18 Ekim 2021 Pazartesi

SAKSILIĞI KABUL EDİN ARTIK

 


Erol Büyükburç, Türk müzik tarihine geçebilecek biri iken, yapabileceği en saçma çıkışı yaparak, Türk televizyon  tarihine geçti. Bir program sırasında kendisine gösterilen ilgiyi az bularak o meşhur çıkışını yaptı.

Oysa kendisi doksanların pop müzik patlaması ile yeniden ortaya çıkan hortlak şarkıcılardan ( Üç Hürel- Ali Rıza Binboğa vs)  birisiydi.  Ben seksenli yıllar boyunca onun herhangi bir şarkısını dinlediğimi (Turist Ömer İspanya'da filmi hariç) hatırlamıyorum. Yetmişler çok satan listelerinde bile kendisini görmek zor. O, geçmişten gelen, pop kültürüne süs biberi olmuş, sevimli bir ihtiyacıktı, o kadar. Oysa yetmişlerin pop yıldızı iken, doksanlar ve iki binlerde tonton anane rollerinin vazgeçilmezi olan Hümeyra gibi olgun olgun devam etseydi, saygınlığını devam ettirecekti.

Aslında bu konuyu daha önce yazmıştım. ( https://onbinkitap.blogspot.com/2020/12/yirtik-dondan-firlayan-unluler.html ) Oysa o yazıda unuttuğum başka bir konu vardı. Pek çok ünlü zannedilen ya da kendisini ünlü zanneden kişinin, artık ünlü olmaması durumu. Hatta bizim  x, y ve daha üst nesillerin ünlü zannettiği kişilerin pek çoğu da bugün artık ünlü değil.

Bunu net olarak anlamam, biraz geç oldu. Youtube'da eski bir TRT arşiv videosu izliyordum. Yorumlarda dikkat ettim, hemen herkes, Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ı, Atilla Olgaç'ı tanımıştı (dizinin yayımı biteli yirmi yıl oldu) ama son kantocu Nurhan Damcıoğlu'nu tanımamıştı. 

Aslında pek çok ünlünün, daha doğrusu kendini ünlü sananın  durumu da bu. Bırakın doksanlar, iki binli yıllar ünlülerini; bugünün televizyon ünlülerinin de durumu bu. Çünkü Z kuşağı deyip, durduğumuz bu çağın gençliğinin, özellikle internet paketi-telefonu-tableti iyi olanlarının pek televizyon  seyrettiği söylenemez. Bu sebeple bazı gözaçık televizyon kanalları (özellikle muhalif haber kanalları), programlarını 8-12 dakikalık dilimler halinde kesip, sosyal medyaya (özellikle youtube ve twitter'a) koyuyor.

Başka bir konu ise, bu sosyal medya çağında, herkes kendi takipçilerinin ünlüsü, artık hemen hemen  hiç kimse, herkesin ünlüsü değil. Şarkıcı youtube'da , spotyfly'da ya da başka mecralarda çok kısa sürede çok izlenmiş, dinlenmiş; hatta kalabalık bir grup şarkıyı ezberlemiş, beraber söylüyorlar ama benim ve bir çok kişinin haberi yok. Çünkü artık az kanallı televizyon-radyo çağında değiliz. İzleyen küçücük ekranından kendi izliyor, kocaman kahvehane televizyonundan toplumca izlemiyor; dinleyen de kocaman hoparlörle yedi mahalleye dinletmiyor, kendi kulaklığı ile kendisi dinliyor.

Bu kendini ünlü sananları ani siyasi çıkışlarını, hele de iktidar yanlısı çıkışlarına artık değinmiyorum. Artık iktidar yanlıları bile buna gülüyor.

Olayın diğer kısmı ise, bu eski şöhretlerin, yeni nesil şöhretleri küçümseyen ve suçlayan ani çıkışları,  ve son eski televizyon zırvalayıcısının (yaptığı işe gösteri ya da şov demek istemiyorum) taciz olayı gibi kendilerini dev aynasında gören çıkışları.

Bir de bazı televizyon kanallarının, bu tacizci kişiyi, taciz edilen yeni nesil ünlüyü aşağılayarak (bu şarkıcı hanımın da adını bu vesile ile öğrendim, bu da ayrı konu)savunmaya kalkması. Sonuçta bu televizyon kanallarının, halkın gözünden, özellikle de genç neslin gözünden düşmesi oldu.

Televizyon-radyo kanalları ve gazeteler de, eski neslin ünlüleri. Eskiden olsa, Vay Şerefsiz manşeti ve fotomontaj (o zamanlar fotoşop var mıydı tam hatırlamıyorum ama gene de fotoğrafla oynayabiliyordunuz, tabi fotoğrafçılık ustası iseniz ve hatta film üzerinde oynuyordunuz fotoğrafla.) ile bir şarkıcıyı bitirebiliyordunuz. Ya da Hakan Uzan'ın cinsel arzuları kadın popçuları, Cem Uzan'ın siyasi arzuları solcu rakçıları veya gelinleri Yeşim Salkım'ın kavga ettiği şarkıcıların piyasadan silinmesine sebep olabiliyordu. Daha da eskilerde TRT'nin bazı sanatçılara boykot uygulaması, o şarkıcının yada sanatçının öldüğüne dair dedikoduya sebep olabilirdi. (Mesel ben Tolga Han ve dans grubunu uzun yıllar bir trafik kazasında öldü diye biliyordum. Star tv'ye çıktıklarında hortlak görmüş gibi oldum)

Şimdi sizler ve sizi ünlü eden televizyonların değeri, evdeki saksılar kadar yok.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder