Uzun süre de devlet hastanelerinde, karşısındakini on beş dakika dinleyen psikologlarla uğraştım. En ağır antidepresanları ve sakinleştiricileri vermeyi marifet biliyorlardı. Onlarda bana bol bol kilo yaptı.
En sonunda terapiye gittim. aralar vererek, uzun süren bir süreçti. Son derece de pahalıydı. Bir ara ek dersimde yoktu. İki bin liradan biraz fazla maaşım vardı ve iki yüz elli lirasını, yani yüzde onunu bir terapi seansına veriyordum.
Terapi seansları sırasında psikologum bana disleksi tanısı koydu. Bu arada terapi seansları da devam ediyordu. Disleksi olduğum için bana RİTALİN adlı pahallı ve kırmızı reçeteli bir ilaç yazıldı. Bu ilaç, dört doktorluk bir heyet tarafından yazılıyor. heyet raporun altı ayda bir yenilenmeli ve reçeteyi de ayda bir yazdırabiliyorsun.
On sekiz yaşından büyükseniz, Türkiye'de sosyal güvenlik ilacınızı karşılamıyor. İlaç dört saat garantili ve genelde dikkat toplama ihtiyacınız olduğunda alıyorsunuz.
Ritalin ilaç bende çok fazla işe yaramadı. Aksi gibi öfke nöbetlerimi arttırdı.
Bir de bu süreçte psikologumun ve klinikteki diğer bazı psikiyatr ve psikologların, onlara hediye ettiğim romanımı okumamış olmaları, onlara karşı güvenimin yitmesine sebep oldu. Bu terapiler sayesinde pek çok sorunumu çözmüş de olsam, kendi yazdığım kitabı okumamış olmaları, bende onların bana değer vermedikleri düşüncesinin oluşmasına sebep oldu.
Derken internette A.. adlı ilacın adını öğrendim. Hakkında bir sürü yorum okudum. Gene de almaya başlamam geç oldu. Keşke daha erken başlasaydım.
Bu ilaç yıllardan beri piyasada vardı. Hatta alacağım zaman eczacı, çocuğun sınavları mı yaklaştı diye bana sordu. Yani dikkat eksikliği olanların sık kullandığı bir ilaçtı.
Peki kliniğim neden bu ilacı seçmemişti? Üstelik bu ilaç, bu konudaki tek ilaç da değildi. Gene de klinikler bol bol ritalin yazıyor. Siz kırmızı reçete ve heyet raporu için o kliniğe bağımlı olun diye, amaç bu.
Ben de okul zamanı N'yi, tatillerde A'yı kullanıyorum. N, A'dan daha ucuz ve daha kolay bulunabiliyor.
Ben bu ilaç kullanma sürecinde adını ve görüşlerini sadece felsefe kitaplarından bildiğim La Metrie'nin tüm canlıların, dolayısı ile insanın da bir çeşit makine olduğu görüşü, bana doğru gelmeye başladı. Biz daha çok kimyasal bir makineydik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder