
Dediğine göre normal iş adamlarının da davalarını alırmış ama hep mafya babalarının avukatı olarak anılmış.
Daha bürosunu ilk açtığında, yazıhanesinin misafirleri hep yeraltı dünyasının elemanları olmuş.
Dediğine göre bu kişilerle hemşehri ( Gaziantep) olması sebebi ile tanışıyormuş. Ben yeraltı dünyasında Kürt ve Karadenizli çok diye biliyordum, meğer bayağı da Gaziantepli varmış. Diğerlerine de onlar vasıtası ile tanışmış, bazıları üniversiteden ve komünizmle mücadele derneğinden arkadaşları.
Onlara Ülkü ocaklarında tanıştım demiyor hiç.

Tabi bu da geçmiş yıllarda narkotikçilere uyuşturucunun ağırlığınca verilen parayı da açıklıyor. Bu para ödüllerinin uluslararası bir fondan ödenmiş olabileceğini bile akıllara getirebiliyor. Gerçi öyle olsa kamu oyu bir şekilde duyar, Marakoğlu gibileri de yazardı. (Yoksa yazmaz mıydı ) Marakoğlu'nun yazdığına göre, bu para her operasyondan sonra en az yüz elli polise pay edilirmiş ki, bazılarının operasyondan haberi bile olmayanlarmış.
Bu uyuşturucu ödülü bir ara çok tartışılmıştı. Türkiye'ye giren uyuşturucunun %80'inin (yazı ile yüzde seksen) girdiği Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde narkotik büronun kurulmama sebebi olarak, büyük şehirdeki polislerin bu arayı paylaşmak istememesi gösterilmişti. En sonunda rahmetli Eşref Bitlis, jandarma narkotiği kurduktan sonra Yüksekova'ya narkotik büro kurulmuştu.

Kitapta ikinci çarpıcı olan ise Ömer Lütfü Topal ile ilgili anlattıkları. Topal'ın yurt dışında uyuşturucu ile yakalanıp, hapis yatmasından kısaca bahsediyor. Öbür türlü meleğin biraz aşağısı. Kumarhanelerinde adam dövmeler, iflas edip, intihar edenler, adam dövenlerin hızla yükselip, müdür olması, ondan habersiz olmuş oysa.
Öldürülmesinin de tek sebebi, bir akrabasını işten çıkarması, onun da bilinmeyen (?) bir şekilde öldürülmesiymiş. Tabi zavallının ölüsünün bir bulunup, bir kaybolması da ayrı bir muamma..
Kendisi öldürülünce arka arkaya kamuoyu kumarhanelere karşı basının da yardımı ile kışkırtılıyor. Derken kumarhaneler yasaklanıyor ve en sonunda da kapatılıyor.
Kendisi kumarhanelerin kapatılmasına karşı. Ayrıca Ömer Lütfü Topal, harbiden kumarhaneler kralıymış. Zira Türkiye'deki kumarhanelerin tamamına yakını ona ait, olmayanlar da ona bağlıymış. Kendisi neredeyse tüm bürokrasiyi (ki buna yargıtay, danıştay vs hakimleri de var) ve siyaseti maaşa ve bedava tatile bağlamış. Topal ölünce de hepsi tanımazdan gelmiş. Ya ne olacaktı?
Kendisi kitabı 2002'de yazmış 2006'da da kanserden ölmüş. Tahminim kanser olduğunu öğrendikten sonra yazmış. Kitap yazıldığında meşhur Kurtlar Vadisi dizisi yeni başlamıştı. Diziye de, ben onun (Ömer Lütfi Topal) hiç tombalacılık yaptığını görmedim diyor.
Kurtlar Vadisi demişken, aklıma dizideki avukat Nizamettin Güvenç geldi ama dizinin fanları başka bir avukatı işaret ediyor.
Kitap bu kadar da değil, tamamı da yeniden keşfedilmeli bence.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder