Ülkemizde sık sık kitlesel dolandırıcılık vakaları yaşanıyor. Ben hayatımda çok para kazanamadım. Kırk beş yaşımdan sonra bir evim oldu ve birikimim de çok ama çok az. Şunu da gördüm ki, çok para kazanmak için, çok fazla mesaiye kalan ve biriktirmek için çok harcama yapmayan maaşlı kesim, çok da dolandırılıyor. Ben hayatta çok para kazanmadımsa, çok para da dolandırılmadım. Dolandırılan tanıdıklarımdan da, şu tespitleri yaptım:
1)Belirgin adresi olmaması: Son Todex dolandırıcı iki yılda yirmi kere adres değiştirmiş ve iki milyar dolandırılmış. Üstelik de Amerika'da bir yerden, güvenilir kripto para belgesi almış. Bence şu andan itibaren kripto paraya yatırım yapmak, kumar oynamak gibi bir şey. Kaldı ki adresi belirsiz bir şirkete yatırım yapmak, boğaz köprüsünü satın almak gibi bir şey.
2)Küçük paralara tamah etmesi: Ciddi yatırım, ciddi paralarla yapılır. Büyük paralara, büyük faiz verildiği gibi, küçük yatırımcı da, büyükle aynı oranda kazandırmak. Lot altı hisse satışı yapan borsa aracı kurumları ve şirketler ya battı, ya da yatırımcısını batırdı. Yıllar önce Metin Akpınar'ın oynadığı banka reklamı vardı. Yüz dolara ve marka bile faiz veriyoruz diyerek. ünlü bir oyuncu, lokantacı esnafı rolündeydi. Bin dolar ya da ero biriktirmez mi turistlik lokanta esnafı, bin dolara, eroya da vadeli hesap açılırken, yüz doların peşine düşen banka batmıştır, yatırımcı da batacaktır. Zira amacı para toplamaktır.
3)Ünlülerle reklam yapıyorsa: Banka ya da yatırımcı sürekli ünlülerle reklam yapmaz ya da asıl reklamını ünlülerle yapmaz. Banka dediğin, bianeale, tiyatro-caz ve benzeri festivallere, voleybol, satranç gibi sporlara sponsor olur. Muhafazakarsa kuran kurslarına, imam hatiplere yardım yapar, Afrika'da su kuyusu açar. Ünlüler, yatırımcı olmayan, minik birikimli insancıkları ağa çekmek için atılan tuzak yemidir.
4)Aşırı kazandırıyorsa: Çiftlikbank ilk çıktığında, o kadar çok kazandırıyordu ki, bu sakın eroin ya da genelev bank falan olmasın dedim kendi kendime. Zira ne tarım, ne hayvancılık, ne de yasal her hangi bir yasal iş bu kadar kazandıramazdı. Bir de bu kazandırmasının reklamını yapıyorsa, hepten kaçın. Ciddi yatırımcılar ya da faiz kovalayanlar, hepsini iyi bilir. Ben 90'larda Isparta'da öğrenci iken, bir kaç puan fazla faiz için ayda bir Antalya'ya giden, o farkı da Antalya'da gezerek harcayan bir yaşlıyla tanışmıştım. (Isparta o zamanlar çok küçüktü, her bankanın şubesi yoktu, internet bankacılığı falan da yoktu) Hele şimdi el altında internet de var ki, herkes, neyin, nerede olduğunu iyi biliyor.
5)Politikacılara, özellikle iktidar sahipleri ile fotoğrafları varsa: Eskiden beri dolandırıcılar, iktidar sahipleri ile beraber çektirdikleri fotoğrafları, küçük yatırımcının gözünün içine sokmaya heveslidir. Bunu yapıyorsa kaçın.
6)Para yatıranlar sizi de davet etmek bir yana, özellikle zorluyorsa: Pek çok kişi, bile bile dolandırılmaktadır. Çünkü ponzi denen dolandırıcılık sistemlerinde, paranızı zamanında çekerseniz kar edersiniz. Önce gelenlerin faizi, sonra gelenlerin anaparası ile ödenir. Bunun için de parasını kurtarmak isteyenler, batmanın ucu görününce, arkadaşlarını da bu batağa davet eder.
7)Geleceğin kelimesini duyunca kaçın. Yıllar önce, doksanlarda sosyolojiye geleceğin mesleği dediler, ola ola felsefe öğretmeni ve bir kısmımız da rehberlik öğretmeni oldu. Büyük şirketlerde sosyologluk yapana da rastlamadın. Yaş elliye geldi, uzun zamandır sosyoloji dersine girmedim, gelecek de gelmedi. İktisatçı Keynes'in, klasik iktisatçılara dediği gibi, uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız.
Bir üniversitede, bir bölüm, geleceğin mesleği diye tanıtılıyorsa, bilin ki sırf öğrenci sayısı artsın, üniversite, il-ilçe esnafı para kazansın diye uydurulmuş bölümdür. Hatta pek çok iki yıllık, teknikerlik bölümlerini bile böyle tanırlar. İki binli yılların başında bu furyanın başını raylı sistemler (tren-metro vs) ile ulaştırma-taşıma (kargoculuk) bölümleri çekti. Sonra mezunlarını asgari ücretle işe aldılar.
İnşaatta da, şehrin en olmaz yerindeki binalar, geleceğin yerleri diye tanıtılır. Bu geleceğin lafını çok kullanan inşaatçıların, inşaatı yarım bırakma ihtimali yüksektir. Kripto para için de, geleceğin parası deyip, duruyorlar. İnsanlık altından, değerli metalden, sikkeden, kağıt paraya neredeyse bin yılda geçti. 1960'larda bile kağıt para, altın karşılığında basılıyordu. Kredi kartı, halen pek çok ülkede risk, o ülkelere seyahat ediyorsanız, kullanmayı diyorlar. Almanya, dünyanın dördüncü ekonomik gücü ama salgın bile kredi kartını çok yaygınlaştırmadı. Halen pek çok iş için kredi kartı zorunlu. Bin yıl ömrünüz varsa, kripto paraya yatırım yapın.
8)Yatırımcı genç ise kaçın. Son yirmi yıldır dolandırıcıların çoğu otuzunun altında. Erkenden vurgun yapıp, sonraki yıllarca çalışmak istemiyorlar. Genç yatırımcılardan uzak durmak en iyisi.
9)Kravat takmıyorsa: İtiraf edeyim, on yıldır memurlarda zorunlu kıyafet kalktı ve bir öğretmen olarak ben de kravat takmıyorum, gerçi ben yatırımcı da değilim. Dikkat ettim son yıllarda dolandırıcılarda kravatsız takım elbise giyme ve yakayı-bağrı iyice açma modası var. Ben de bir kaç işten, böyle kravatsız ve gömlek yakası iyice açık tipe denk geldiğim için vazgeçtim ve gerçekten de o kişiler dolandırıcı çıktı.
10)Dolandırıcılıktan sabıkası varsa, verin paranızı gitsin. Hatta evi, arabayı satın, üzerine bankadan kredi çekin, öyle yatırın (tövbe tövbe). Banker Kastelli ve Jet Fadıl, bunun en iyi örnekleri. Bunu da yapıyorsanız, size tavsiyen elinizde, avucunuzda ne varsa hepsini verin, üzerine de kredi çekin ki, sizin gibi birisinde, başka birine dolandırılacak para kalmasın.