2 Mart 2022 Çarşamba

KOÇGİRİLERİN BİLİNMEYEN TRAJEDİSİ 6-SİVAS KATLİAMI


 

Biz Koçgiriler, Dersimlilerin yüzde bir kadar çile çekmedik. Zira kızlarımız besleme yapılmadı. Bir kaç Koçgiri ağası hariç, sürgün edilen de olmadı. 

Gene de Koçgiriler, Topal Osman'ın yıkım ve yağmasından sonrasındaki şoku uzun süre atlatamamış, bölge onlarca yıl yoksul kalmış, insanlar evlerini, köylerini terk edip, bölgenin tekrar ormanlaşmasına sebep olmuştur. (Erzincan'ın Refahiye ilçesinin böyle bir şöhreti vardır.) Bölge halkı, isyan ve isyanın bastırılması ile oluşan yıkımdan dolayı fakirleşen halk, Alevi'si, Sünni'si, Türk'ü, Kürt'ü ile gurbete çıktı. İstanbul'da en fazla Sivaslı vardır ve hemen her ilde bolca Sivaslı vardır. Sivas-Erzincan-Tunceli halkı, çok erken tarihlerde gurbete çıkmışlardır.

Diğer yandan bir Koçgiri olma bilinci bile, iki binli, hatta iki bin onlu yılların ürünüdür. Zira bu serinin ilk yazısından belirttiğim gibi, bize her ne kadar dışarıdan Koçgiri'de denilse,  bizim için Koçgiriler, ağagil'di. Bizler Zeruken, Babikyan falandık. Öyle anlatıldığı gibi bir federasyon yoktu, ağaların otoritesi olmayınca da örgütsüz kalmış.

Her Alevi topluluğu gibi, bizim de uzun yıllar örgütlenme yöntemimiz CHP ve sol partilerin etrafında toplanmak oldu. Sonra Alevi-Bektaşi derneklerine yöneldik. Aslında Koçgirileri bizzat Alevi yapanın da Pir Sultan Abdal olması da, Pir Sultan Abdal derneklerinin kurulmasına öncü olmamıza etkili oldu.

Gene de seksen yıllık tarihimizde, bir tane bile Koçgiri milletvekili olmadı. Koçgirilier ya da Kogiribölgeleri, Dersim gibi Sol örgütlerin ya da PKK'nın cirit attığı yerler olmadı. 

Koçgirilerin tarihinde en esaslı dönüm noktası, 2 Temmuz 1993, Sivas katliamı oldu. Katliamda katledilenlerin çoğu Koçigiri'ydi. 

Sivas katliamı, Alevi örgütlenmelerinin daha profesyonelce olmasını sağladı. Bu arada Koçgiri kültürü de yeniden uyanmaya başladı. Koçgiri ve diğer aşiretler ayrılığı yavaş yavaş ortadan kalktı. Bir kültür kendisini yeniden ayağa kaldırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder