DOKSANLI YILLAR 2 KATLİAMLAR VE TERÖR
Bir kere 90’lar ölümler, soykırımlar,
cinayetler ve katliamlar dönemiydi. Hem ülke içinde, hem de dışında. Biri çok
yakınımızda, biri de biraz uzakta iki katliam oluyordu. Yugoslavya iç savaşı,
1994’den itibaren Bosna iç savaşına ve Boşnak soykırımına dönmüştü. Dokuz yüzlü
hatlardan bile Bosna’ya yardım parası toplanılıyordu. Bakın onu neredeyse
unutuyordum. Uzakta olan da Ruanda katliamıydı. Dünya kamuoyu uzun süre ikisine
de sessiz kaldı. Gene bu dönemde Irak’ın
devlet başkanı Saddam Hüseyin, minik ama petrol zengini komşusu Kuveyt’i işgal
etti. Amerika hemen ardından önce bölgeye güç yığdı, sonra Kuveyt’i kurtardı. Irak’ın geri kalanını işgali 2003’e kadar
gerçekleşmedi. Kuveyt işgali sonrası, Irak ve Orta Doğunun bu gün bile devam
eden büyük kâbusu başladı. Irak’ın güneyinde Şiiler, kuzeyinde Kürtler,
Amerika’nın kışkırtması ve yardım vaadi ile defalarca isyan etti. İsyanlar çok
kanlı bir şekilde bastırıldı. Amerika ve NATO’nun yaptığı ise, yüz binlere
Kürt, Türkiye’ye kaçtıktan ve ülkenin her tarafında on binlerce insan öldükten
sonra, ülkede 36-34 paraleller arasını uçuşa yasak bölge ilan etmiş oldu. Ülkedeki
hava kuvvetleri zaten bitmişti. Sonrasında terör örgütü PKK’nın terör
eylemleri arttı, çünkü örgütün Kuzey Irak’ta serbestçe dolaşabileceği bir alan
oldu. 1993-94-95 gibi güney doğu resmen yanıyordu. Bu süreç boyunca bölgece
olağan üstü hal ve olağan üstü hal, bölge valiliği vardı.
Sonrasında devlette sertleşti, hatta
vahşileşti. Bu sefer sadece güney doğu değil, her taraf yanıyordu. Adapazarı,
Hendek, Sapanca üçgeninde yüzlerde ölü bulundu. Sonrasında örgüt giderek güç
kaybetti, iki binlerin başında bitmiş gibiydi ama bitmemişti. 1999’da örgütün başı Abdullah Öcalan,
yakalanıp, Türkiye’ye getirildi. AKP’nin iktidara geldiği yıl terör sebepli
şehit sayısı sıfıra inmişti. Kürtçe ile ilgili olarak, 12 Eylül askeri
rejiminin getirdiği pek çok yasak kalkmıştı. Örgüt bir daha kendisini
toparlayamaz sanıyorduk. Tabi birilerinin çözüm süreci diye, elinde silahla dağ
gezenleri, üstelikte zayıfladıkları bir dönemde ve kendileri teklif götürerek
masaya bir devlet gibi oturtacaklarını bilmiyorduk.
Pkk olmasa da ülke kan içindeydi. 12 Eylül
darbesi ile sinmiş Alevi düşmanlığı, sağ parti ve gruplarca tekrar
canlandırıldı. 1993 Sivas ve 1995 Gazi Mahallesi katliamları, 70’lerden bu yana
pek çok şeyin değişmediğini gösterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder