Alman filozof Hegel, insan, tarihten ders almaz, alsaydı tarih tekerrürden ibaret olmazdı demiştir. Öğrencisi Marks'da, önce trajedi, sonra komedidir bu tekerrür der. Tarih bilgisi, blilimsel bilgi değildir, felsefe bilgisi ve bilimsel bilgi yapmak için veridir.
Bana sanki Atatürkçüler ve sosyal demokratlar, siyasal İslamcıların yaşadığı pek çok şeyi, tekrar yaşıyormuş gibi geliyor. En başta televizyonlar, Halk TV'nin eski reklamlarını hatırlıyor musunuz? Uzun uzun bazı boyacı-çatıcı esnafın reklamı yapılıyordu. Bir de uzub uzun satılmaya çalışılan, Sürmene bıçağı, Sürbısa vardı. Ciddi reytingine rağmen, büyük firmalardan reklam alamıyordu. Üstelik henüz Tele1-Sözcü falan kurulmamış, kendisi alanında tekti. Sonra Tele1, Sözcü TV falan açıldı.
Benzerini Samanyolutv'de yaşamıştı başlarda. Çok izlenmesine rağmen, örgütün holdingleri bile reklam vermiyordu başlarda. (Bilmeyenler için, FTÖ medyasıın merkez tv'si Samanyolu, 15 Temmuzdan sonra kapandı) Samanyolu'da, ilk başlarda bodrum katı bir apartman dairesinde kurulmuştu. ArdındanKanal 7 geldi ve dinci kanallar yavaş yavaş çoğaldı. Üstelik doksanlı yıllarda internet ya yoktu, ya da pahallıydı. İnsanların temel haber alma kaynağı televizyon, radyo ve gazetelerdi.Dahası, uydu kiraları pahalı olduğundan, bugünkine göre daha az tekevizyın kanalı vardı. Buna rağmen büyük reklam verenler, rüştlerini ispatlayana kadar, bu kanallara reklam vermedi.
İktidar kanadı da, zamanında merkez sağın yaptığı hataları yapıyor. Merkezi kaptırdı ama taşradan çok emin. DYP'de 1995'de Isparta'da 1., İstanbul'da 5. partiydi. Şimdi de iktidar partisi büyük şehirleri kağtırdı ama pek çok taşra şehrinde 1. parti.1995 seçimlerinden sonra Refah partisini sisteme dahil etme, yumuşatma söylemleri vardı. Şimdi de yerel seçimlerde 1. olmuş muhalefet partisi ile iktidar partisi ilişkilerini normalleştirme çabaları var.
Her şey bire bir değil ama dikkat ederseniz pek çok ana hat, birbirine benziyor. O dönemde muhafazakar kililer, arabalarına stikır ve yazı yazıyordu, huzur İslam'da diye. Şimdilerde Atatürk imzası dövmesi ve Atatürk resimli tişört modası var. O yıllarda kızlar, ailelerine rağmen kapanır, belli bir yaştan sonra yada üniversiteye geçince kapanırlardı, şimdi açılıyorlar. Doksanlarda annelerinin başo açık, kendi kapalı bir sürü kız vardı, şimdş tam tersi. Açılan pek çok kızın ailesinden aldığı tepki, o zamanlar kapanan kızların ailelerinden aldıkları tepkilere benziyor. Gene o yıllarda her sınıfın, sınıfın imamı denen, her şeydi dine bağlayan, insanlara din öğretmeye kalkan öğrenciler olurdu. Şimdi ise her sınıfın bir ateist-teist,agnostik öğrencisi var, din kültürü öğretmeni ile tartışan.
Seksenler ve doksanlar, merkez sağın çöküşü ile geçti. 1987 yerel seçimleri gibi SHP ve DSP, yerine talip olur gibi oldu. İSKİ skandalı sonrası Uzan medyası öncülüğünde başlaya, ATV-SABAH ve diğer holding medyası saldırıları sonrasıda SHP sersemledi. Deniz Baykal ve taraftarlarının parti .içi kavgası, CHP'nin yeniden kurulması, birleşme derken, 1999 seçimlerinde baraj altı kalacak kadar eridi. DSP ise kısa süreli iktidarını, merkez sağı da batırarak taçlandırdı.
Özal öldükten sonra kısa bir süre Mesut Yılmaz'ı destekleyen holding medyası, uzun bir süre Tansu Çiller'i destekledi. Türkçesi tam olmayan Çiller, sağı iyice batırdı. Halkın siyasal İslam'a geçmesinin önüne geçemeyeceğini anlayan holding medyası ve onların gizli başkanı M. Barlas, İslam ve tarikatlar üzerine bir yazı yayımladı. Sermaye sahipleri, merkez sağın öleceğini anlamış ve kendisine yeni bir çıkış aramaktaydı. Muhtemelen daha sonra sık sık reisin yanağını okşayacak olan Barlas, çıkışı bulmuştu.
Şmidilerde bazı sermaye grupları, destekledikleri iktidarın çöküşünü görüyor ve çıkış aıyor. İktidarsa kurnazca tüm çıkışları kendisine bağlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder