CASA OLAYI (Nezih
Tavlaş)
Aslında
bloğa başka bir şey yazacaktım. Hatta bu yazacağım şeyi 2. Defa erteliyorum.
Çünkü Yavuz Bülent Bakiler hakkındaki yazıyı bir zamanlar başlamışım, yarım
bırakmışım. Isparta’da olan son askeri uçak kazası olayından sonra yazmam, hem
de acele yazmam gerektiğimi anladım.
Kitabı
okuyalı çok zaman oldu. O zaman bile sahaftan almıştım, o zaman bile demode
olmuştu. Tam da o günlerde bir Casa nakliye uçağı düşmüştü. Bu günde bir tanesi
düştü. Kitap bu uçakların satın alış sürecinden bahsediyor. O zamanlarda
İspanyol Casa firmasının rüşvet skandalı tüm dünyada patlamış. Casa firmasının
iş yaptığı her ülkede soruşturmalar açılıyor, Türkiye hariç. Üstelik açıklanan uluslararası
belgelerde Türkiye’de dağıtılan rüşvetlerden de bahsediyor. Türkiye’de 12 eylül
rejimi var. Uçaklar 12 eylül rejiminin
hava kuvvetleri komutanı Tahsin Şahinkaya’nın döneminde alınıyor. Şahinkaya’nın
adı bir ara İngiliz Times dergisinin dünyanın en zengin on generalinden bir
listesinde çıkıyor. O zamanlarda koro halinde 12 eylül generallerini öven
basın, Şahinkaya’ya mal varlığını açıklaması için yalvarıyor. Şahinkaya aylarca,
hatta yanlış hatırlamıyorsam iki yıla yakın açıklamıyor malvarlığını. Çok sonra
açıklıyor. Bir de Casa olayı ile ilgili başka birkaç kitap, yazı daha
yazılıyor. İşin bu kısmını bu okuduğum diğer kitaplar ve makalelerden aldım. Şahinkaya
ile ilgili hiç soruşturma açılmıyor, bu konudan hiç yargılanmıyor. Şahinkaya 2015’de
ölüyor. Ailesi şu an Kale holdingin mirasçısı. Şahinkaya daha komutanken bu
holdingin ortağı, tüm hava üslerinin Kale Bodur fayansları ile döşüyor. Sonra 12
Eylül boyunca ülkeyi yöneten Milli Güvenlik konseyi olunca bu sefer, o zamanlar
henüz özelleştirilip, medya devi Aydın Doğan’a satılmamış Petrol Ofisinin
akaryakıt bayileri Kale Bodur ile döşeniyor.
Casa’nın
Türk Hava Kuvvetleri envanterine girme hikâyesine gelince: En başta bu uçakları
kimse istemiyor. Şartlara uymuyor çünkü. Derken Casa’nın Türkiye’nin de dahil
olduğu bölge müdürü değişiyor. Yeni müdür Türkiye’ye geliyor, Türkiye
mümessilinden hiç hoşlanmıyor. İhalenin ortasında mümessilini değiştiriyor. Allem
kallem ile ne olduğu bile anlaşılmadan bu Casalar ordu demirbaına giriyor.
Kitabın
son birkaç sayfası Casa olayı haricinde birkaç olayı anlatıyor. Mesela
uluslararası bir toplantıda Amerikalı yetkililer, Ecevit’in nasıl
düşürdüklerini bir model ile anlatıyorlar. Issız bir okyanus adasında Komünist
düşünce yükseliştedir, ne yapılır? Bir sosyal demokrat lider alınır,
parlatılır. Ya o lider haddini aşarsa, o lidere haddi bildirilir. Ayrıca teknolojide
geri kalma tehlikeleri ve eğitimden de biraz bahsedilmiş
Aradan
yıllar geçti. Tahsinkaya başta olmak üzere pek çok kişi, ailesi ile birlikte
zengin oldu. Türk askeri ise, o kötü Casalarda ölmeye devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder