Uzun yıllar, gençlerin trollük dediği aktif üyeliğini yaptığım alkislarlayasiyorum.com sitesi 23 temmuz 2020 tarihinde kapandı. Bu site ile ilgili olarak yazı yazmak için aradan biraz zaman geçmesini bekledim. Sonra başka şeyler yazım falan derken, bayağı da geç oldu. Sitenin internetteki izleri yavaş yavaş siliniyor. Ben de artık kendimi vefasız ve suçlu biri gibi hissetmeye başladım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Konu da bir internet sitesi nasıl işletilmez ve batırılır olacak. Geleneksel öğretmen alışkanlığı ile, maddeler halinde de yazıyorum.
1)Berbat tasarım ve diğer içerikleri önemsizleştirme: Fatih Aker ya da Mesut Bahtiyar, bu berbat ötesi tasarımı yabancı bir siteden araklamış ve üzerine hiç bir şey eklememiş. Böylece site video ve diğer şeyler sitesi haline geldi. Sloganı da biz asla best of youtube olmayacağızdı ama daha beteri oldu. İlk yıllarda siteyi googleladığınızda ilk önce oyun, yani atari (oyun)bölümü çıkıyordu, ilk kapanan bölüm de o oldu. Şipşak ya da yazıyorum bölümleri de, onedio.com gibi siteye üye çekebilirdi ama sadece video ve azıcık da ses bölümüne yatırım yapıldı.
2)Kötü ötesi mobil uygulama: İnternet dünyası giderek mobil uygulamalara yönelirken, bu sitede ses ve video hariç diğer içeriklerine cepten-tabletten giremiyordun. Oysa içerdiği onlarca basit oyun cepten-tabletten oynanabilseydi, genç insanlar üzerinde bağımlılık yapabilirdi. Videolar için de çoğu kez cepten yorum yapmak ya da bağır-çağır denen sohbet odacığına yazı yazamıyordun. Çoğu kez cepten videolar da açılmıyordu.
Bir de sitenin cep uygulaması her zaman telefonu ağırlaştırıyor ve sorun yaratıyordu. Hatta benim telefonum bir kaç kere uygulamayı kendiliğinden sildi. O zamanlar
3)Personel azaltma: Nokta yayımcılığın en büyük hatası, siteyi sadece üç adminle yönetmeye kalkması, diğer adminlerin işlerine son vermesi, kurnaz esnaf-kobi sahibi mantığı ile iş yapmaya kalkmasıdır. Bu tip kobiler, ekonomik krizlerde ilk kapananlar olur. Admin sayısı azalınca, içerik gönderenler cevap verilmez oldu. Özellikle ergen üyeler, biraz da adminlerle konuşmak için içerik gönderiyordu. Bir de admin sayısı azalında, troller daha kolay cirit atar, eski içerikler daha fazla atılır oldu.
Ayrıca sadece üç admin, biri de İzlesene'ye müdürlükte yapan Cem Evecen'in kendisi, nasıl her işe yetişecek, bir de siteyi geliştirecekti. İşlere yetişsen bile, işi geliştiremezsin. Bence Cem Evecen, şirket sahiplerinin oğlu-yeğeni falan ya da ortaklarından. Yoksa bu kadar beceriksiz birine tahammül edilmez.
4)Gereksizleşen erotizm: Sitenin özellikle cuma sabahları yayımladığı memeli içerikleri ve twerk (popo titretme) başta olmak üzere absürt erotik ve porno başlandığı içerikleri, başta üye sayısını arttırsa da, sonradan pek çok üyenin siteyi terk etmesine, mevcut üyelerin de video sonunda ekranda beliren resimlerden dolayı kendi videolarını, kendi sosyal medya hesaplarından paylaşamamasına sebep oldu .
Diğer yandan zaten sitede kız üye yoktu. Bir ara sinirli sarışın diye bir üye vardı, o da terk etti. Bu erotik içerikler, kadın izleyiciyi de siteden uzak tuttu.
Erotizm, ulaşılması zorken kıymetliydi, Z kuşağı hele, telefondan hiç zahmet etmeden, en rezil pornolara, ücretsiz ve kolayca, cep telefonundan ulaştığını düşünürsek, normal bir site için erotizm can sıkıcı ve utanç verici ya da bireysel olarak mahrem olması gereken bir şey. Mantıklı olan temiz yayındı.
5)Sosyal medyayı kullanamama: Sitenin resmi facebook ve twitter sitesinin takipçisi çok azdı. Adminlerden Hoanes'in twitter hesabı vardı, o da site içeriklerinden çok, kendi fenomenliği peşindeydi. Sitenin instagram hesabı ise, kapanmasına yakın açıldı. Siteye ait tüm sosyal medya hesapları vasatın altı ve sıkıcıydı. Sitenin çok izlenenleri genelde ekşisözlükten geliyordu. Sebebi de kurucusu Mesut Bahtiyar ve ilk adminlerinin çe çoğu üyesinin ekşi üyesi olmasıydı. Fatih Aker, gerçekten ekşi yazarlığının ekmeğini yiyor ve yemekte. Alkislarla'yı kurdu, eki sayesinde tanıtıp, büyüttü, iyi fiyata sattı. Ardından ellidokuzsaniye.com'u kurdu, onun da üyelerinin çoğu ve izlenmeleri de ekşiden geliyordu. Şu anda yaptığı Odadaki Fil poskesti de büyük ölçüde ekşiden faydalanıyor.
6)Siyasi kararsızlık: Hoanes'in açıkça HDP'li olduğunu ifade etmesi, Alihasan'ıl LGBT'liği siyasi trollerin yalan haber yayma ve küfürlerine karşı yetersiz mücadele, sonra birden bire siyasi içerik almama kararı da siteye tabutun son çivilerini çaltı. Ben de kendi hesabıma kemalkılıcdaroglu gibi takma adla, CHP trollüğü yaptım. Her gün üç-beş Aktrolü oyalıyordum. Lakin banlanmamak için küfür kullanmamaya özen gösteriyordum. Bu trol kavgaları siteyi çok yıprattı. Bir öz eleştiri olarak belki de benim de banlanıp, başka bir takma adla yeniden üye olmam gerekliydi.
7)Gereksiz özellikler: Sitenin radyosu, gereksiz bir karışık kasetçalardı ve yazışma ekranı benim kan duyurularımla doluydu, kapandı. Üyelerin duvarları, bir incisözlük saldırısından sonra kapandı. Bağır-çağır ve özel mesajlaşma, adminler hariç kapanmalıydı. Bir ara duyuru ekranı falan da vardı, başka bazı özellikleri de oldu. Ekranı kalabalıklaştırmak ve özellikle cep uygulamasını ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramadı.
EK-1 Yazık olan: Site, damlaya damlaya göl olur atasözünün ispatıydı. Siteye atılan bir kısım video ve ses, izlesene.com'da duruyor ise de pek çoğu artık yok. Gerçi onları ya birileri indirmiş ya da telif hakkı olanlar sildirmiştir. Bir gün, bir yerlerden çıkar ya da öyle umuyorum. Fotoğraf, yazı ve oyun içeriklerine tamamen yazık oldu.
EK-2 Genel anlamda pişman değilim: Az da olsa bazı içerikleri internette, özellikle kapanan yorutube sayfalarından kaybolmaktan kurtarıp, izlesene.com'a ekledim. Pek çok şeyi de ilk defa oradan öğrendim. Hatalarım, kırdıklarım oldu ama onlar da beni kırdı. Hakkını helal et muhabbetini sevmiyorum. Varsa ölümden sonra yargı, haklarımız karşılıklı baki kalsın.
EK-3 Siteden sonra hayat: Siteden sonra diğer üyelerin discord grubuna bir gün yazdım, üç-beş gün de izleyici oldum, sonra discordu sildim. Site bağımlılık yapmıştı ve ben siteyi bırakmadan, site beni bırakmıştım ve bağır-çağır bile hatayken, oralarda sürünemezdim. Hem yeterince farklı sosyal medya hesabım var, hatta fazla bile var. Daha fazla olursa, kendi işlerimi yapamam. Daha sonra Uludağ'a üye oldum, iki haftada ondan da sıkıldım.
Ek-4 Keşke bu kadar vakit ayırmasaydım: Alkışlarla ile ilgili tek pişmanlığım fazla vakit ayırmaktı. Ayda-yılda bir içerik atan üye olsaydım daha iyi olacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder