9 Eylül 2018 Pazar

Maçinli Kızın Tesettürü


Maçinli Kızın Tesettürü
Garip bir çağda yaşıyoruz. Bir taraftan dinin aşırı derece dayatıldığı bir iktidarın egemenliğindeyiz. Bu iktidarın temel dayanağı da devletin otorite kaynaklarından çok, kendi fanatik taraftarlarıdır.
Arada bir bunlarla karşılaşıyorum, sanki kamera şakasılar.  Geçen gün bazı işlerim için hem bir miktar döviz almam, hem de telefonumun eskimiş bataryasını değiştirmem gerekti. Önce döviz bürosuna gittim. Yanımdaki şahıs elindeki metal eroları bozduracaktı. Üstelik o gün eronun kuru yaklaşık 7,2 küsurken,  metalleri 5’den alıyorlarmış.  Gişede de 4 buçuktan aldıklarını örendim. Benim alacağımı öğrenince, herkes satarken, sen alıyor musun dedi suçlarcasına. Ciddi ciddi elindeki üç beş kuruş dövizi satınca bir şeyler düzelecek sanıyordu.
Sonra telefonum yeni batarya almaya gittim, telefon aksesuarcısına. Telefonumu dört yıldan fazladır kullandığımdan bahsettim. Yanımdaki kişi de iki haftada bir telefon aldığını Iphone’unu da çekiçle kırdığından bahsetti. Cidden para ile aldığı telefonu kırarak protesto ettiğini falan düşünen insanlar var.
Buna karşın iktidarın elinden din silahı gidiyor. Tarikatlar her ne kadar güçlü de olsa, iktidarın altındaki din temeli zayıflıyor. Ateizm, deizm ve tengricilik (Şamanist Türk dini) internet üzerinden hızla yayılıyor.  Tüm çabalara karşın gençler imam hatipten kaçıyor. Haftada bir saatlik zorunlu din dersi, bizim nesli  inançlı ve dindar yapmıştı, şimdi çoğu okulda neredeyse haftada 8-10  saatlik dini dersler (siyer,kuran,temel dini bilgiler vs) şimdiki gençleri dinden soğutuyor.

İlgimi çeken;

İlgimi çeken diğer bir olgu da ortalıkta tesettürlü kadın sayısının ya da oranının azalması oldu. 15 Temmuzdan sonra bu azalma gayet de hissedilir oldu. Bana mı öyle geliyor diyordum, bir arkadaşla konuştum. Dediğine göre sık sık Ankara’nın Sincan ilçesine gidiyormuş. Daha önce o semtin yüzde doksanı tesettürlü iken, şimdilerde yarı yarıya olduğunu söyledi.
Peki, bu tesettürü çıkaranlar hep mi Fetöcüydü? Hele de son günlerde tesettürü çıkardığını sosyal medyada ilan eden kızlar, onlarda mı Fetöcü? Şu an sol ya da Atatürkçü bir iktidar olsa, olabilirdi. Oysa bu örgüt, genelde sinsi ve ikiyüzlü ve İslamcılık bu kadar güçlü iken böyle bir şeyi taraftarlarına emretmez. Ayrıca devletin bu örgüt üzerinde güçlü bir istihbaratı var, örgütün böyle bir emri olsa fark ederdik. Bilinen pek çok Fetöcüde tesettürünü çıkarmış değil.

Maçinli Kızın Tesettürü

Gerçekte ola, tesettürüne itibardan düşmesi. Yaz boyu ÖSYM’nin sınavlarında gözcülük yaptım ve geçen yıllara göre hem tesettürlü sayısı azalmış, hem de tesettürlülere davranış değişmişti. Mesela önceki yıllarda serbest olan o boncuklu, çuvaldıza benzeyen iri toplu iğneler yasaktı ve basit toplu iğne olmalı deniliyordu. Gözetmen olduğum son sınavda da aramadan sorumlu polis, tesettür üzerinden kadınların kulağına parmağını soktu.
Meğer bir önceki sınavda bluetooth kulaklıkla sınava girenler yakalanmış.
Öte yandan bu kadarcık şey, sivrisinek vızıltısı gibi bir şey. 28 Şubat döneminde daha kötüsü olmuştu. Okula veya devlet dairesine tesettürle girmek yasaktı, üniversitelerde meşhur ikna odaları kurulmuştu.
Oysa o yıllarda tesettürlü kadın sayısı-oranında artma bir yana patlama yapmıştı. İmam hatipler öğrencisizlikten kapanıyordu ama öğrenciler tesettürü açıp okula giriyor, çıkınca da kapatıyordu. Sonra tesettür üstü peruk modası başladı. Yani tesettür denen ilgi çok ama çok kötü günleri de gördü.
Bence bu günlerde ve önümüzdeki günlerde daha kötüsüne hazırlanıyor.
Geçenlerde şahit olduğum bir olay, bunun nedenini anlatıyor. Bulunduğum ortamda iki yakışıklı genç erkek, üç tane de güzel tesettürlü kız vardı. Lise çağlarında gençlerdi, kızlar gayet belli bir şekilde kanka (kan kardeş) ayağına oğlanlara asılıyor, oğlanlar da gayet belli şekilde anlamazdan geliyordu.

Bunun gibi manzaralara sık sık rast gelir oldum.

Yeni nesilde bizim neslin erkeklerindeki tesettürlü fantezisi yok.  Orta ve daha yaşlı muhafazakar, dindar, sağcı vs  kişiler yüzünden de tercih etmiyorlar.
Bu devirde herkesin çıktığı, sevgilisi, flörtü vs var ama kız tesettürlü olunca tüm öfke onlara kusuluyor. Oysa yeni nesil, tesettürlü ya da değil, hiçbir şeyde geride kalmak istemiyor. Geçenlerde bir şarkıcı, içkili bir plaj barında konser veriyormuş. Tesettürlü hayranları içeri girmek istemiş, alınmayınca da olay çıkmış, hatta şarkıcı da bu olayı protesto etmiş.
Kusura bakmayın da, insanların bikini ve şort ile alkol aldıkları yere de, tesettürla gelmesinler. Onlar sizin şerbetli, ejder sulu, somonlu mevlitlerinize, burada neden alkol ikramı yapılmıyor diye kavga çıkarıyor mu?
Bu her şeyden geri kalmama hevesleri, onları tasavvufçuların deyimi ile dehri (dünyacı) yapıyor.  Sonra dindar gazeteler ağlıyor:
Türbanı kazandık ama içindekini kaybettik deyip duruyorlar, oysa artık türbanı  da kaybetmeye başlıyorlar.
Bu her şeyi yaşama, her şeyden geri kalmama hevesleri, onların çekiciliğini kaybettiriyor, çünkü tesettüre, türbana verilen değerleri yok ediyor. Daha doğrusu erkeklerin var zannettiği değerleri yok ediyor.
Tesettürlü ya da türbanlı kadın, seksenli ve doksanlı yıllarda, dindardan da öte, erkeğe bağlı, namus timsali kadın olarak tanıtılmıştı. Hatta daha öte, erkeklerin kendilerini daha erkek hissettirecek, eski usul köle ruhlu kadındılar ya da öyle sanıyorduk.

Dindar olmayan erkekler için de tesettürlü kadın, bir gizem dünyasının kapısıydı.

Türbanlı kadınlar, her türlü dünyevi zevki tadarak, hem muhafazakâr erkekler gözünden düştükleri gibi, o gizemi de her şeyi göz önüne serdiler.
Aynı durum, imam hatipler için de geçerli. İmam hatipler de kendilerine verilen bu değerlerden uzak. Ha bire açıp durdukları kız imam hatipler de, ihtiyaç duyduğunuz itaatkâr, dindar kız ihtiyacını karşılayamayacak.
Yeni nesilde kızlar türbanlı, tesettürlü de olsa, kız imam hatipli de olsa, kocasını boşuyor, o eski köle ruhlu kadın yok. Kız imam hatipteki kızlarında çıktıkları var.
Bunu benim kadar bu çağın gençleri de biliyor ve onlar için imam hatip sadece bir sürü Arapça duanın ezberletildiği bir okul, tesettür ya da türban ise, sadece kadın giysilerinden biri. Türban, erkek egemen ideolojik anlamını kaybetti. Sadece seksenleri, doksanları yaşayanlar için halen anlamlı ve özellikle iki binden sonra doğanlar için bu anlam bitmiş durumda.
Tesettürün erkeklerin üzerindeki değeri düşünce, kadınların üzerindeki değeri de düşüyor. Ayrıca kadınlar da tesettüre verilen bu erkek egemen bakış açısından sıkıldığı gibi, bu ideolojik yüklemeden de sıkılmış durumda. Pek çok genç kız görüyorum, Atatürk resimli tişörtlü ve türbanlı ve anne türbanlı ve çocuğu Atatürk tişörtlü.
Bu araya, yazının başlığının nedenini açıklayayım. Aziz Nesin’in Maçinli Kız İçin Ev adlı kitabı, kadınlar uğruna acı çeken erkeklere dair hikâyeler içeren tematik bir kitaptır.  İşin doğrusu aynı şey kadınlar için de geçerli. Türbanı bu günlere taşıyanlar erkekler oldu. Kadınların ilgisi de, erkeklerin verdiği bu değerler yüzünden oldu. Bu değerler düşünce, türbanda gözden düştü.
Bence kadınları artık rahat bırakalım, ne giyeceklerine kendileri karar versinler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder