25 Ekim 2020 Pazar

YAĞMUR ATSIZ'IN MUHTEŞEM BİTİŞİ



Hüseyin Nihal Atsız, Türk edebiyatındaki büyüklüğü daha ziyade ideolojiktir. Lakin o ideolojik büyüklüğü o kadardır ki, oğlu Yağmur bir yazısında, 64 bitti, 65'e giriyorum, halen Atsız'ın oğlu olarak anılıyorum demiştir.

Hüseyin Nihal Atsız, sağcı çevrelerce çok satılan ve çok okunan bir yazar olmasına rağmen, bence edebi açıdan zayıf bir yazardır. Romanlarına bir çok mantıksal hata vardır. Mesela Bozkurtlar Diriliyor'da ilk otuz sayfada Göktürkleri kumral, ela gözlü diye tarif eder, sonraki sayfalarda bu yazdıklarını unutur. Kumral, ela gözlü Göktürklerden biri Çinlilerin içine sızıp, casusluk yapar. Çinliler de kumral, ela gözlü bir Çinli nasıl oluyor, anlamaz. Buna benzer pek çok konu var ama konumuz kendisi değil, oğlu.

Yağmur Atsız, faşist Nihal Atsız'ın solcu-komünist oğlu olarak tanındı. Kardeşi Buğra, babası gibi Türkçü olmakla beraber, daha çok Ateizm görüşleri ile tanındı ve şu günlerde Kanada'da yaşamakta.

Kendisi ise uzun yıllar sosyal demokrat kalmakla beraber, belki de babasının kitabından gelen teliflerin hatırına, babasına pek laf ettirmedi. Babası düpedüz ırkçı ve kafatasçı olduğu, 1934 Trakya progromunu planlamış ve kışkırtmış, elli bin kadar Trakyalı Yahudi'nin yerinden, yurdundan etmiş, Nazi dergilerinden aldığı resim ve karikatürleri hayatı boyunca çıkardığı dergilerde kullanmıştı.

Kendisi de yazı hayatınca en azından solculuğa, hümanizme ve demokratlığa bağlı kalmıştı. Hrant Dink'in ölümünün ardından yazdığı Evet, ben bir Ermeni'yim başlıklı yazısı ile gönülleri fethetmişti. Ne oldu ise o yazıdan sonra başladı.

Önce İŞİD tehlikesi karşısında direnen Kobane (Ayn El Arab) halkına aynen alay etti, hem de babasının üslubuyla. Ardından da yıllarca arkadaşlık ettiği solcularla kavga etti. Şiirlerini besteleyen Zülfü Livaneli ile kavga etti, onlarca yılın hatırını çiğnedi. Bu kavganın ardından Arif Kemal'de biri hariç onun şiirlerinden bestelediği şarkılar youtube'dan başlayarak dijital platformlardan kaldırıldı. Bununla da yetinmedi, hayatımda hiç Komünist olmadım diye tüm solcu geçmişini ret etti.

Sonra bütün bu yaptıklarının ödülü olarak çalıştığı gazeteden (adını anmak istemiyorum) kovuldu. Aylar yıllar sonra başka bir gazetede köşe yazmaya başladı, ilk yazısında iktidarın liderine güzel bir övgü döşedi ve kovuldu.

Ah yağmur bey ağ, yetmişinden sonra yapılacak iş miydi bu? T24'e doluşmuş yetmez amacılar bile senden daha iyi durumda. Çünkü onlar senden daha önce çöpe atıldı, sen çok daha fazla kullanıldın, daha fazla kirlendin.

Adalet Ağaoğlu gibi seni yıkamak için sol edebiyat dergilere reklamlar veren, twitter'da tabela çalışması yapanın da yok. Kendisi yıllarca şeyhlere kanaat önderi   diye övgüler yağdırdığı halde Aziz Nesin gibi yıkanmadan, namazsız gömülerek aklanmaya çalıştı. Yağmur beyi böyle aklayan da olmayacak.

Bu yüzden yazıma resmini de koymuyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder