Ülkemiz ne yazık ki bor hariç, maden yönünden zengin bir ülke değil. Boru da işleyecek bir sanayimiz yok, yarı mamul olarak satıyoruz.
Maden açısında bir Kazakistan, Güney Afrika, Kongo Alaska, Kaliforniya veya Yakutistan olmadığımız gibi, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezüella gibi petrol, Malezya gibi kalay, Şili gibi bakır ve benzeri tek çeşit madenden zengin değiliz (bor'u söylemiştim)
Oysa petrol, yıllarca bizim için zenginlik hayaliydi. Yıllarca Türkiye'de petrol var, çıkarttırmıyorlar ya da 2023'e kadar çıkartamayacakmışız efsaneleri ile büyüdük.
Sonra AKP geldi, özellikle Güney Doğu'da sondaj yapılmadık yer bırakmadı. Sonra petrolün varili iki yüz doları geçince, bu söylentiler bitmedi sadece yön değiştirdi. Bu sefer de aynı efsaneler, söylenceler bor için söylenmeye başlandı.
Öğrencilere youtube'dan, borla ilgili bir video izletmiştim. Biri, hani çıkaramıyorduk dedi. Oysa Türkiye, dünyanın en büyük bor ihracatçısı.
Son yıllarda ise bir sürü maden açıldı. Hatta Toros ve Kaçkar dağlarında kaç maden açıldığına dair bir meclis sorusu, ticari sır bahanesi ile ret edildi.
Dikkatimi çeken bu madenlerin çoğunlukla mermer madeni olması ve çoğunun en fazla üç, bilemedin beş sene sonra kapanması.
Bu haberler, Türkiye'nin dünyanın en büyük çöp ithalatçısı olduğu haberi birleştirdim.
Zira terk edilmiş madenler, çöp depolamak için kullanılır, özellikle mermer ve granit benzeri taş çıkarılan yerler.
Mermer ve benzeri kaplama malzemesi cevherlerin madeni, diğer madenlerden daha riskli ve masraflıdır. Diğer madenlerde istediğiniz kadar dinamit veya kazıcı aletler kullanabilir, cevheri küçücük parçalar halinde çıkarabilirken, kaplama malzemelerini, özellikle de mermeri, mümkün olduğunca büyük parçalar halinde çıkarılmalıdır. Yoksa yeterince işleyemezsiniz.
Bu yüzden özel testereleri, hızarları, kesim aletleri vardır ve maden derinleştikçe, işletme masrafları katlanarak artar.
Mermerde başka büyük sorunlar da vardır. Mesela yüzeydeki mermerle, derindeki mermer aynı olmayabilir. Doğal bir çeşit tuz olan mermer, ülkemizde ve genel anlamda doğada bol bulunur. Yüzeydeki mermer genede daha kırılgan ve işlemesi zordur. Derine gidildiğinde de mermerin deseni ve rengi değişebilir.
Kaldı ki mermerin satışı biraz da moda olmasına bağlıdır. İstisna, Roma imparatorluğundan bu yana modası geçmeyen beyaz mermer ve Firavunlardan beri modası geçmeyen pembe mermerdir.
Diğer yandan mermerin ve pek çok şeyin (tekstil, mobilya, ev tekstil vs) modasını Fransa-İtalya-İspanya şeytan üçgeninde belirlenir.
Ülkemiz ise bir mermer madenleri mezarlığına döndü.
Bu terk edilmiş mermer madenleri ve diğer madenler, Avrupalıların artık, Afrika'ya bile gönderemediği tehlikeli ve zehirli atıklarını depolama alanına dönüşmüş durumda mı bilmiyoruz.
Bunu öğrenmeli ve bu gerçek ise, ülkemizin çöplük yapılmasına karşı çıkmalıyız.
Sonra AKP geldi, özellikle Güney Doğu'da sondaj yapılmadık yer bırakmadı. Sonra petrolün varili iki yüz doları geçince, bu söylentiler bitmedi sadece yön değiştirdi. Bu sefer de aynı efsaneler, söylenceler bor için söylenmeye başlandı.
Öğrencilere youtube'dan, borla ilgili bir video izletmiştim. Biri, hani çıkaramıyorduk dedi. Oysa Türkiye, dünyanın en büyük bor ihracatçısı.
Son yıllarda ise bir sürü maden açıldı. Hatta Toros ve Kaçkar dağlarında kaç maden açıldığına dair bir meclis sorusu, ticari sır bahanesi ile ret edildi.
Dikkatimi çeken bu madenlerin çoğunlukla mermer madeni olması ve çoğunun en fazla üç, bilemedin beş sene sonra kapanması.
Bu haberler, Türkiye'nin dünyanın en büyük çöp ithalatçısı olduğu haberi birleştirdim.
Zira terk edilmiş madenler, çöp depolamak için kullanılır, özellikle mermer ve granit benzeri taş çıkarılan yerler.
Mermer ve benzeri kaplama malzemesi cevherlerin madeni, diğer madenlerden daha riskli ve masraflıdır. Diğer madenlerde istediğiniz kadar dinamit veya kazıcı aletler kullanabilir, cevheri küçücük parçalar halinde çıkarabilirken, kaplama malzemelerini, özellikle de mermeri, mümkün olduğunca büyük parçalar halinde çıkarılmalıdır. Yoksa yeterince işleyemezsiniz.
Bu yüzden özel testereleri, hızarları, kesim aletleri vardır ve maden derinleştikçe, işletme masrafları katlanarak artar.
Mermerde başka büyük sorunlar da vardır. Mesela yüzeydeki mermerle, derindeki mermer aynı olmayabilir. Doğal bir çeşit tuz olan mermer, ülkemizde ve genel anlamda doğada bol bulunur. Yüzeydeki mermer genede daha kırılgan ve işlemesi zordur. Derine gidildiğinde de mermerin deseni ve rengi değişebilir.
Kaldı ki mermerin satışı biraz da moda olmasına bağlıdır. İstisna, Roma imparatorluğundan bu yana modası geçmeyen beyaz mermer ve Firavunlardan beri modası geçmeyen pembe mermerdir.
Diğer yandan mermerin ve pek çok şeyin (tekstil, mobilya, ev tekstil vs) modasını Fransa-İtalya-İspanya şeytan üçgeninde belirlenir.
Ülkemiz ise bir mermer madenleri mezarlığına döndü.
Bu terk edilmiş mermer madenleri ve diğer madenler, Avrupalıların artık, Afrika'ya bile gönderemediği tehlikeli ve zehirli atıklarını depolama alanına dönüşmüş durumda mı bilmiyoruz.
Bunu öğrenmeli ve bu gerçek ise, ülkemizin çöplük yapılmasına karşı çıkmalıyız.