ERKEKLİĞE TAPMAK
(ERKEKTİR YAPAR) VE KADIN KURBANLAR
İlk önce bu satırları okumak, kadın
okuyucularımız için can sıkıcı v tiksindirici gelebilir. Bu tip sohbetleri
genelde erkekler kendi aralarında konuşur ve ortamda kadın olduğunda bu konuyu
keser. Erkek şiddetinin anlaşılması için, bunların bilinmesi şart.
Aslında başlığa penise tapmak
yazacaktım, çok uygun olamayacağı ve pek çok okuru uzaklaştıracağı için
vazgeçtim. Yazdığım ve yayımlayamadığım ŞAMAN adlı kitabımda da kısa olarak
belirtmiştim. Bu sefer daha uzun uzadıya yazmaya karar verdim. Açıkçası pek çok
insanın taptığı yada inandığı şey, Allah’dan başka her şey. Bunlardan biri de
penisleri. Bir şeye tapmak için onun idolüne,
yani putuna ihtiyacımız yoktur. Onun adını besmelesiz anmamamıza, ona
sürekli törenler yapıp, adaklar adamıza, kurbanlar kesmemize gerek yoktur. Mesele onu ne kadar önemsediğimiz ve
dokunulmaz ilan ettiğimizdir.
Penis şeklinde put yapmış kavimlerde
vardır. Anadolu’da bereket tanrısı, daha doğrusu bahçeler ve bağlar tanrısı
Piriapos, daima komana penisi ile heykelleştirilirdi. Doksanlı yıllarda turistlik hediyelik eşya
dükkânlarında bolca satılırdı. Nisan, Mayıs aylarında havalar ısınınca
kartpostalları ortaya çıkardı. Arap diplomat ve seyyah İbni Fadlan’a göre
Başkırtlar, Müslüman olmadan evvel tahtadan penis heykellerine taparlarmış. Bir de Japonların Kanamara Matsuri festivali
vardır ki, günümüzde halen devam etmekte. Çoğu kez bunu yapmak için heykeline
ihtiyaç yoktur.
Bu düşünceye, yani erkekliğe tapınıldığı
duygusuna ilk defa üniversite üçüncü sınıfta, garip bir sohbetten sonra,
kapıldım. Bir arkadaş, Tokat’tan gelen öğrencilerin neden Sivaslı olduğunu,
Tokat’ın, neden Sivas’tan çok göç aldığını sordu. Arkadaş da, Sivas’ta GENELEV
mi var, yıllar önce kapattık, şimdi her hafta sonu Tokat’a gidiyoruz dedi.
Sonra başka birisi de vaktiyle Samsun’dakini kapattırıp, Çorum’a gittiklerini
söyledi. Türk erkeği ile fuhuş arasında ilginç bir ilişki var. Fuhşun müşterisi olmak övünülecek,
ballandırılarak anlatılacak bir şey. Erkeklik, yücelmenin yolunu kadını
aşağılamakta buluyor. Sebebi de bunu
yapmanın en kolay yolunun böyle yapmak olması. Erkek olduğunuzu ispat bir yana,
yüceltmenizin en kolay yolu, kadını, yani vajinayı aşağılamanızdır. Türkçe’nin
kullanımı bile bunu gösterir. Millet olarak sözel şiddeti, yani küfrü çok
seviyoruz. Mesela İngilizlerin en ağır küfrü Şit, yani b.k, Almanların kirli
çuval, Japonlarında aptal anlamına gelen bir kelime. Bizde çok fazla hakaret
kelimesi var ve çoğu da cinsel saldırı içeriyor. Cinsel ilişki, Türkçeye göre erkeğin, daha
doğrusu erkeğin cinsel organının tek yanlı yaptığı bir iş, daha doğrusu bir
saldır. Sanki İbni Fadlan iddiasında haklı gibi. Erkekliğimizi hangi kadına
göstereceğiz? Bu kadın bizimle ortak bir sıfatı taşımamalı. Bizimle aynı
dinden, mezhepten, yöreden olmamalı. Bu yüzden bu işi yapacağımız yer, kendi
mahallemiz, semtimiz, şehrimiz olmamalı, bu yer bizim evimize, iş yerimize
yakın olmamalı. Rus, daha doğrusu doğu Avrupa ve yabancı kadınlara ilgimizin
sebebi de bu. Onlarla bir bağımız olma olasılığı zayıf. Onların üzerinden
erkekliğimizi doya doya yüceltebiliriz.
Yüceltebiliriz diyorum çünkü fuhuş
ya da tecavüzün tek sebebi cinse zevk değildir. Pavyonlar ve konsomasyon işi
bunun en iyi örneğidir. Malik Aksel’in İstanbul’un ortası kitabında yazıldığına
göre bu pavyon ya da konsomasyon ülkemize Beyaz Ruslarla gelmiş. Ekim devrimi
ardından iç savaşı kaybeden Beyaz Ruslar, işgal altındaki İstanbul’da, kendi
kadınlarının çalıştığı böyle yerler açmışlar. İlk olarak Fransa’da görülmüş bu mekânlar.
Dünyaya da yayılmış çünkü erkekliğe tapmak neredeyse evrensel. Buralara hiç
gitmediğim halde gitmiş kadar bilirim. Çocukluğum ve ergenliğim, çıraklık
ettiğim dükkânlarda, esnafların pavyon-gazino sohbetlerini dinlemekle geçti.
Isıtılmış antep fıstığı gibi ayrıntıları da, ekşisözlük gibi sitelerden
öğrendim. Tanıdığım pek çok esnaf, pavyonlara dadanarak iflas etti. Pavyonlarda olan şey genelde müşterinin
erkekliğinin yüceltilmesidir. Ok az pavyon müşterisi, pavyon kadını ile ilişkiye
girer. Çoğu kez hiç biri de bunu yapamaz. Orada müşteriye asıl zevk veren, siz
kadınla eğlenirken, bir sürü kişinin size hizmet etmesi, kral muamelesi
yapmasıdır. Bunun sebebi ödeyeceğiniz hesaptır. Hesaba en ufak itiraz edin,
yeniçerilerin linç ettiği sultan Genç Osman konumuna düşersiniz.
Bir de ben garip bir tespit yaptım
dostlar. Ülkenin pek çok şehrinde genelevleri kapatmak için uğraşan ve bunu
başara muhafazakârlar, bu pavyonlarla
ilgili hiçbir şey demez. Buralar kapatılsın diye sadece bir ara Tunceli’de
yürüyüş falan olmuştu. Orada da kapandığını sanmıyorum. Türkiye’de gazino, bar,
pavyon ve meyhaneler, kitapçılardan daha çok.
Meyhaneler karşı çıkılıyor ama pavyonlara asla. Çoğu ilçe ya da il merkezine uzak ve genelde
de göl kıyısında bulunur. İl ya da ilçenin pek çok önemli kişisi (belediye
başkanı, vali, ünlü iş adamları), bu gazinodan dönüşte kaza yapar ve ölür. Bu
açıdan meşhur Susurluk kazası da olağan bir şeydir. Hatta BAKARA romanımda
(internette bulabilirsiniz) böylesi bir olaya yer veriştim, reklam vermek gibi
olsun.) Orası zengin erkeklerin, erkekliklerini yücelttikleri yerlerdir.
Genelevlerse, gariban erkeklerin milli oldukları yerdir.
Buraya kadar yazdıklarım özellikle
kadın okuyuculara iğrenç gelecektir. Kültürümüzde böyle konulardan, yanınızda
kadın varken konuşamazsınız. Çünkü konuşursanız, o kadına cinsellik tekli etmiş
ya da sözel olarak taciz etmiş olursunuz. Benimse sizinle olan ilişkim bu
yazıyı ya da diğer yazılarımı okumanızdan ibaret olacak. Sizi temin ederim,
erkek şiddetini anlamanız için kışkırtılan erkek cinselliğini anlamanız
gerekir. Muhafazakârlık ve dindarlık denen şeyin aslında erkekliğe tapınma
olduğunu anlamamız gerekir.
Bunun için din adamlarını biraz
dinlememiz yeterli. Cennet tasvirlerinden bahsedelim. Burada bekâr ölen kadına
cinsellik yoktur. Bekâr erkeğe ise huri kızları vardır. Bu kızlar yüksek
köşklerde mümin erkekleri bekler. Evli
erkeklere ise huriler ve karısı vardır. Kadınların sinirleri alınacak, cübbeli
Ahmet hocamız öyle diyor. Olay sadece huri kızlarının varlığı da değil. Hepsi
de 12-14, en fazla 16 yaşlarında olacak, bakire olacak ve her ilişkiden sonra
tekrar bakire olacak. Bakire kız arayışının sebebinin, çocuğun babasının belli
olması için gerekli olduğu söylenir, başka gen karışmasın diyeymiş. Cennette
bunun ne gereği var? Cennette de çocuklarımız mı olacak? O sonsuz ömürde,
sonsuz çocuğumuz mu olacak? Bir de neden ergen kızlara olan bu ilgi? Bu
sübyancılığın sebebi nedir? Yetişkin bir kadınla karşılaşma korkusu olmasın
sakın? Bakire bile olsa, erkekleri tanımamış olsa bile, erkeğin ne mal olduğunu
anlar. Tek övüncü erkek olmak olan şahıs, kendisinin en muhteşem erkek olduğunu
zannedecek bir kıza ihtiyaç duyar. Kadın zaten kötüdür ve yaşadıkça daha da
kötüleşir. Kötülük, kadının cinselliğindedir çünkü erkeğin, çok da erkek
olmadığını bilmektedir.
Muhtemelen kadınlar cennette cinselliği
hiç yaşamayacaktır. Hatta cennete gitmesi bile çok zordur. Erkekliğe tapanlara
göre kadın şeytan, cinselliği bilen ve tanıyan kadın daha büyük bir şeytandır.
Eski Türk filmlerine bir bakın, iyi kızlar erkeklerden duygusal zevk alırlar,
cinsel zevk alanlar, kötü kadınlardır.
Bunu erkekliğe daha yoğun tapan uluslara bakarsak daha iyi anlarız. Bir
ara Mısırlı yazar Necip Mahfuz’un kitaplarını okuyordum seri olarak. Bir
ayrıntı ilgimi çekmişti, Mahfuz’un romanlarında hiç iyi kadın yoktu. Adı geçen
tüm kadın karakterler kötüydü. Arap dili edebiyatında doktora yapan bir
arkadaş, Arap edebiyatının genelinde böyle olduğunu söyledi.
Bu toplumlarda tecavüz de suç
değildir. Kadın, evden, daha doğrusu erkeğinden uzaklaştığı anda suçludur. Doğu
ülkelerinden gelen mültecilerin, ilticacı bile olsalar, kadınlara tacize neden
bu kadar meyilli olduklarını anlamıyorlar. Afganistan, Pakistan, Mısır gibi pek
çok ülkede tecavüz suç değil, tecavüze uğramak suç. Ülkemizde de 2002’de
kaldırılan tecavüzcü ile evlenme yasası pek çok Müslüman ülkede yürürlükte.
Kaldı ki pek çok defa tecavüze uğrayan kadın, zina ya da fuhuş bahanesi ile
idam ediliyor.
Kadınlar, en başta kendileri için
laikliğe sahip çıkmalı, direnmeli. Din adamlarına bir kere kendilerini
kaptırdılar mı sadece özgürlüklerini ya da haklarını değil, canlarını bile
kaptırırlar. Kadınlar demeli ki, erkekler, penisleri var diye yüce ve yüksek
değildirler. Nasıl ki çok zengin olmak ve gösteriş yapmak, hırsızlar için hafifletici
sebep değilse, güzel olmak ve bu
güzelliği göstermek de tacizciler için hafifletici sebep değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder