Sosyal Medyadan Dönüş Yok
Sosyal Medyadan Dönüş Yok
En başta son olan rezaleti savunmadığımı ve asla savunmak istemeyeceğimi söyleyerek söze başlayayım.
Sosyal medya, her alan ve daha doğrusu her şey gibi dikensiz bir gül bahçesi değildir, asla olmadı.
En başından Twitter’da bot hesaplar ve trol ordularında trendlerin manipülasyonuna ve toplu spam saldırılarına alışıktık.
İnternet sitelerinin bizim profilimizi çıkardığını da biliyorduk.
Örneğin google’da bir kere mobilya aradıysanız ve bu mobilya ayakkabılıksa, size sürekli mobilya, ayakkabılık gardırop reklamları geliyordu.
Bu son facebook skandalında da profil çıkarma olayı var. Şimdi olay en basit hali ile şöyle.
Antropoloji, etnoloji, psikoloji, sosyal psikoloji ve sosyoloji bilimleri çok gelişti.
Ülkemizde halen bu bilimlere gereken önem verilmiyor.
Sizi sosyal medyadan izleyen ve bu saydığım ve saymayı unuttuğum bilimden anlamasa da deneyimli bir kişi, sizin hakkınızda pek çok şeyi, sosyal medya davranışlarınızdan öğreniyor.
İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül, Berdan Mardini vb Kürt olduğunu bildiğiniz sanatçıları dinlemiyor ya da size verilen müzik listelerinden siliyorsanız, sizde bir Kürt nefreti olduğu ortaya çıkıyor.
Sosyal Medyadan Dönüş Yok
En başta son olan rezaleti savunmadığımı ve asla savunmak istemeyeceğimi söyleyerek söze başlayayım.
Sosyal medya, her alan ve daha doğrusu her şey gibi dikensiz bir gül bahçesi değildir, asla olmadı.
En başından Twitter’da bot hesaplar ve trol ordularında trendlerin manipülasyonuna ve toplu spam saldırılarına alışıktık.
İnternet sitelerinin bizim profilimizi çıkardığını da biliyorduk.
Örneğin google’da bir kere mobilya aradıysanız ve bu mobilya ayakkabılıksa, size sürekli mobilya, ayakkabılık gardırop reklamları geliyordu.
Bu son facebook skandalında da profil çıkarma olayı var. Şimdi olay en basit hali ile şöyle.
Antropoloji, etnoloji, psikoloji, sosyal psikoloji ve sosyoloji bilimleri çok gelişti.
Ülkemizde halen bu bilimlere gereken önem verilmiyor.
Sizi sosyal medyadan izleyen ve bu saydığım ve saymayı unuttuğum bilimden anlamasa da deneyimli bir kişi, sizin hakkınızda pek çok şeyi, sosyal medya davranışlarınızdan öğreniyor.
İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül, Berdan Mardini vb Kürt olduğunu bildiğiniz sanatçıları dinlemiyor ya da size verilen müzik listelerinden siliyorsanız, sizde bir Kürt nefreti olduğu ortaya çıkıyor.
Bu açıdan Onedio testleri profil çıkarmaya çok uygun.
Bu son krizde de Cambridge Analiz, quiz, yani testlerden profil çıkarmış.
Hangi ünlü türkücüsün testinde, Kürt olduğunu bildiğin türkücüleri işaretlememişsen, senin üzerinde çalışmaya başlıyorlar.
Bulunduğun semtteki sekiz-on dükkânı olan market zinciri sahibinin Kürt olduğu haberini size sunuyorlar.
Haberin yalan olması, market sahibinin yedi göbek sülalesinde Kürt gelin ya da damat almamış bir Rizeli olması, haberi çıkaranların umurunda bile değil.
Hatta market sahibinin PKK’ya haraç verdiği de yazılıyor. Sonra bu bilgi siyaset alanında da kullanılıyor.
Zaten Tuncelili Alevi ve Kürt, Kemal Kılıçdaroğlu yüzünden CHP’ye oy vermeyeceğiniz belliyken, bir de Meral Akşener’in Kürt sevgisi varmış, DYP milletvekili iken bu yüzden İç İşleri Bakanlığı görevinden alınmış dedikodusu veriliyor size.
Cambiridge Analiz’in yaptığı tam olarak bu. Diyelim ki tam tersi Kürt ya da Kürtlere sempati duyan birisisiniz.
Bu sefer de başka bir profil çıkarılıyor, buna uygun yalan haber-reklam üretiliyor.
Bu seferde market sahibinin 1978 Maraş katliamına katılan ve Kürt düşmanı bir Irkçı Turancı olduğu dedikodusu çıkıyor, Aşener’in İç işleri bakanı iken fail-i meçhul cinayetlere kurban giden Kürt iş adamları hatırlanıyor vs vs.
Bu son krizde de Cambridge Analiz, quiz, yani testlerden profil çıkarmış.
Hangi ünlü türkücüsün testinde, Kürt olduğunu bildiğin türkücüleri işaretlememişsen, senin üzerinde çalışmaya başlıyorlar.
Bulunduğun semtteki sekiz-on dükkânı olan market zinciri sahibinin Kürt olduğu haberini size sunuyorlar.
Haberin yalan olması, market sahibinin yedi göbek sülalesinde Kürt gelin ya da damat almamış bir Rizeli olması, haberi çıkaranların umurunda bile değil.
Hatta market sahibinin PKK’ya haraç verdiği de yazılıyor. Sonra bu bilgi siyaset alanında da kullanılıyor.
Zaten Tuncelili Alevi ve Kürt, Kemal Kılıçdaroğlu yüzünden CHP’ye oy vermeyeceğiniz belliyken, bir de Meral Akşener’in Kürt sevgisi varmış, DYP milletvekili iken bu yüzden İç İşleri Bakanlığı görevinden alınmış dedikodusu veriliyor size.
Cambiridge Analiz’in yaptığı tam olarak bu. Diyelim ki tam tersi Kürt ya da Kürtlere sempati duyan birisisiniz.
Bu sefer de başka bir profil çıkarılıyor, buna uygun yalan haber-reklam üretiliyor.
Bu seferde market sahibinin 1978 Maraş katliamına katılan ve Kürt düşmanı bir Irkçı Turancı olduğu dedikodusu çıkıyor, Aşener’in İç işleri bakanı iken fail-i meçhul cinayetlere kurban giden Kürt iş adamları hatırlanıyor vs vs.
Bu yapılanlarsa çok etkili oluyor.
Mesela hatırlarsanız facebook’un ilk yıllarında sürekli İsrail’i destekleyen, Yahudi firmaları adı atında uluslararası büyük yiyecek-içecek firmalarını n adları ve markaları dolaşıyordu.
Şimdi bu listeler pek yok. Pek çok markanın da Türkiye’ de satışları azaldı.
Çoğu Amerikan firması, Amerikan sitesine yapılan reklamlarla vuruldu.
Fast Food dediğimiz ayaküstü yemekte bile yerli restoran zincirleri üstün gelmeye başladı.
İşte bunu siyasette de yapıyorlar.
Cambiridge Analiz, bu manipülasyon sistemini kullanarak, A.B.D dahil 27 ülkede seçimleri Facebook üzerinden yönlendiriyor.
Üstelik Zuckerberk bile Hilary Clinton yanlısı iken. Üstüne üstlük olaya Rusya’da dâhil oluyor.
Trump, Amerika’nın bu kadar derdi varken, Orta Doğuyla, orayla, burayla uğraşma yanlısı değil.
Putin de trollerini olaya dâhil ediyor.
Kendisi Amerikan seçimleri umurumda olmadı diyor ama Rusya devlet başkanı dediğin Mozambik seçimleri için bile endişelenmeli.
Aynı manipülasyonları Hilary yanlıları da yaptı muhakkak.
Üstelik bütün klasik medya grupları da, Hilary’in yanındaydı.
Gene de Trump kazandı. Neo Liberalist politikacılar, Amerikan halkının da canını sıkmıştı.
Trump’ın politikaları da Neo Liberallerin canını sıkınca, skandal patladı.
Mesela hatırlarsanız facebook’un ilk yıllarında sürekli İsrail’i destekleyen, Yahudi firmaları adı atında uluslararası büyük yiyecek-içecek firmalarını n adları ve markaları dolaşıyordu.
Şimdi bu listeler pek yok. Pek çok markanın da Türkiye’ de satışları azaldı.
Çoğu Amerikan firması, Amerikan sitesine yapılan reklamlarla vuruldu.
Fast Food dediğimiz ayaküstü yemekte bile yerli restoran zincirleri üstün gelmeye başladı.
İşte bunu siyasette de yapıyorlar.
Cambiridge Analiz, bu manipülasyon sistemini kullanarak, A.B.D dahil 27 ülkede seçimleri Facebook üzerinden yönlendiriyor.
Üstelik Zuckerberk bile Hilary Clinton yanlısı iken. Üstüne üstlük olaya Rusya’da dâhil oluyor.
Trump, Amerika’nın bu kadar derdi varken, Orta Doğuyla, orayla, burayla uğraşma yanlısı değil.
Putin de trollerini olaya dâhil ediyor.
Kendisi Amerikan seçimleri umurumda olmadı diyor ama Rusya devlet başkanı dediğin Mozambik seçimleri için bile endişelenmeli.
Aynı manipülasyonları Hilary yanlıları da yaptı muhakkak.
Üstelik bütün klasik medya grupları da, Hilary’in yanındaydı.
Gene de Trump kazandı. Neo Liberalist politikacılar, Amerikan halkının da canını sıkmıştı.
Trump’ın politikaları da Neo Liberallerin canını sıkınca, skandal patladı.
Cambiridge Analiz’e gizli kamera çekimi yaptılar.
Skandalın patlamasının bir nedeni de klasik medya araçlarının dehşete düşmesiydi.
Oysa yıllardır aynı manipülasyonları onlar çok daha iyi yapıyorlardı. Üstelik bundan kaçışında yok.
Yalan haber çabucak gerçekmiş gibi tüm topluma sunulabiliyordu, Ahmet Kaya’nın başına gelenlerde olduğu gibi.
2006’da seçimler öncesi %47 anketinin uydurma olduğunu çok sonra öğrendik.
Sahte anketler yıllarca seçimlerden evvel halkı yönlendirmek için kullanıldı.
Kaldı ki onlarca gazete, dergi, televizyon, radyonun ortak yayını, muhaliflerin fikrini değiştiremiyorsa bile, bir çaresizlik duygusu yaratıyor.
Muhalif kişi, oy vermeye bile gitmeyecek kadar bezgin oluyor.
Oysa sosyal medya, kendisi gibi düşünen veya kendisi gibi zevk alan ve daha önce hiç tanımadığı insanlarla buluşma yeri oluyor.
Sonuç olarak medya devlerinin .sahiplerinin güçleri azalıyor.
Oysa eskiden medya patronları için dünya ne güzeldi.
Mesela Hakan Uzan, karısı Yeşim Salkım’la arası bozuk olan pek çok ünlü şarkıcıyı harcayabiliyordu.
Bu gün hiçbir medya kanalının ünlü bir şarkıcıyı ününden etme gücü yok.
Ünlü etme biraz, o da tam değil.
Televizyonlar bir tek dizi filmlerle etkinler, o da yavaş yavaş internete kaymakta. Politik güçleri de hızla azalmakta.
Son facebook krizine atlamaları da biraz da bu yüzden.
Lakin artık çok geç. Sosyal medya hayatımızda yer aldı. Artık her birey bir yayımcı, haberci, sadece haberi alan değil.
Facebook’u sil kampanyası bile twitter üzerinden yürütülüyor.
Ünlü brir yıldız (Adını hatırlayamadım özür dilerim), benim şu kadar twitter takipçim var, o kadar tirajlı gazete çok az, basınla muhattap olmuyorum demişti.
Artık vazgeçilmez hale gelen facebook değil ki, sosyal medyanın kendisi.
Zaten gençler İnstagram’a geçti, pek çoğu Facebook’u kullanmıyor artık.
Benim artık uzun süredir. Hürriyet gazetesini almamam gibi.
Bir zamanlar HBB,Teleon ve benzeri pek çok televizyon kanalı vardı, onlar artık yok ama televizyon halen var.
Belki facebook, yüz yılları deviren Times ya da onun gibi basın yayın gibi kalacak, belki de silinip gidecek.
On sene evvel de herkesin elinde Nokia cep telefonu vardı, şimdi bu marka kimsede yok.
Rusya’da vk.com’un üye sayısı, Facebook’u geçmiş. Çin’de Weibo benzer bir konumda.
Belki Türkiye’de benzer mecralar çıkar, sosyal medya olarak.
Artık sosyal medya çağındayız, yeni haber, eğlence mecramız burası.
Skandalın patlamasının bir nedeni de klasik medya araçlarının dehşete düşmesiydi.
Oysa yıllardır aynı manipülasyonları onlar çok daha iyi yapıyorlardı. Üstelik bundan kaçışında yok.
Yalan haber çabucak gerçekmiş gibi tüm topluma sunulabiliyordu, Ahmet Kaya’nın başına gelenlerde olduğu gibi.
2006’da seçimler öncesi %47 anketinin uydurma olduğunu çok sonra öğrendik.
Sahte anketler yıllarca seçimlerden evvel halkı yönlendirmek için kullanıldı.
Kaldı ki onlarca gazete, dergi, televizyon, radyonun ortak yayını, muhaliflerin fikrini değiştiremiyorsa bile, bir çaresizlik duygusu yaratıyor.
Muhalif kişi, oy vermeye bile gitmeyecek kadar bezgin oluyor.
Oysa sosyal medya, kendisi gibi düşünen veya kendisi gibi zevk alan ve daha önce hiç tanımadığı insanlarla buluşma yeri oluyor.
Sonuç olarak medya devlerinin .sahiplerinin güçleri azalıyor.
Oysa eskiden medya patronları için dünya ne güzeldi.
Mesela Hakan Uzan, karısı Yeşim Salkım’la arası bozuk olan pek çok ünlü şarkıcıyı harcayabiliyordu.
Bu gün hiçbir medya kanalının ünlü bir şarkıcıyı ününden etme gücü yok.
Ünlü etme biraz, o da tam değil.
Televizyonlar bir tek dizi filmlerle etkinler, o da yavaş yavaş internete kaymakta. Politik güçleri de hızla azalmakta.
Son facebook krizine atlamaları da biraz da bu yüzden.
Lakin artık çok geç. Sosyal medya hayatımızda yer aldı. Artık her birey bir yayımcı, haberci, sadece haberi alan değil.
Facebook’u sil kampanyası bile twitter üzerinden yürütülüyor.
Ünlü brir yıldız (Adını hatırlayamadım özür dilerim), benim şu kadar twitter takipçim var, o kadar tirajlı gazete çok az, basınla muhattap olmuyorum demişti.
Artık vazgeçilmez hale gelen facebook değil ki, sosyal medyanın kendisi.
Zaten gençler İnstagram’a geçti, pek çoğu Facebook’u kullanmıyor artık.
Benim artık uzun süredir. Hürriyet gazetesini almamam gibi.
Bir zamanlar HBB,Teleon ve benzeri pek çok televizyon kanalı vardı, onlar artık yok ama televizyon halen var.
Belki facebook, yüz yılları deviren Times ya da onun gibi basın yayın gibi kalacak, belki de silinip gidecek.
On sene evvel de herkesin elinde Nokia cep telefonu vardı, şimdi bu marka kimsede yok.
Rusya’da vk.com’un üye sayısı, Facebook’u geçmiş. Çin’de Weibo benzer bir konumda.
Belki Türkiye’de benzer mecralar çıkar, sosyal medya olarak.
Artık sosyal medya çağındayız, yeni haber, eğlence mecramız burası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder