11 Mayıs 2025 Pazar

10 mayıs 2025 GÜNEDÜŞEN.

 


Dün, yani 10 mayıs 2025'de önemli iki olay oldu. Biri açılım, diğeri de bir işçinin öldürülmesi:

Ülkemizde terör kadar eski olan terörün bitirilmesi muhabbeti gene başladı. Bir zamanlar şehrin en büyük camilerinde (Ankara'da Kocatepe'de. 15 Temmuz'dan sonra cami terk edilmiş gibi bir şey oldu.), üst düzey protokol katılımlarıyla (Ankara'da en az 1 Orgeneral ve illerde Vali ve vali yardımcılarıyla) yapılan şehit cenazesi namazı, sessiz, sedasız otoparkta kılındı. Doksanlarda taşrada, özellikle kıyı ilçelerinde,  şehit cenazeleri sonrasında, Kürtlerin ev ve iş yerlerinin taşlanıp, yaklıp, yıkılması, yani progrom yapılması olağandı. Şimdilerde şehit de demiyorlar, bir adet asker diyorlar. Son bir ayda, yirmi adet askerimiz şehit oldu. Basın çoğunu anlatmaya değer bulmadı. Zira hiç birinin oğlu, ne askerde, ne teröristlikte şehit olmadı. Benim hatırladığım, Muhsin Yazıcıoğlu'nun yeğeni, Kahramanmaraş'ta öldürüldü (Olay, bombalı tuzaktı.  Yazıcıoğlu'nun yeğeni diye özellikle kişi olarak hedef alınmış olabilir), diğeri de bir dönemin dış işleri bakanı Ali Babacan'ın kuzeni Erkut Babacan'dır. Bu kuzen de, uzaktan akraba ve fakir bir ailenin çocuğudur. Zenginlerin çocuğu, bedelli yapmasa bile, batıda, büyük şehirlerdeki, rahat birliklerde askerlik yapar.

Kamuoyu şehit denilince sadece askerleri anlıyor. Oysa PKK,  yüzlerce öğretmeni katlettti. Milli Eğitim Bakanlığı, 383 diye bir rakam veriyor. Bu rakam, üsteğmen ve üzeri askerden daha fazla, öğretmen şehit olmuştur. Öğretmenden sonra en fazla şehit veren memuriyetler, din adamları ve postacılardır (PTT teşkiları.) DEM, HDP gibi partilerin milletvekilleri ve belediye başkanlarının da dağda ölmüş yakınları yok gibidir. Kürt atasözünün dediği gibi, ölü senin sevdiğin değilse, helva kokusu tatlı gelir.

Gene aynı gün yada günlede Sırrı Süreyya Önder, görkemli bir cenaze töreni ile gömüldü.  Kendisine Allah Rahmet Etsin, sevenlerinin başı sağolsun derim. Kimsenin acısına oh, sevincine ah dememe taraftarıyım. Kendisini sevmemin sebebi aşırı oportünistliği ve her dalda oynamasıydı. Abo babam gibidir, cumhuriyetin ne hayrını gördük deyip, Sait-i Nursi'yi övüp, Bir Cumhuriyet Şarkısı adlı, tipik Atatürkçülükten para kazanma filminin senaryosunu yazması (Her sene Kasım ara tatilinde, böylesi bir kaç Atatürk filmi sinemalarda gösterilir. ), onun opotünist (fırsattan faydacı) biri olduğunu gösterir. Halkı sarı torba ve başçavuştan cevapla tehdit eden birisi yada birilerinin amacı barış değildir. Sırrı bey sanatçı değil, bürokrat yada tüccar olsa, sağcı olacak biriydi. Bir insan hem sosyalist, hem se Nursi hayranı olması, mantıksal ve her açıdan zırvadır.

Örgütte silah bırakmaktan bahsetmiyor halen. 1983 Orly havalimanı katliamından sonra ASALA tasfiye edildi ve ardından PKK kuruldu.  Yani PKK dağılsa bile daha büyük bela sırada demektir.

Bu güne düşeni yazmamın asıl sebebi, Erol Eğrek'in öldürülmesi. Öldürdüler çünkü öldürebiliyorlar, devlet hemen katilleri korumaya alıyor. Çorlu tren kazasından, Grand Kartal yangınına, kaç kişi istifa etti, kaç kişi tutuklandı ki, bir işçinin fütursuzca ve ölümüne dövülmesinden solayı, birileri sorumlu tutulsun? 12 Eylülden beri kurulan sistemin ahlakı bu. Açıkça, öldürdük işte, var mı diyeceğiniz konumundalar.

Barış, ahlak işidir. Savaş, tüm ahlaksızlıkları, misli ile karşılıklılık ilkesi ile meşru kılar.

Barış ahlak işidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder