25 Eylül 2020 Cuma

DOĞU PERİNÇEK KİMDİR?




 En başta söylemeliyim ki, aktif bir siyasetçi, gazeteci ve siyasi tarihçi değilim. Perinçek üzerime bu yazdıklarıma da inanmayabilirsiniz.  Yazdıklarımda eksik vardır, fazla yoktur. 

,Bu yazının amacı Perinçek hakkında internette pek az bulacağınız bilgileri vermektir. Türkiye'nin en hızlı döneği, en sık fikir değiştiren şahsıdır. Ayrıca en fazla insanın tutuklanmasına sebep olan şahıstır da. Onlarca yıl yok denecek kadar az satan gazete ve dergileri; gene yok denecek kadar az oy alan, adı sık sık değişen partileri ile ortalığı karıştırmayı, toplumu yönlendirmeyi başarmıştır.







İlk toplumsal yönlendirmesini, Türk Marksizm'ini Atatürk düşmanı çizgiye çekerek yapmıştır. Atatürk'e küçük burjuva devrimcisi demek, Atatürkçülüğü faşizm olarak görmek, Perinçek'ten yayılan bir düşünce hastalığı olmuştur. Perinçek uzun yıllar Marksizm'e dayanarak Atatürk düşmanlığı yapmıştır.

Yetmişli yıllarda Marksist-Leninist olmayı bırakmış, Maoist olmuş, küçük grubu ile Türkiye'de Maoizmin tek temsilcisi olmuştur. 12 Mart muhtırasından sonra, sola muhalefet olan sol olmuştur. CHP'ye az solcu, sağcı, faşist; Marksistlere de devlet düşmanı, Sovyet Rusya işbirlikçisi demiştir. 

12 Eylül yaklaşırken de, o ve Aydınlık dergisi-gazetesi önce kurtarılmış bölgeler yazı dizisi ile Dev-Yol'u (12 Eylül öncesi Türkiye'nin en büyük Marksist-Leninist örgütüydü. Rivayete göre o yıllarda kırk milyon olan Türkiye'de beş yüz bin üyesi vardı ki, o zamanlar ordunun asker sayısından da fazlaydı) hedef aldı. Özellikle Fatsa'yı uzun uzun yazdı. Fatsa operasyonlarında, ilçedeki Ülkücüler, askere-polise yol gösterecekti ama Perinçek, Ülkücüleri de yakacaktı. Fatsa davası iddianamesi, olduğu gibi Aydınlığın yazı dizisinden alınmıştı.

12 Eylüle aylar kala Aydınlık bu sefer de MHP'yi hedef aldı. MHP ve Yan Örgütleri yazı dizisi, 12 Eylülden az önce yayımlandı. 12 Eylül sürecinde açılan MHP ve Yan Örgütleri davasının iddianamesi, Aydınlıkta yayımlanan yazı dizisinin kopyasıydı. Tutuklamaların, cezaların hemen hepsi Aydınlık yazıları yüzünden oldu.

İdam edilen DEV-YOL, MHP   ve  Fatsa sanıklarının hepsinin tek delili Aydınlık dergisi-gazetesi yazı dizisiydi.

Kendisi ve ekibi 12 Eylülde yargılananlardandı. Yalnız ilginç bir nokta, darbe yönetiminin işkenceleri sır değildi ama hep kameraların, şahitlerin  gözü önünde de değildi. O işkencelerden geriye tek bir video, tek bir fotoğraf zor bulunur. Perinçek ise, hapishane ziyaretçilerinin gözü önünde hazırolda durma cezası aldı.

12 Eylülden sonra haftalık 2000'e Doğru dergisini yayımladı ve sonradan adı Vatan Partisi olacak İşçi Partisini kurdu. Dergisi çok satmadı ama çok ses getirdi. Çünkü hem pek çok bilgi ve belge nedense doğrudan ona ulaşıyordu, hem de merkez medya denen holding medyası bu dergiyi doğrudan takip ediyor, haberini haber yapıyordu. Adından (iki bin) daha az satan dergisi, Çin Hava Yolları başta olmak üzere bazı garip reklam veren buluyordu.

Bu dönemde Perinçek ileri derecede Kürtçü ve asker düşmanıydı. Az oy alan partisinin pek çok üyesi vardı. Madımak otelinde öldürülenlerin dördü ( biri de Hasret Gültekin'di) İşçi partisi üyesiydi. Dergi sürekli askere saldırıyordu. Bekaa Vadisine gitme (Yeni nesil bilmez, ben de yazıyı uzatmayayım, Bekaa vadisi ve PKK kampları ile ilgili bir araştırma yapın) ve Abdullah Öcalan'ı ziyaret etme modasını yanılmıyorsam (Emin değilim, Mehmet Ali Birand'da olabilir) o başlatmıştı. Öcalan'ın Perinçek'e gül uzattığı meşhur fotoğrafı da internette görebilirsiniz. Bana nedense gay sevgililer fotoğrafı gibi gelir.

Bu dönemde Perinçek ve ekibi, İlhan Arsel, Muazzez İlmiye Çığ ve Turan Dursun gibi Ateist yazarlara dergisinin ve yayım evinin (o zamanlar Kaynak yayımları) kapılarını açtı. Turan Dursun vurulduğu zaman, 2000'e Doğru yazarıydı. ( Derginin kapağında da iki bin yazı değil, rakamla gösterilirdi.)

Doksanların ortalarında Perinçek gene döndü ve bu sefer bir anda Atatürkçü olup, kimselerin Atatürkçüğünü beğenmedi. Yıllarca insanları Atatürkçü olduğu için insanlara sağcı, faşist diyen Perinçek, bu sefer en Atatürkçü oldu. Atatürkçülüğü de faşizme varan bir milliyetçilikle yorumladı. Bir zaman Kürtlere özerklik, ana dilde eğitim ve benzeri şeyler için savaşan Perinçek, bir ara Kürt böreği yenmesin çağrısı yaptı kebap düşmanlığı yaptı (şaka değil). Gene bu dönemde radikal laik, hatta Fetöcülerin deyimi ile laikçiyidi. Bu döneme kadar Çin'in Türkiye'deki avukatı gibiydi. Bu dönemde Maoculuğu ve Çin hayranlığını da bıraktı.






Perinçek'in adamı diyebileceğim Faik Bulut vardı. Doksanlarda Orta Doğuda Şeriatçı Örgütler diye bir kitap yazdı,  sonra polis-mit o kitapta adı geçen herkesi tutukladı.

Perinçek'in adı Balyoz-Kumpas davalarında da geçti ve galiba bir ara tutuklandı da. Sonra ne oldu ise Fetö ile arayı düzeltti, Türkçe olimpiyatlarına misafir oldu.

Perinçek en son olarak yıllarca sürdürdüğü iktidara karşı olmayı bırakıp, Cumhur ittifakının sembolik ortağı oldu.

Perinçek'in yarım asrı aşan siyasi (düşünce demiyorum) yaşamında değişmeyen tek şey CHP düşmanlığı oldu. Solcu iken az solcu olmakla, Kürtçü iken Kürt düşmanı olmakla, ateistken laiklik karşıtı olmakla, Atatürkçü iken Atatürk düşmanı olmakla, Türkü iken Kürtçü olmakla, bir ara din düşmanlığı ile ve her zaman da öncelikle CHP'yi suçladı ve hep CHP düşmanı oldu.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder