elimizde tuttuk, demiştir.
Son bir husus da, Atatürk ve İnönü arasındaki arkadaşlığı, Bilge Kağan ile Tonyukuk arasındaki ilişkiye benzetirim. Bilge Kağan'a baş veziri ve kayın pederi Tonyukuk'a her zaman güvenmiş, dargın olduğu, görevden uzaklaştırdığı (Anıtları arasındaki mesafenin uzaklığını buna yorumluyorlar) halde her zaman ikinci adamı yapmıştır.
Lenin'in ikinci adamı görünüşte Troçki'ydi. Ama Troçki, Bolşeviklere, Şubat devriminden sonra katılmıştı ve daha öncesinde bir Menşevikti. Lenin onun için; Troçki aramıza en son katılan Bolşeviktir ve şüphesizdir ki en yetenekli Bolşeviktir, demiştir.
tonyukuk heykeli ile ilgili görsel sonucu
İkinci adamı olmaması, devlet adamlarına hep dert olmuştur. Kendilerinden sonra ideoljilerinin hatta devletlerinin yıkılma, demokrasiye geçememe tehlikeleri hep vardır.  Yugostlavya, Tito'dan sonra kendisine lider bulamadı ve 1990'da Sovyetlerin yıkılışından sonra iç savaşa sürüklendi.
Atatürk, şoven duyguları kuvvetli birisiydi. Yazıtları okuduğunda muhtemelen çok etkilendi. Belki de Göktürk alfabesini de denemek istedi. Lakin arada pek çok engel vardı.
Bir kere bu alfabe, taş ya da ağaca kazınmaya uygundu, yazımında arada boşluklar yoktu. Ayrıca aradan geçen bin yıldan uzun süre, bazı yeni sesleri Türkçe'ye girmesi ve bazı seslerinde Türkçe'den (en azından Türkiye Türkçesinden) çıkması, bu alfabeyi günümüz için kullanılamaz hale getirmişti.
Latin harfleri ile yazılan Türkçe'nin noktalı harfleri (hani internette kullanılamayan ş, ü (büyük), u (küçük), ğ gibi harflerin eklenmesi de, Latin alfabesi ile Göktürk alfabesi arasında ortak nokta bulma çabası olarak görülebilir.
Son olarak ilk yazı için: http://onbinkitap.blogspot.com/2018/01/nutuktan-akildakalanlar-ve-orhun.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder