17 Ocak 2018 Çarşamba

CASA OLAYI (Nezih Tavlaş)
                Aslında bloğa başka bir şey yazacaktım. Hatta bu yazacağım şeyi 2. Defa erteliyorum. Çünkü Yavuz Bülent Bakiler hakkındaki yazıyı bir zamanlar başlamışım, yarım bırakmışım. Isparta’da olan son askeri uçak kazası olayından sonra yazmam, hem de acele yazmam gerektiğimi anladım.
                Kitabı okuyalı çok zaman oldu. O zaman bile sahaftan almıştım, o zaman bile demode olmuştu. Tam da o günlerde bir Casa nakliye uçağı düşmüştü. Bu günde bir tanesi düştü. Kitap bu uçakların satın alış sürecinden bahsediyor. O zamanlarda İspanyol Casa firmasının rüşvet skandalı tüm dünyada patlamış. Casa firmasının iş yaptığı her ülkede soruşturmalar açılıyor, Türkiye hariç. Üstelik açıklanan uluslararası belgelerde Türkiye’de dağıtılan rüşvetlerden de bahsediyor. Türkiye’de 12 eylül rejimi var.  Uçaklar 12 eylül rejiminin hava kuvvetleri komutanı Tahsin Şahinkaya’nın döneminde alınıyor. Şahinkaya’nın adı bir ara İngiliz Times dergisinin dünyanın en zengin on generalinden bir listesinde çıkıyor. O zamanlarda koro halinde 12 eylül generallerini öven basın, Şahinkaya’ya mal varlığını açıklaması için yalvarıyor. Şahinkaya aylarca, hatta yanlış hatırlamıyorsam iki yıla yakın açıklamıyor malvarlığını. Çok sonra açıklıyor. Bir de Casa olayı ile ilgili başka birkaç kitap, yazı daha yazılıyor. İşin bu kısmını bu okuduğum diğer kitaplar ve makalelerden aldım. Şahinkaya ile ilgili hiç soruşturma açılmıyor, bu konudan hiç yargılanmıyor. Şahinkaya 2015’de ölüyor. Ailesi şu an Kale holdingin mirasçısı. Şahinkaya daha komutanken bu holdingin ortağı, tüm hava üslerinin Kale Bodur fayansları ile döşüyor. Sonra 12 Eylül boyunca ülkeyi yöneten Milli Güvenlik konseyi olunca bu sefer, o zamanlar henüz özelleştirilip, medya devi Aydın Doğan’a satılmamış Petrol Ofisinin akaryakıt bayileri Kale Bodur ile döşeniyor.
                Casa’nın Türk Hava Kuvvetleri envanterine girme hikâyesine gelince: En başta bu uçakları kimse istemiyor. Şartlara uymuyor çünkü. Derken Casa’nın Türkiye’nin de dahil olduğu bölge müdürü değişiyor. Yeni müdür Türkiye’ye geliyor, Türkiye mümessilinden hiç hoşlanmıyor. İhalenin ortasında mümessilini değiştiriyor. Allem kallem ile ne olduğu bile anlaşılmadan bu Casalar ordu demirbaına giriyor.
                Kitabın son birkaç sayfası Casa olayı haricinde birkaç olayı anlatıyor. Mesela uluslararası bir toplantıda Amerikalı yetkililer, Ecevit’in nasıl düşürdüklerini bir model ile anlatıyorlar. Issız bir okyanus adasında Komünist düşünce yükseliştedir, ne yapılır? Bir sosyal demokrat lider alınır, parlatılır. Ya o lider haddini aşarsa, o lidere haddi bildirilir. Ayrıca teknolojide geri kalma tehlikeleri ve eğitimden de biraz bahsedilmiş

                Aradan yıllar geçti. Tahsinkaya başta olmak üzere pek çok kişi, ailesi ile birlikte zengin oldu. Türk askeri ise, o kötü Casalarda ölmeye devam ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder