13 Temmuz 2022 Çarşamba

SÜLEYMAN DEMİREL KİMDİR?



 Süleyman Demirel, Türkiye'de yedi kere başbakanlık yapmış, iki askeri darbenin doğrudan muhatabı, 9. cumhurbaşkanı, gayet başarılı bir politikacıdır. Hakkında pek çok bilgi bulabilirsiniz. Ben size okul ödevi bilgisi vermeyeceğim. Bir ölü ile de kavga etmeyeceğim. Amacım ülkemizdeki kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür, badem gözlü olur geleneğini yıkmaktır.

Demirel asla demokrat biri olmadı. Şimdilerde birileri onu demokrasi şövalyesi gibi gösterme çabasındadır. Oysa kendisi, Nazım Hikmet'in şairliğini övdü siye, o zamanlar Türkiye İşçi Partisinin milletvekili olan Çetin Altan'ı, kendi milletvekillerine dövdürüp, sonra da bu linçi meclis kürsüsünden övmüştür.

Hayatı boyunca en büyük marifeti, suçunu başkalarına atmak olmuştur. Yetmişli yılların, çoğu da kendisi ya da kendisinin başında olduğu Milliyetçi Cephe hükumetleri iktidardayken,  tüm ekonomik krizi ve yoklukları, 1977'de bir kaç aylık ve 1978-79'daki  bir yıllık iktidarının üzerine yıkmıştır. Seksen öncesinin katliamlarında (Maraş-Çorum-Malatya vs) belediye başkanları çoğu kendi partisindeydi. Bu katliamların suçunu da sadece MHP'ye attı. Maraş ilinde (şehirde değil, il genelinde) kan gövdeyi  gösterirken, o meşhur sözünü söyledi: ''Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz''

12 Martta şapkasını alıp gitmişti, 12 Eylülde de alınıp, götürüldü. Her gidişinde, geri döneceğine emindi. buna emin olmasını iki sebebi vardı. biri bürokraside kendi militanı olan kadrolar ki bu kadroların bir kısmı içişleri ve sağlık bakanlığı  başta olmak üzere devlete doluşan Ülkücüler ile, Nurcular başta olmak üzere tarikatlılar oluşturuyordu; diğeri de çoğunluğu köylü olan ve gazete-dergi okumayan, kendisine sadık, seçmen kitlesi. 2010 Yetme ama referandumu öncesinde yapılan  propagandanın aksine, bürokrasi hep sağın egemenliğinde oldu. Nurcular başta olmak üzere tarikatlar da, Necmettin Erbakan ve partilerini ( Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet vs) pek sevmediler daha doğrusu Erbakan onları pek sevmedi.

12 Eylül sonrasında, tekrar parti kuruduğunda ise, kendisini 12 Eylül öncesindeki uzlaşmaz tavrından dolayı suçlayan seçmene karşı, biraz da tek parti olamadığı için, 

Memleketi Isparta'da halk, hem ona ve ailesine küfreder, hem de oy verirdi. Isparta'da pek çok kurumun adı Süleyman Demirel ya da onun akrabalarının (karısı Nazmiye ve kardeşi Şevket Demirel vs) adını taşıyordu. Koca şehirde tek bir tane halısaha vardı, onu da kardeşi işletiyordu. Kendisi , 1962-1980 arası ve Özal öldükten, 28 Şubat sürecine kadar sağın genel lideri konumundaydı.

28 şubat süreci ise, onun cumhurbaşkanlığının son yılına denk geldi, ne tesadüf değil mi? Kendisi bu süreçte, türbanlılar okumaya Arabistan'a gitsin diyerek, kendisini yıllarca destekleyen dindar insanlara sırt çevirdi. 28 Şubat döneminde temel amacı, anayasa değişikliği ya da başka bir yoldan kendisi ya da ailesinden birilerinin siyasete devam etmesi, kendisini tekrar cumhurbaşkanı yapmaktı. O sıralar zaten tükenmekte olan merkez sağ, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın elinde can çekişiyordu. Bülent Ecevit'in gayretleri ile, dönemin Anayasa Mahkemesi başkanı Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı seçilmesi ile kendisi ve merkez sağın siyaseti tamamen bitti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder