8 Eylül 2018 Cumartesi

AZINLIK SUÇLARI-KOKU VE AZINLIK ATEİZMİ


Azınlık suçları 5, Koku: Bu koku konusu sadece Hitler değil, öncesi ve sonrasındaki pek çok faşizan yazıda, sevmedikleri milletlerin farklı koktuklarını, onları bu şekilde fark ettiklerinden bahsederler.          Bu koku konusu Ömer Seyfettin'in nekrofili (ölüseviciliği) konulu hikayesi Beyaz Lale'de de geçer. Sapık Bulgar subayı, diri diri yaktığı milletlerin (Balkanlarda her millet birbirine düşmandır. Sırp, Romen, Arnavut, Yunan vs, her milletten adam yakmıştır subayımız. Hatta asi Bulgarları bile. Balkanlaşma böyle bir şeydir. ) hepsinin ayrı koktuğunu hisseder.
        Bu koku ile ilgili üç teorim var. 
        Birincisi faşistler, tıpkı köpekler gibi korkunun kokusunu alıyorlar. Çünkü birilerini korkuttukları anlarında nedense bu duyguya kapılıyorlar.
              İkincisi de bu koku, kendi nefretlerinin kokusu.Üniversitede ve ilk öğretmenlik yıllarında sanki ben de bu kokuyu alıyordum.
             Üçüncü teorim, bazı olumsuz duyguları kendimizde koku olarak duymamız. Bazen bu kokuyu hissettiğim kişiler, faşist olmak bir yana, sağcı bile olmayabiliyordu.

Azınlık Suçları 6, Azınlık Ateizmi: Hitler, özgür düşünceli (ki o yıllarda Ateist Yahudilere böyle denilyordu anlaşılan) Yahudiler ile dindarlar arasında hedefleri arasında fark yok diyor.
      Bu konuda kısmen haklı. Azınlık olmak, sadece dini bir konu olmak değildir. nazım Hikmet'de bir komünist olarak bir mevlitten haz ve heyecan duyduğunu anlatmıştır, çünkü o sırada Rusya ve Romanya'dadır. Türkiye'de olsa belki de hiç hoşlanmayacaktır. Rusya'da ise bir azınlık psikolojisi içindedir.
        Özellikle din adına ötekileşmişseniz ya da aynı dinden olsanız, hatta aynı mezhepten bile olsanız dışlanmaya engel olunmuyorsa (Amerika'da zenciler, Türkiye'de Kürtler gibi), metafizik duygular zayıflıyor insanda. Bunu bizzat kendimden biliyorum.
       Öbür taraftan bu metafizik duygulardaki zayıflama, kendi topluluğun arasındaki bağın zayıflamasına değil, güçlenmesine sebep olur. Özellikle çatışma dönemlerinde bu daha güçlü olur.
        Bununla ilgili bir fıkra vardır. Kuzey İrlanda'da ve İrlanda'nın geri kalanında birisi ateist (tanrı tanımaz) olduğunu söylediğinde, ona bu sefer başka bir soru sorulurmuş.
        -Peki Katolik Ateist misin, Protestan Ateist mi? Ben de yıllar önce bir arkadaşımı Sünni Ateist diye tarif etmiştim.
         Din, bir tarafı ile de kimlik işidir. İlk siyonist yerleşimcilerin çoğu (Yalaşık altmış aile, yani beş yüz kişiden az. Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı kitabında, Arapları çöle süren Siyonistlerin kaç kişi olduğunu bilseniz, paranın gücünü görürdünüz diye yazar) sosyalisttir ve kibutz denen İsrail çiftlikleri, sosyalist ekonomiye göre modellenmiştir.
           Kaldı ki pek çok haham ve koyu dindar Yahudi,  henüz mehdinin gelmediği gerekçesi ile İsrail'in kuruluşuna ve İsrail'e göçe karşıydı. Bazıları halen öyledir.
        Din, sadece inanç değil, aynı zamanda bir kimliktir. Bu sadece Yahudilik, Ezidilik gibi soy kökenli dinler için değildir. İnsanlar kendilerini sevdikleri gibi, kendi ailesini ve köklerini de sever.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder