İngilizler, bir iktidara yandaş olmak, muhalif olmak kadar tehlikelidir, derler. Bir yönetime muhalif olmanın riski, yandaş olmakla aynıdır. Bunun üç temel sebebi vardır.
1)İktidar her an düşebilir , iktidardakiler kendisini kurtarsa da, cezasını siz çekersiniz: Pek çok iktidar, Tiyanenmen isyanın bastıran Çin Komünist Partisi yada Nika isyanın bastıran Justinyanus'un Doğu Roma (Bizans) devleti gibi, bunu da atlatıp, daha uzun yıllar iktidar olacağını düşünür. Oysa bazen iktidar, birden kaybedilir. Kaybedenler bazen kaçar, bazen kaçamaz. Kaçtıktan sonra genelde tekrar iktidara gelmeye çalışırlar. Rıza Pehlevi gibi geri dönseniz de, otuz sene sonra tekrar kaçmak durumunda kalabilir. Kaçanlar, Musolini gibi linç edilip, Çavuşesku gibi kurşuna dizilebilir, Hitler gibi intiahar edebilir yada Rıza Pehlevi gibi lavabosu altından uçağı ile yurt dışına kaçabilir. Yurt dışında İdi Amin gibi ev hapsinde yaşayabilir. Amin'in telefon faturası çok yüksek gelince, Suudi yönetimi telefonlarını kesti ve Amin, ölünceye kadar, kendisini terk etmeyen karıları ile ev hapsinde yaşadı. Komşuları kim olduğunu ölünce öğrendi.
Asıl risk ise kaçamayan yandaşlarda, küçük yandaşlardadır. Onlar çoğu kez kaçamaz ve yeni yönetimin insafına kalır. Asıl felaketi onlar yaşar. Birinci olarak insanları hafızaları vardır ve acılar, intikam ve adalet duygusunu ateşler. İkinci olarak yandaşlar, eski yönetimi geri getirme çabası potansiyeli hatırlanır.
2)İktidar içi güç çatışmalarında kurban olabilirisiniz: Son 15 July darbe girişimi sonrası binlerce kişi yaşadı bunu, daha fazlası da yaşıyor. İktidarlarda tek adam yada tek parti olabilir ama unutmayın ki her kralın etrafında bir aristokrasi, her tiranın etrafında bir oligarşi vardır. Tiranlar yada krallar, güçlerini bu oligarklara ve aristokratlara da hissettirmek isterler. İçlerinden biri fazla güçlendi mi, kendisi yerine geçeceğini zannedip, harcar. Arada o oligark yada aristokrata yakın kişilerde harcanır. Genelde de alt seviyedekiler harcanır. Lord hazretleri sürgüne gider, lordun adamları zindana; bankanın yönetim kurulu üyeleri, merkez bankasında iş bulur, aynı bankadan beş kuruş havale yapan işsiz kalır.
3) İktidarlar, sırf tarafız, adil görünme yada güç gösterisi uğruna da yandaşlarını harcayabilir: Bunu en iyi, benim bir üst kuşağımın Ülkücüleri bilir. 12 Eylül darbesi, Solcular kadar değilse bile, sağcıları, özellikle Ülkücüleri de ezdi. Bu olay, Ülkücüler için aynı zamanda psikolojik bir yıkımdı. Devlet, polis, hatta asker destekli saldırılar yapan Ülkücüler, 12 Eylül zindanlarında işkence görünce, depresyona girdiler. Tarih boyunca iktidarların, kışkırttığı paramiliter grupları yada yandaşları arada bir ezdikleri görülmüştür.
4)Yandaş olmak, size beklediğiniz ayrıcalıkları getirmeyebilir: Tiran rejimlerinde nomenklatura denen siyaseten aktif sınıf, gün geçtikçe daralık ve daha az kişinin sözü geçer ama hiç kimse de bunu itiraf etmez.Hepsi de güçlerini fazla gösterir yada göstermeye çalışır. Çoğu kez benim buna gücüm yetmez falan demezler. Yazılı sonavlarda birinci olup, mülakatta elenen gençleri muhalif mi sanıyorsunuz. Aslında herkes, hele ki işsizse, işsiz anası-babası ise illa bir yerlere yüz sürüyor, yalvarıyor. Aşırı derecede umut bağlayanlar ise iktidara gönülden bağlılar ve onlar kimbilir kaç vekilden, il-ilçe başkanından, arktık hakims,n-savı oldun, artık kaymakamsın diye söz aldı?
5)İktidarın kötü politikaları sizi etkiler: İktidarlar sadece muhaliflerinden çalmazlar, yandaşlarından da çalarlar, yandaşlarını da yoksullaştırlar. Şu kadar zamandır partiye oy veriyordum yada bura yüzde şu kadar partiye oy veriyor ağlamalarına öyle gülüyorum ki! Ben de bir doğa sever olarak, yabani bir hayvan yada bir hayvan sever tarafından evcil bir hayvan yada bir sokak hayvanı tarafından ısırılabilir, hatta öldürülebilirim. Şu kadar yıl Kılıçdaroğlu trollüğü yaptım ama 2 8 mayıs seçimlerinden sonra Kılıçdaroğlu'nun istifası için dört neden diye bir yazı yazdım. Gene şu kadar zamandır CHP trollüğü yapıyorum, yarın bir gün CHP iktidarı bana ve ülkeme zarar verirse, başka bir partiyi desteklerim. Kaldı ki 2002 seçimlerinde Baykal'a kızıp, TKP'ye oy vermiştim.
Sonuç olarak sayın okurlarım, muhaliflik çocuk oyunçağı değilse, yandaşlık da çocuk oyunçağı değildir.