ŞEVKET SÜREYYA
AYDEMİR’İN KİTAPLARI ÜZERİNE YORUM
Aslına
başka bir konu üzerine yazı yazacaktım ama bir önceki yazıda Şevket Süreyya
Aydemir’e çok atıf yaptığımı fark edince, onun üzerine yazmaya karar verdim.
Kendisinin
kitaplarının çoğunu daha lise yıllarında okudum. Kendisi, özellikle
biyografileri ile ünlü. Ben de daha ziyade bu kitaplarını okudum. Eleştirilerim
de bu yönde olacak. Toprak uyanırsa adlı romanını da okuduğum için, ona da bir
değineceğim.
En
başta kitaplarda anlattığı bilgilerin yanlışı yoktur, eksiği de yok denecek
kadar azdır. Mesela Atatürk hakkında onlarca kitap okusanız da bulamayacağınız
pek çok ayrıntıyı, Tek Adam kitabında bulabilirsiniz. İkinci cildi 19 mayıs
1919 ile 9 eylül 1922 arasındaki zaman dilimini ele alır ki, 19 mayıs öncesi
pek çok olaydan bile ayrıntısı ile bahseder. Tahmin edeceğiniz gibi birinci
cildi doğumundan, 1919’a kadar olanları, üçüncü cildi de 1922 sonrasını
anlatır. Yanlışı yoktur demişken, bir olay hariç. Menderes’in Dramı adlı
kitabında, Menderes’in idamdan hemen
önce kimseye küskünlüğüm yok, hiç kırgın değilim dediğini aktarır. Kaynak da
vermez. Yıllar önce rahmetli Mehmet Ali Birand, 27 Mayıs ile ilgili olarak yatığı, Demirkırat
belgeselinde de kullanmış ve kaynak olarak bu kitabı göstermişti. Kendisi ise
bu olayla ilgili her hangi bir kaynak göstermez. Menderes’in dramında en çok
atıf yaptığı kitap, Demokrat Parti milletvekilliği yapmış Samet Ağaoğlu’nun
Arkadaşım Menderes kitabıdır. Kitabı okuyamadım. Menderes’i idam eden ekipten
her hangi birinin böyle bir beyanatı yoktur. Ağaoğlu’da idam edilirken yanında
değildi, böyle bir şey demiş olacağını
sanmam. Diğer yandan Demokrat partinin son yılında bazı kişilerin, bunlar
gidemiyor, bir şekilde başımızdan gitse dediğini falan da yazar. Belki de onun
CHP sempatisini bilenler, onunla böyle konuşmuştur. Diğer yandan Enver Paşanın
yurt dışına çıkışında dair, özellikle de ölümüne dair yazdıkları, başka
kaynaklardan aktardıklarından ibarettir. Aydemir, düşüncesizce bir çılgınlıktan
bahseder. Enver paşanın ölümü sırasında tam da Türkmenistan’da olan Zeki Velidi
Togan’sa, tuzağa düşürüldüğünü anlatır. Togan, hem olaylara daha yakındır, hem
de anlattığı daha mantıklıdır.
Suyu
Arayan Adam’da kendi hayat hikâyesini anlatır. Kafkasya’da mücahitlikten,
okumak için Moskova’ya gidip komünist olması, sonra da Atatürkçü, devletçi
iktisatçı olması en ufak ayrıntısı ile anlatılır. Oradaki anlatılan en ilginç
olay, Afyonkarahisar hapishanesinde yaşanır. Bir grup komünist hapistedir. Koğuşta
yer yatakları ve karyolalar vardır. Çok iyi hatip olan bir şair, ideolojik ders
vermektedir. Kendisi karyolada yatmaktadır. Derken koğuşa daha kaliteli
karyolalar gelir. Kendisi, karyolayı yerde yatan yoldaşlarından birine vermek
yerine, kendisi hemen gelen karyolaların en iyisini kendisine ayırır. Eşyalarını
eski karyoladan, yeni karyolaya taşır. O hatip ve şair, adını vermese de belli
ki Nazım Hikmet’tir. Hapishane ortamında iyi bir karyola o kadar önemlidir ki,
pek çoğunun kalbi kırılır ve bazıları da komünizmdi bırakır. Yoldan ol,
yoldaştan olma atasözü burada önem kazanır. Aydemir asla isim vermez ama tarifine
uyacak tek kişi de odur. Bu yüzden komünistler ve radikal sol, onu pek sevmez.
Sonra
yeni devletin iktisat teorisyeni olur. Kendi gibi teorisyenlerle Kadro
dergisini kurar. Bu dergideki ekiple, yeni bir iktisat teorisi kurmaya çalışır.
Uzun süre çeşitli devle kademelerinde çalışır. Emekli olunca da kitap yazar. Hemen
hemen tüm eserleri emekliliği sonrasındadır. Kronoloji ve nakilciliği dört
dörtlüktür. Mesela Atatürk’ün Trablusgarp’a, İtalyanlarla savaştan önce
gittiğini falan onunla öğreniriz. Yorumlaması iyi değildir, hatta kötüdür. CHP’nin
1950 seçimlerini kaybetmesi üzerine, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun
değerlendirmeleri ve nakilleri daha iyidir. Karaosmanoğlu’nun Panorama’sı, bu
konuda benim okuduğumm en iyi kaynaktır.
Bir
de Toprak Uyanırsa romanına kısaca değineyim. Emekli bir ilköğretim
müfettişinin, öğretmen olarak göreve dönüp, Polatlı’nın bir köyüne göreve
başlamasını anlatıyor. Fazlasıyla ütopik ve Karaosmanoğlu’nun Yaban’ına cevap
diye yazılmış gibidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder