13 Ekim 2024 Pazar

TARİKAT DİNLERİ

 


Abdülkadir Sezgin isimli bir Diyanet bürokratı, doktora tezini Hacı Bektaş-ı Veli ve Alevilik adı altında kitaplaştırdı. Tezi ilginçti, Aleviliği aslında Bektaşilik, Bektaşiliğin de Sünni bir tarikat olduğunu iddia ediyordu. Bu kitabı üniversitede ödev olarak almıştım, hocam da tahmin edersiniz ki sağ görüşlü biriydi. Bu görüş bana hep saçma gelmişti, halen de saçma geliyor. Bu tezin amacı çok belli ki asimilasyondu. Bu düşüncelere sahip olduğumda, diğer tarikatların görüşlerini bilmiyordum. Sünni yada Ehli Sünnet denilen tarikatların inançlarının içlerine girdiğimizde yer yer Aleviliğin bile klasik Sünniliğe daha yakın olduğunu görürüz. İbadet olarak Aleviliğin namaz, oruç gibi ibadetlere uzak olması yada 12 İmam, Hızır orucu gibi kendi versiyonlarını icat etseler de,  Ali-el Mürteza dahil, hiç bir Alevi ulusu, Allah yada Cebrail ile konuşmamıştır.  Malakat yada Buyruk, yada başka bir kitap, Kur'an yerine geçmez.  Ali, Hasan yada Hüseyin, ölüleri diriltmemiş, doğa üstü olaylara karışmamıştır. 

Oysa pek çok tarikat, bambaşkadır. Tarikatın kurucusu ve şu anki şeyhinin muhteşem kerametleri vardır. Ahmet Eflaki'nin Ariflerin Menkıbeleri'ni okuduğumda hayret etmiştim. Kendisinin yazdığına göre Mesnevi, Kuran'ın yorumu değil, kendisidir demiştir. Nurcular da Said-i Nursi'nin Risaleleri ile ilgili olarak benzer düşünürler. Onlara göre Said-i Nursi, yaklaşık yüz yılda bir dini tazeleyen büyük mütefekkirlerden biridir. (1998'de bir Nurcu bana aynen böyle demişti). Ondan sonra kim çıkacak beli değildir.  Bazı Ekşisözlük yazarlarına göre risaleler büyük ölçüde 19. yüz yılda Bahailik dinin kuran Bahaulah'ın kitabına benzemektedir. Kendisi İstanbul'da bir medresede uzun bir sınavdan başarı ile çıkmıştır. Sınavdan sonra Bedüüzaman (zamanının güzeli) unvanını almıştır. Kendisini sınayan hocaların kimliği bilinmemektedir. Daha neler neler vardır ki, bir sürü değişi Nurcu grup olduğu için yazdıklarım yalanlanacaktır.

Tarikat şeyhlerinin pek çoğunun kitabı okunmaz, okutulur.  Biri okur, diğerleri dinler, okuyan her cümleyi bazen yarım saat açıklar. Bazen de bu açıklamaları kitaba ekler, buna da şerh derler. Üniversitede bir hocamız, Ebu Hanife'nin on (10) sayfalık bir kitabının,  şerhlerle bin  (1000) sayfa olduğunu anlatmıştı. Gazali'nin yaşadığı her güne 17 (on yedi) sayfa olmasının sırrı da budur. Günümüzde din kitapları çok satılır, az okunur. Satın alınmasının ilki gösteriştir, boydan boya dizer ve dindarlığınızı gösterirsiniz. İkincisi de tarikata yada derneğe yardım yapmaktır. Son elli yada yüz yılda bu kitaplar, tarikat şeyhinin konuşmalarının yazıya dökülmesidir ve paragraflar kendi içlerinde bile tutarsızlık taşır.

Tarikat şeyhlerinin konuşmaları, modern çağla beraber sosyal medyada da yayılmaya başladı. Bunu daha çok kendileri yapıyorlar, hedef kitlelerine daha kolay ulaşmak için. Konuşunca doğrudan hadis diyorlar, ayet diyen pek yok. Çünkü ayet uyduramıyorlar. İkinci bir neden de Kuran'ın Türkçesinden rahatsız oluyorlar, çünkü öğrenen dini sorguluyor. Hadis uydururken de hızlarını alamıyorlar. bir çıkmış, saç ektirmek günahtır, kendi saçından olsa bile diyor. Oysa bu teknoloji kırk yıllık bile değil. Bin dört yüz yıl önce yaşamı birisi, bu konuda neden hüküm verme ihtiyacı duysun? Öyle olsa ülkemize saç ektirmeye gelen turistlerin tamamı Arap'ken bunu neden söylüyor? (İslam'ı Araplardan iyi bildiğini sanmak,  Arao plmayan Müslümanların avuntusudur.) Bunun sebebi, özel sağlık hastanelerinin öteki tarikatın elinde olması ve öteki tarikatı da rakibi olarak görüyor olması, olmasın sakın. Çok bilinen bir tarikat, bir zamanlar malum tarikatın dershanecilik ev özel okuldaki teklei gibi, özel hastanecilikte tekel olmuş durumda. Özel hastanlerede hemen hiç türbanlı doktor-hemşire görmüyor olmanız, bu gerçeği görmemizi engelliyor. Ayrıca Sözcü, Cumhuriyet, Birgün gibi gazetelere yaz boyunca bol Atatürk resimli ilanlar veren pek çok özel okul da tarikatçıdır. Tarikatların gerçek dini paradır. Fakirler, garantili hazır pazari her daim ucuz iş gücü imkanı; fakirler bedava yemek, yurt, düşük maaş da olsa iş imkanı; memurlar da torpil bulabilmek için üye olur. Bir kaç ay önce, bir üniversitede, uluslar arası bir konferansta kapalı bir kızın görev almasına engel olunması duyuldu, sonra bu olay çabuk kapandı. Bu olayın olduğu üniversite, orta çağ Müslüman bir düşünürünadını taşıyan ve kadroları tarikatçılarla dolu bir üniversiteydi. Hatırlarsanız , İstanbul'un olimpiyat şehri olma tanııtım videosunda da kapalı kız yoktu. Yani ortaya attıkları sorunlar da anca göz boyamadır. 

Geçmişte de böyledyi ve Osmanlı-Selçuklu tarihi boyunca pek çok tarikat, önce yandaş, sonra paralel yapı oldu, sonra halledildi. Hemen herkes Osmanlı'da Alevi-Bektaşi katliamını bilir. Oysa Yavuz'u tahta çıkaran Yeniçeri'ler, Bektaşi tarikatı üyesi olarak, katlettikleri Aleviler gibi yaşarlardı. Devşirildikten sonra namazları kılındı kabul edildiği için bayram ve cenaze namazı haricinde namaz kılmaz, Ramazan ayında oruç tutmaz, Aleviler gibi 12 İmam, Hızır orucu falan tutarlardı. Öyleyse neden Alevi katlettiler diyeceksiniz, sebep, paraydı. Çaldıran'dan sonra bile pek çok Kürt Alevi topluluğun Dersim ve çeşitli bölgelere yayılmasına göz yumuldu. Yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra da devletin Bektaşi tekkelerine desteği, Arnavutluk ve Girit adasında devam etti. Herkes Alevi-Bektaşi kıyımlarını bilir dedik. Osmanlı belki de Alevi-Bektaşi'den çok Mevlevi katletti. Balıkesirli Kadızadeler'in Şeyhülislamlığı ellerinde tuttukları uzun süreler boyunca Mevleviler ve Halvetiler, sistematik katliamlara uğradı. (Muhteşem Yüzyıl'da Ebu Suud efendiyi Tuncel Kurtiz oynamıştı ama erken vefatıyla senaryo çok değişti. Kadızadeler tek başına dizi-belgesel konusudur.)  Sonra Kadızade ailesi, Vendeiklilerin Çanakkale boğazı ablukasını dini sebeplere bağlayınca Köprülü Mehmet Paşa ve ailesinin öfkesini çekti. Aile halledildi ve bundan sonra da bir süre Nakşibendilere zulüm başladı.

Siyasete bulaşan her tarikat, önce muhalif, sonra yandaş, sonra paralel yapı olur, en nihayetinde halledilir. Mason Locaları da 1970'lere kadar her şeye egemen gibiydi. Derken İngiltere'de bir soruşturmada, Mason hakim ve savcıların, biraderlerini kolladığı ortaya çıktı. Bu olayı okuduğum kaynaağa göre o yıllarda her sekiz yetişkin erkek İngilizden (halen de Mason kadın olunmuyor diye biliyorum) biri Mason'du. İngiltere'deki soruşturmadan sonra İtalya'da P2 locası skanladı ortaya çıktı ve piyasa Masonları ifşalayan kitaplarla dolu. Hiç Opus Dei (Vatikan'ın gizli örgütü), Kurukafa-Kemikler örgütleri ile ilgili kitap var mı? Varsa da çok az.

Tarikatlara üye olmaz, o dinin üstünü yada daha çok inancı olanı olduğunuz anlamına gelmez. Her tarikat, bambaşka bir dindir.

10 Ekim 2024 Perşembe

KURAN AYETLERİNİN İSİMLERİNİN TÜRKÇESİ-YAKUP DENİZ



İslam’ın kitabı Kur’an’da (6236- 6234- 6666) Ayet VAR DERLER..
İslam inancına göre, Allah’ın sözleri olan Ayetler, Peygamber Muhammed’e, Melek Cebrail tarafından ve Vahiy yoluyla gönderilmiştir.
570-632 yıllarında yaşadığı söylenen ve 40 yaşında Peygamber olan Muhammed (bana göre Mekke'de yaşadığı tamamen safsata) döneminde Kur’an’ın tamamı yazılı bir kitap haline getirilmemiştir.
Kuran Osman zamanında kitap olarak toplandığı söylenir.
Osman (644-656) döneminde, Kur’an yazılı kitap haline getirildi denilir.
Dostlar,
Kur’an’daki 6236 Ayet ya konularına ya da indirildikleri zamana göre kümelere ayrılmıştır. Bu kümelere SURE adı verilmiştir ve 114 sure bulunmaktadır.
Sure isimleri, Kur’an’ın yazılımı sırasında Araplar tarafından verilmiştir.
Bunun anlamı şudur ki Arapça sure isimleri, Allah’ın sözleri değildir!
Dostlar, Ayetleri Türkçeye meal eden ilahiyatçı dinciler surelerin isimlerini TÜRKÇEYE BİLEREK ÇEVİRMEMİŞLERDİR.
Araplar tarafından verilen SURELERİN Türkçe karşılıklarını YAZIYORUM: :
ARAPÇA İSİMLER…………………..TÜRKÇE İSMLERİ
1. Fatiha ………………………………………. Açılış
2. Bakara ……………………………………… Sığır
3. Âli İmran ……………………………………İmran Ailesi
4. Nisa……………………………………………Kadın
5. Maide…………………………………………Sofra
6. En’Am ……………………………………….Davar
7. Araf ……………………………………………Orta Yer
8. Enfal ………………………………………….Ganimetler
9. Tevbe …………………………………………Tövbe
10. Yunus ……………………………………….Yunus
11. Hud …………………………………………..Hud
12. Yusuf …………………………………………Yusuf
13. Rad ……………………………………………Gök Gürültüsü
14. İbrahim ………………………………………İbrahim
15. Hicr …………………………………………….Hicr
16. Nahl ……………………………………………Bal Arısı
17. İsra ……………………………………………..Gece Yürüyüşü
18. Kehf …………………………………………….Mağara
19. Meryem ……………………………………….Meryem
20. Ta-Ha ………………………………………….Sırlardan bir sır.
21. Enbiya ………………………………………….Peygamber
22. Hac ………………………………………………Hac
23. Müminin ……………………………………….İnananlar
24. Nur ……………………………………………….Işık
25. Furkan …………………………………………..İyiyi KötüyüAyıran
26. Şuara …………………………………………….Şairler
27. Neml ……………………………………………..Karınca
28. Kasas …………………………………………….Tarihi Olaylar
29. Ankebut …………………………………………Dişi Örümcek
30. Rum ………………………………………………Romalılar
31. Lokman…………………………………………..Lokman
32. Secde………………………………………………Secde
33. Ahzap …………………………………………….Hizip/karşıtlar
34. Sebe ……………………………………………….Sebe
35. Fatır ……………………………………………….Yaratan
36. Yasin …………………………………………….Ya-Sin
37. Saffat ……………………………………………..Dizinler
38. Sad ………………………………………………..Sad
39. Zümer ……………………………………………Topluluklar
40. Mümin …………………………………………..İnanan
41. Fussilet …………………………………………..Açıklanmış
42. Şura ……………………………………………….Danışma
43. Zühruf ……………………………………………Gösteriş
44. Dühan …………………………………………….Duman
45. Casiye ……………………………………………..Diz Çöküş
46. Ahkaf ………………………………………………Kum Tepeleri
47. Muhammed ……………………………………..Muhammed
48. Fetih ……………………………………………….Fethetmek
49. Hucurat …………………………………………..Odalar
50. Kaf ………………………………………………….Kaf
51. Zariyat ……………………………………………..Tozutup savuranlar
52. Tur ………………………………………………….Sina Dağı
53. Necm ……………………………………………….Yıldız
54. Kamer ………………………………………………Ay
55. Rahman ……………………………………………Merhametli
56. Vakıa ……………………………………………….Olay
57. Hadid ………………………………………………Demir
58. Mücadile ………………………………………….Tartışma
59. Haşr ………………………………………………..Yığınak
60. Mümtehime ……………………………………..Sorgulanan
61. Saff …………………………………………………..Saf Tutma
62. Cumua ……………………………………………..Cuma (Toplanma)
63. Münafıkın …………………………………………İkiyüzlüler
64. Teğabün ……………………………………………Aldanış
65. Talak ………………………………………………..Boşanma
66. Tahrim ……………………………………………..Yasaklama
67. Mülk …………………………………………………Yönetim
68. Kalem ……………………………………………….Kalem
69. Hakka ……………………………………………….Gerçekleşen
70. Mearic ………………………………………………Yükseliş Yolları
71. Nuh …………………………………………………..Nuh
72. Cin ……………………………………………………Cin
73. Müzzemmil ……………………………………….Bürnen
74. Müddenir ………………………………………….Gizlenen
75. Kıyamet …………………………………………….Diriliş
76. İnsan ………………………………………………..İnsan
77. Mürselat ……………………………………………Gönderilenler
78. Nebe …………………………………………………Haber
79. Naziat ………………………………………………Söküp Çıkaranlar
80. Abese ………………………………………………Surat Asma
81. Tekvir ………………………………………………Dolama
82. İnfitar …………………………………………….. Yarılma
83. Mütaffifin ………………………………………..Kandırılanlar
84. İnşikak …………………………………………….Parçalanma
85. Büruc ………………………………………………Burçlar
86. Tarık ……………………………………………….Delip Geçen
87. A’la ………………………………………………….Yüce
88. Gaşiye ……………………………………………..Kuşatan
89. Fecr …………………………………………………Tan Vakti
90. Beled ……………………………………………….Şehir
91. Şems ………………………………………………..Güneş
92. Leyl …………………………………………………Gece
93. Duha ……………………………………………….Kuşluk Vakti
94. İnşirah …………………………………………….Ferahlık
95. Tın …………………………………………………..İncir
96. Alak …………………………………………………Asılıp Tutunan
97.. Kadir ………………………………………………Kudret
98. Beyine ……………………………………………..Kanıt
99. Zizal ………………………………………………..Deprem
100. Adiyat ……………………………………………Nefes Nefese Anlatanlar
101. Karia ……………………………………………..Şiddetli Sel
102. Tekasür ………………………………………….Çokluk Yarışı
103. Asr ………………………………………………..Zaman
104. Hüzeme …………………………………………Dedikoducu
105. Fil ………………………………………………….Fil
106. Kureyş ……………………………………………Kureyş Toplumu
107. Maun ……………………………………………..Yardımlaşma
108. Kevser …………………………………………….Bolca Güzellik
109. Kâfirun …………………………………………..İnkarcılar
110. Nasr ……………………………………………….Yardım
111. Tebbet …………………………………………….Diken
112. İhlas ………………………………………………Allah’ın Birliği
113. Felak ………………………………………………Yararak Çıkarmak
114. Nas …………………………………………………İnsanlar
Değerli insanlar düşüne biliyor musunuz! Ülkemiz on yıllardır kendilerini milliyetçi, muhafazakar, dinci olarak tanıtan yöneticiler şu gün oldu hala çocuklarımıza Arapça Kuran ezberletmeye çalışılmaktadırlar. Türkçeyi isteyerek ve bilerek din alanında kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Bu dünyada anlamadığı bir dilde yazılmış kitaba iman eden ve inandığı Tanrısı ile yabancı dilde konuşmaya çalışan tek milletiz.
Ne zaman yetEr artık diyeceğiz?

YAKUP DENİZ-YOUTUBE TOPLULUK SAYFASINDAN ALINDI