6.Halkın Pişmanlığı ve katillere acımak: Pek çok sitede savaş sonrası Almanya, Japonya, İtalya gibi ülkelere ya da onların vatandaşlarına fazlası ile acıyanları okuyorum.
Ben de bir zamanlar onlar için üzülürdüm ama artık üzülmüyorum. çünküi artık biliyorum ki onlar içlerindeki canavarca hisle bunu yaptılar, kışkırtılmamışlardı ve öldürdükleri insanların masum olduklarını biliyorlardı. Kurbanların mallarının ve mülklerinin yağmalanmasına onlar da katılmıştı.
Drasden bombalanması için üzülenler, açlıktan öldürülen Minskliler ya da Hitler'in emri ile her tuğlası yıkılan Varşova için üzülmüşler midir acaba?
Ya da Hiroşimalı kadınlar, kocalarının ırzına geçtiği, zorla Japon askeri genelevlerinde çalıştırılan Koreli kız çocukları için ne düşünmüşlerdir?
Acı gerçek, dünyada pek çok kötülük cezasız kalmakta. Pek çok katil, ceza almak bir yana, ödüllendirilmekte.
Maraş-çorum-Sivas, Endonezya 1965 (Gestapu), Amerika'nın Kızılderili katliamları ve daha buraya yazsam sayfalar alacak katliamları sanıkları birer kahraman olarak yaşadı ve öldü.
Çok azı cezasını aldı, onlar da cezasını fazlası ile alsın ki, en azından daha sonraki gaddarlar, birazcık korksun.
Kelt kabileleri Roma'yı yağmaladıkları zaman başlarındaki komutan, Yenilenler Kahrolsun demişti. Sonra Romalı cesur biri, Keltlerin haraç terazisine altın yerine kılıcı attı ve ardından Romalılar, Keltler'i önce Roma şehrinden, sonra İtalya yarım adasından attı. Ardından da Romalılar Ketleri Yozgat'tan, İskoçya'ya kadar kovaladı.
Ben de diyorum ki, fethe çıkıp da yenilenler beter olsun. Beter olsun yağmadan zengin olanlar. Beter olsun ölen askerlerin üzerine siyasi bir gelecek kuranlar.. Acından ölsün, yıkılan yuvaların yerine lüks evler kurarak servetlerine servet katmaya çalışanlar.
Üzülmemeliyiz bir diktatörü çılgınca alkışlayan vahşi kalabalıklar için. O vahşi kalabalıkların çocukları için üzülmemeliyiz.
Hiroşima ile dünyanın nükleer serpintiye uğradığı için üzülebilirim. O bombalanan şehirlerdeki bitki, hayvan, hatta börtü böcek için üzülebilirim.
Artık ben o vahşi kalabıkların gerçek yüzlerini gördüm. Hiroşimalı ya da Drasdenli çocuklar için bile üzülmem bundan sonra. Yaşasalardı Yahudileri ve Sindileri sabun, Koreli ve Filipinli kızları fahişe yapıp, dünyayı kana bunayacak, anne ve babalarından daha acımasız olacaklardı. Şimdi Almanya ve Japonya, gayet güzel teknolojik ürünler üreten birer sanayi ülkesidir.
Hitler, Fransızların, Hollandalıları ve diğer deniz aşırı sömürgecilerin yaptığınız kıta Avrupa'sında yapmaya kalktığı için yenildi. Birileri Hindistan katliamları sonrası Dover, Londra, Mençıstır gibi İngiliz şehirlerini bombansaydı, Dachau, Austscwitz katliamları olmayacaktı.
Hitler, Avrupa'yı yakıp, yıkarak; beyaz adamın azgınlığını durdurdu. Atatürk ve Anadolu direnişi ile duraklama devrine giren batı sömürgeciliği, Hitler'den sonra sömürgelerde tutunamadı.
Önce askerlerini ve yönetimlerini çekti. Şirketleri ve işbirlikçileri (kompradorlar) yerini aldı bir süre. Şimdilerde Çin, Hint ve batılı olmayan ülke şirketleri ile kendi burjuvaları giriyor.
Hayır sayın okurlarım, katillere asla acımayalım. Bakunin; ezenlerden nefret etmeden, ezilenleri sevemezsiniz demiştir. Ben de diyorum ki, katillerden nefret etmeden, kurbanları sevemezsiniz.
Drasden bombalanması için üzülenler, açlıktan öldürülen Minskliler ya da Hitler'in emri ile her tuğlası yıkılan Varşova için üzülmüşler midir acaba?
Ya da Hiroşimalı kadınlar, kocalarının ırzına geçtiği, zorla Japon askeri genelevlerinde çalıştırılan Koreli kız çocukları için ne düşünmüşlerdir?
Acı gerçek, dünyada pek çok kötülük cezasız kalmakta. Pek çok katil, ceza almak bir yana, ödüllendirilmekte.
Maraş-çorum-Sivas, Endonezya 1965 (Gestapu), Amerika'nın Kızılderili katliamları ve daha buraya yazsam sayfalar alacak katliamları sanıkları birer kahraman olarak yaşadı ve öldü.
Çok azı cezasını aldı, onlar da cezasını fazlası ile alsın ki, en azından daha sonraki gaddarlar, birazcık korksun.
Kelt kabileleri Roma'yı yağmaladıkları zaman başlarındaki komutan, Yenilenler Kahrolsun demişti. Sonra Romalı cesur biri, Keltlerin haraç terazisine altın yerine kılıcı attı ve ardından Romalılar, Keltler'i önce Roma şehrinden, sonra İtalya yarım adasından attı. Ardından da Romalılar Ketleri Yozgat'tan, İskoçya'ya kadar kovaladı.
Ben de diyorum ki, fethe çıkıp da yenilenler beter olsun. Beter olsun yağmadan zengin olanlar. Beter olsun ölen askerlerin üzerine siyasi bir gelecek kuranlar.. Acından ölsün, yıkılan yuvaların yerine lüks evler kurarak servetlerine servet katmaya çalışanlar.
Üzülmemeliyiz bir diktatörü çılgınca alkışlayan vahşi kalabalıklar için. O vahşi kalabalıkların çocukları için üzülmemeliyiz.
Hiroşima ile dünyanın nükleer serpintiye uğradığı için üzülebilirim. O bombalanan şehirlerdeki bitki, hayvan, hatta börtü böcek için üzülebilirim.
Artık ben o vahşi kalabıkların gerçek yüzlerini gördüm. Hiroşimalı ya da Drasdenli çocuklar için bile üzülmem bundan sonra. Yaşasalardı Yahudileri ve Sindileri sabun, Koreli ve Filipinli kızları fahişe yapıp, dünyayı kana bunayacak, anne ve babalarından daha acımasız olacaklardı. Şimdi Almanya ve Japonya, gayet güzel teknolojik ürünler üreten birer sanayi ülkesidir.
Hitler, Fransızların, Hollandalıları ve diğer deniz aşırı sömürgecilerin yaptığınız kıta Avrupa'sında yapmaya kalktığı için yenildi. Birileri Hindistan katliamları sonrası Dover, Londra, Mençıstır gibi İngiliz şehirlerini bombansaydı, Dachau, Austscwitz katliamları olmayacaktı.
Hitler, Avrupa'yı yakıp, yıkarak; beyaz adamın azgınlığını durdurdu. Atatürk ve Anadolu direnişi ile duraklama devrine giren batı sömürgeciliği, Hitler'den sonra sömürgelerde tutunamadı.
Önce askerlerini ve yönetimlerini çekti. Şirketleri ve işbirlikçileri (kompradorlar) yerini aldı bir süre. Şimdilerde Çin, Hint ve batılı olmayan ülke şirketleri ile kendi burjuvaları giriyor.
Hayır sayın okurlarım, katillere asla acımayalım. Bakunin; ezenlerden nefret etmeden, ezilenleri sevemezsiniz demiştir. Ben de diyorum ki, katillerden nefret etmeden, kurbanları sevemezsiniz.