10 Ekim 2024 Perşembe

KURAN AYETLERİNİN İSİMLERİNİN TÜRKÇESİ-YAKUP DENİZ



İslam’ın kitabı Kur’an’da (6236- 6234- 6666) Ayet VAR DERLER..
İslam inancına göre, Allah’ın sözleri olan Ayetler, Peygamber Muhammed’e, Melek Cebrail tarafından ve Vahiy yoluyla gönderilmiştir.
570-632 yıllarında yaşadığı söylenen ve 40 yaşında Peygamber olan Muhammed (bana göre Mekke'de yaşadığı tamamen safsata) döneminde Kur’an’ın tamamı yazılı bir kitap haline getirilmemiştir.
Kuran Osman zamanında kitap olarak toplandığı söylenir.
Osman (644-656) döneminde, Kur’an yazılı kitap haline getirildi denilir.
Dostlar,
Kur’an’daki 6236 Ayet ya konularına ya da indirildikleri zamana göre kümelere ayrılmıştır. Bu kümelere SURE adı verilmiştir ve 114 sure bulunmaktadır.
Sure isimleri, Kur’an’ın yazılımı sırasında Araplar tarafından verilmiştir.
Bunun anlamı şudur ki Arapça sure isimleri, Allah’ın sözleri değildir!
Dostlar, Ayetleri Türkçeye meal eden ilahiyatçı dinciler surelerin isimlerini TÜRKÇEYE BİLEREK ÇEVİRMEMİŞLERDİR.
Araplar tarafından verilen SURELERİN Türkçe karşılıklarını YAZIYORUM: :
ARAPÇA İSİMLER…………………..TÜRKÇE İSMLERİ
1. Fatiha ………………………………………. Açılış
2. Bakara ……………………………………… Sığır
3. Âli İmran ……………………………………İmran Ailesi
4. Nisa……………………………………………Kadın
5. Maide…………………………………………Sofra
6. En’Am ……………………………………….Davar
7. Araf ……………………………………………Orta Yer
8. Enfal ………………………………………….Ganimetler
9. Tevbe …………………………………………Tövbe
10. Yunus ……………………………………….Yunus
11. Hud …………………………………………..Hud
12. Yusuf …………………………………………Yusuf
13. Rad ……………………………………………Gök Gürültüsü
14. İbrahim ………………………………………İbrahim
15. Hicr …………………………………………….Hicr
16. Nahl ……………………………………………Bal Arısı
17. İsra ……………………………………………..Gece Yürüyüşü
18. Kehf …………………………………………….Mağara
19. Meryem ……………………………………….Meryem
20. Ta-Ha ………………………………………….Sırlardan bir sır.
21. Enbiya ………………………………………….Peygamber
22. Hac ………………………………………………Hac
23. Müminin ……………………………………….İnananlar
24. Nur ……………………………………………….Işık
25. Furkan …………………………………………..İyiyi KötüyüAyıran
26. Şuara …………………………………………….Şairler
27. Neml ……………………………………………..Karınca
28. Kasas …………………………………………….Tarihi Olaylar
29. Ankebut …………………………………………Dişi Örümcek
30. Rum ………………………………………………Romalılar
31. Lokman…………………………………………..Lokman
32. Secde………………………………………………Secde
33. Ahzap …………………………………………….Hizip/karşıtlar
34. Sebe ……………………………………………….Sebe
35. Fatır ……………………………………………….Yaratan
36. Yasin …………………………………………….Ya-Sin
37. Saffat ……………………………………………..Dizinler
38. Sad ………………………………………………..Sad
39. Zümer ……………………………………………Topluluklar
40. Mümin …………………………………………..İnanan
41. Fussilet …………………………………………..Açıklanmış
42. Şura ……………………………………………….Danışma
43. Zühruf ……………………………………………Gösteriş
44. Dühan …………………………………………….Duman
45. Casiye ……………………………………………..Diz Çöküş
46. Ahkaf ………………………………………………Kum Tepeleri
47. Muhammed ……………………………………..Muhammed
48. Fetih ……………………………………………….Fethetmek
49. Hucurat …………………………………………..Odalar
50. Kaf ………………………………………………….Kaf
51. Zariyat ……………………………………………..Tozutup savuranlar
52. Tur ………………………………………………….Sina Dağı
53. Necm ……………………………………………….Yıldız
54. Kamer ………………………………………………Ay
55. Rahman ……………………………………………Merhametli
56. Vakıa ……………………………………………….Olay
57. Hadid ………………………………………………Demir
58. Mücadile ………………………………………….Tartışma
59. Haşr ………………………………………………..Yığınak
60. Mümtehime ……………………………………..Sorgulanan
61. Saff …………………………………………………..Saf Tutma
62. Cumua ……………………………………………..Cuma (Toplanma)
63. Münafıkın …………………………………………İkiyüzlüler
64. Teğabün ……………………………………………Aldanış
65. Talak ………………………………………………..Boşanma
66. Tahrim ……………………………………………..Yasaklama
67. Mülk …………………………………………………Yönetim
68. Kalem ……………………………………………….Kalem
69. Hakka ……………………………………………….Gerçekleşen
70. Mearic ………………………………………………Yükseliş Yolları
71. Nuh …………………………………………………..Nuh
72. Cin ……………………………………………………Cin
73. Müzzemmil ……………………………………….Bürnen
74. Müddenir ………………………………………….Gizlenen
75. Kıyamet …………………………………………….Diriliş
76. İnsan ………………………………………………..İnsan
77. Mürselat ……………………………………………Gönderilenler
78. Nebe …………………………………………………Haber
79. Naziat ………………………………………………Söküp Çıkaranlar
80. Abese ………………………………………………Surat Asma
81. Tekvir ………………………………………………Dolama
82. İnfitar …………………………………………….. Yarılma
83. Mütaffifin ………………………………………..Kandırılanlar
84. İnşikak …………………………………………….Parçalanma
85. Büruc ………………………………………………Burçlar
86. Tarık ……………………………………………….Delip Geçen
87. A’la ………………………………………………….Yüce
88. Gaşiye ……………………………………………..Kuşatan
89. Fecr …………………………………………………Tan Vakti
90. Beled ……………………………………………….Şehir
91. Şems ………………………………………………..Güneş
92. Leyl …………………………………………………Gece
93. Duha ……………………………………………….Kuşluk Vakti
94. İnşirah …………………………………………….Ferahlık
95. Tın …………………………………………………..İncir
96. Alak …………………………………………………Asılıp Tutunan
97.. Kadir ………………………………………………Kudret
98. Beyine ……………………………………………..Kanıt
99. Zizal ………………………………………………..Deprem
100. Adiyat ……………………………………………Nefes Nefese Anlatanlar
101. Karia ……………………………………………..Şiddetli Sel
102. Tekasür ………………………………………….Çokluk Yarışı
103. Asr ………………………………………………..Zaman
104. Hüzeme …………………………………………Dedikoducu
105. Fil ………………………………………………….Fil
106. Kureyş ……………………………………………Kureyş Toplumu
107. Maun ……………………………………………..Yardımlaşma
108. Kevser …………………………………………….Bolca Güzellik
109. Kâfirun …………………………………………..İnkarcılar
110. Nasr ……………………………………………….Yardım
111. Tebbet …………………………………………….Diken
112. İhlas ………………………………………………Allah’ın Birliği
113. Felak ………………………………………………Yararak Çıkarmak
114. Nas …………………………………………………İnsanlar
Değerli insanlar düşüne biliyor musunuz! Ülkemiz on yıllardır kendilerini milliyetçi, muhafazakar, dinci olarak tanıtan yöneticiler şu gün oldu hala çocuklarımıza Arapça Kuran ezberletmeye çalışılmaktadırlar. Türkçeyi isteyerek ve bilerek din alanında kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Bu dünyada anlamadığı bir dilde yazılmış kitaba iman eden ve inandığı Tanrısı ile yabancı dilde konuşmaya çalışan tek milletiz.
Ne zaman yetEr artık diyeceğiz?

YAKUP DENİZ-YOUTUBE TOPLULUK SAYFASINDAN ALINDI

9 Ekim 2024 Çarşamba

PİYASALARIN OLİGOPOLLEŞMEYE VE MONOPOEŞMEYE MEYLİ KURALI



 Dünyanın en büyük palavrası, piyasanın gizli eli kanunudur ve neredeyse tüm iktisat bilimi bu palavraya dayanır. Kurucusu Adam Simth dahi buna inanmamış, İskoçya gümrük bakanıyken, İngiltere'den gelen ucuz kumaşlara fahiş gümrük uygulamıştır. Dünyada tam rekabet piyasası çok azdır. Üniversitede iktisat hocamız, dünya buğday piyasasının tam rekabet var sayılır. Yani o da şüpheli. Adam Simith, denilene göre antik İran (Pers-Akhamenid) devletinden almış bu ilkeyi. Yunanlılar, İranlılarla ilgili pek çok yanlış bilgi ve önyargıya sahiptir. Mesela Lidya kralı Krezüs'ün, Pers kralı büyük Kiroisos tarafından diri diri yakılmak üzereyken Solon'un adını söyleyince son dakikada kurtarılarak, nedenini sormuş, konuştuktan sonra onu danışmanı yapmıştır. Bu olayı anlatan testi resimleri de vardır. Oysa Persler Zerdüşt'tü ve Zerdüşler  için ateş kutsaldı ve insan ceseti, ateşi kirletirdi. Bu yüzden cesetleri sessizlik kulelerine koyup, akbabaların yemedi beklenir yada ceset başka türlü yok edilirdi. Dolayısı ile Yunanlıların, Persler ve diğer milletlerle ilgili anlattıkları ve diğer Avrupa milletlerine anlattıkları, büyük ölçüde duyum, dedikodu ve hatta palavra. Meşhur Yunan tarihçisi Herodot  bile, bazı yerleri, buraları da aptallar inansın diye yazıyorum diye özetlemiştir. Persler, Mısır'ı üç kere işgal etmiştir. Mısır, antik çağda Doğu Akdeniz yada Orta Doğu dediğimiz bölgenin buğday deposuydu. Yunanlıların zenginliği, Mısırlılara zeytinyağı ve şarap satıp, buğday almasıydı.  Antik Pers devletinde, tam rekabet piyasası diye bir şey, çok mümkün değildi. 

Tarih oyunca piyasanın gizli eli, piyasaları oligopol piyasa haline getirdiğini görürüz. Rekabet, Darvinci evrime uygun olarak, güçsüzlerin yok olmasına, belli güçlerinde ayakta kalmasına sebep olur. Devletin piyasalara müdahale etmemesi diye bir şey yoktur. Devlet piyasalara müdahale etmezse, piyasalar devlete müdahale eder. Rusların dediği gibi, sen siyasetle ilgilenmezsin ama siyaset seninle ilgilenir. Devlet, bizim üzerimizdeki en büyük güçtür. Kimse bu güçten vazgeçmez. Hele günümüzün büyük şirketleri, dolar milyarderleri ve milyonerleri: piyasa kendisini toplasın, biz zarar etsek de olur, devlet müdahale etmesin, diyebiliyor mu? Hiç bir büyük yatırımcı, piyasaların (o da ne demekse) yatışmasını beklemez. İşçi, esnaf ve çiftçiler de, her an siyasete müdahale için örgütlü olmalı, monopolleşen oligarklara karşı savunma, icabında saldırı durumunda olmalıdır. Sovyetler Birliği ve sosyalist ülkelerde sorun, sendikaların, kooperatif ve diğer örgütlerin, devrimlerden sonra pasifleşmesiydi. Devrim olması demek, her şeyin sonsuza kadar mutlu olması demek değildir.

Devlette piyasalardaki oligarklaşmaya karşı dikkatli olmalı, halkı oligarklara ezdirmemelidir. Devlet, bir kişi değil, bir kurumdur. Madem ki demokrasi, halkın rejimidir. Halk daima yönetime müdahaleye hazır olmalıdır.

7 Ekim 2024 Pazartesi

SÜRAHİ ÇİÇEĞİ TUZAĞI

 


Böcek yiyen bir grup bitkinin adı Sürahi çiçeği. Özellikle de ağız kısmı, ismi ile müsemma, sürahiye benziyor. Böcekler bu çiçeğin kenarlarındaki tatlı sıvılara geliyor. Böcekler bu çiçeğin üstüne konduklarında hem kaygan, hem yapışkan bir yüzeyle karşılaşıyorlar. Yavaş yavaş kayıyor ve sonunda çiçeğin dibindeki suya düşüyor. Bundan sonra geçmiş olsun, böcek çırpınarak ölüyor, çürüyor ve çiçeğe gübre oluyor. Her böcek bu tuzağa düşmüyor. Pek çoğu balını-nektarını alıp, gidiyor. Çiçek için çok da dert değil, suya düşenler ona yetiyor.

Kumarhaneleri anlatan bir youtuber'ı izliyorum epey bir zamandır. Onu dinlerken akıma bu mecaz (metafor) geldi. Özelikle gazino yazılıp, kazino okutulan kumarhanelerde içeri gire kişi, parlak ışıklar, şık giyinenlere bakıp, bedava içki, sigara ve yiyecek,  canlı müzik ve diğer şeyler, kurbanı kazinoya bağlıyor. Sonra kumar masalarına-makinelerine yöneliyor ve suya düşüyor. Bu sadece kumar için geçerli değil, her türlü tuzakta böyle yavaş yavaş suya düşme durumu var. Darbe girişiminin hemen ertesinde Adıyamanlı tarikat, Elmadağ'da kendi tekke kompleksini açmıştı. Dolmuştayken muhtemelen tarikattan iki kişinin konuşmasına kulak misafiri olmuştum. Kuran dinlemeye gelenlerin çoğunun yemeği yiyip, gitmesinden, kuran sonrası dini sohbete de kimsenin katılmamasından bahsediyordu.  Tarikatların sürahi çiçeği tuzağı, iftar, kuran okuma veya benzeri bahanelerle verdikleri yemeklerdir. Bu yemekler genelde tavuklu pilav ve tatlı içerir. Pilavında sebebi etin çok görünmesidir. Pilava karıştırılan et, hem göze, hem de damağa çok çok görünür. Büfeler ekmeğin içini salata, soğan, salça, ketçap, mayonez ve ne bulurlarsa eklerle ama etin azlığı her zaman pilava göre daha az beli olur. Yemek sadece halkı tarikatın propaganda (dini sohbet) eylemlerine katılması için değil, bu propagandanın etkili olması için gereklidir de. İngilizlerin dediği gibi, aç adam, öfkeli adamdır. Karnımız açken kışkırtmalara, öfkeli propagandalara meyilli oluruz. İkna olmamız için de karnımızın tok olması gerekir. Arapça Kuran dinlerken içimize dolan huzurun sebebi de Kuran okumaların genelde ölümü kabul törenlerinde, yemekten sonra yapılmasıdır. Bu yemek yöreye yada zamanın-ortamın müsait olmasına göre pilav, pide, lahmacun veya başka bir yemektir. Üzerine bir de tatlı yemişizdir, bu da önemlidir. Tatlı seratoin, yani mutluluk hormonu salgılanmasına sebep olur. Çok az kuran okumasın birincil dereceden yakımıza aittir. Çoğu kez pek az tanıdığımız bir kişinin akrabasıdır. Yakınımız olsa bile sonuçta ölüm, kabullenmek zorunda olduğumuz bir gerçektir. Kuran okumalarında çoğu kez etrafımız, tanığımız ve güvendiğimiz insanlarla birlikteyizdir.

Pek az tuzak, venüs sinekkapanı bitkisi yada fare kapanı gibi birden üzerimize kapanır. Filmlerde gördüğümüz fare kapanları ise günümüzde pek kullanılmıyor.  Onun yerine yapışkanlı tahta yada kağıtlar var. Fare yüzeyde iki yada üç adım atınca yapışkan donuyor ve fare orada kalıyor. Dolandırıcılıkta, özelikle ponzi denen sistemlerde, erken bir zamanda, özellikle de büyük iflastan evvel paranı çekersen, karlı çıkıyorsun. Çiftlikbank dolandırıcılığında son aylarda mudiler,  para çekemiyordu. Pek çok kişi, daha çok para ekleyerek, ayrıcalıklı, büyük mudi olup, parayı çekmeye kalktı. Onlarda paralarını çekemedi.

Tuzağa kapılmamanın en iyi yolu, sürahi çiçeğine konmamak, konduysak bile erkenden kalkmaktır. Tuzağı kandırmaya kalkmak, büyük ölçüde boşuna çabadır.