Gün geçmiyor ki bir ünlümüz, eski ünlümü, yarı ünlümüz ya da kendini ünlü zanneden biri, bir röportajda ya da twitter başta olmak üzere sosyal medyada açıklamaları ile dikkatleri üzerine çekmesin ve hemen ardından sosyal medya gündemini gün boyu meşgul etmesin.
İşin doğrusu Türk halkı olarak artık bundan sıkılmaya başladık. Bunun kökeni benim hatırladığım Turgut Özal ara ara ani çıkışlarla gündemi değiştirmesiydi. Sonra Aziz Nesin'in Türk halkının aptallık yüzdesi verdiği o meşhur mülakatla başladı. Sonra Ahmet Kaya'nın linçe konu olan açıklamaları ile devam etti.
Ahmet Kaya ne yazık ki böyle çıkışları çok yapar, medyanın ilgisini üzerine toplamaktan zevk alırdı. Oysa bu yaptığının itibarını zayıflattığını düşünmemişti. O çıkışları onun linç edilmesinde zemin hazırladı. Çünkü bu gereksiz çıkışlar, kişinin toplum içinde önce itibarını, sonra popülerliğinin yitirilmesine sebep olur.
Son bir kaç yıldır, pek çok ünlü ya da ünlümsü kişi, iktidarı alkışlayan ya da gelişmiş ülkeler bizden daha kötü gibisinden açıklamalar, hem kendi itibarlarının, hem de iktidarın yıpranmasıdır.
Çünkü fazlası ile zengin ve hali hazırda devletin imkanlarından da nemalanan bu kişiler, ilginçtir referandumlarda ben de varım derken, biz bize yeteriz ve benzeri iktidarında dahil olduğu bağış kampanyalarında yokturlar.
Bu fırlamaların bir kısmı, koronanın başlarında, iflas ettik, fakir kaldık, kiralarımızı alamıyoruz diye ağlıyorlardı, sonra onlara youtube konseri verildi de, sustular.
Sık sık her şey çok güzel oluyor diyenlerin en büyük özelliği varlıklı olmalarının yanı sıra, pek çoğunun aileden de varlıklı olması. Mesela Kenan İmirzalıoğlu, Ankara'nın Bala ilçesini sahibi Mirzaailioğulları soyunun bir ferdi.
Hani denir ya, ağaların iki oğlu varmış, biri soldan, diğeri sağdan politika yaparmış; işte bu sözlerin kaynağı, Mirzaalioğulları soyudur ki Bala ilçesinin sahibiler desek yalan olmaz. Aile, soy adı kanundan sonra iki ayrı soy adı aldı, Mirzaalioğulları ve İmirzalıoğulları. Mirzaalioğulları sağdan, İmirzalıoğulları soldan siyaset yaptı, Kenan'ın amcası CHP'den milletvekili bile seçildi. İki ayrı soy adına rağmen, aileler birbirlerini akraba olarak bilirler, ayrıları, gayrıları yoktur. Kenan bey de bu ailenin mensubu olarak, ülkedeki sıkıntıları yaşayacak, olumlu ya da olumsuz yorum yapacak biri değildir.
Ülkemizde zenginlerin hep yoksul çocuğu olduğu imajı verilir ki, bu pek doğru değildir. Serdar Ortaç'ın babası, beş yüzden fazla işçisi olan bir fabrikatördü. Sertap Erener'in abisi ülkenin en büyük reklam ajansının sahibi vs, vs.
Kaldı ki çocuklukları fakir bile geçmiş olsa, yıllardır magazin basını ile gözümüze sokulan süper lüks bir yaşamları var ve pek hayır sever oldukları da söylenemez. Baştan da söylediğim gibi, biz bize yeteriz ve benzeri kampanyalarda sessiz kaldılar.
Diğer bir sorun da pek çoğunun kendisini ünlü zannetmesi. Bir kısmı eskiden ünlüydü. Mesela Hülya Koçyiğit'i, salgında evvel bir AVM'de görmüştüm. Kendi yaşlarında otuz kadar kadınla konuşuyordu ve galiba AVM yönetiminin davetlisiydi. Aynı gün tam karşısındaki AVM'de yeni yetme bir youtuber, binlerce gençler ortalığı yıkıyordu.
Koçyiğit'in otuz filmde rol arkadaşlığı yapmış Ediz Hun'un halen ünlü olduğunu söyleyebilirim. Ahatha Cristine'in meşhur On Küçük Zenci oyunu ile salonu dolduruyor ve muhteşem oyunuyla izleyicilerini memnun ediyor.
Başka bir eski ünlü de Hülya Avşar. Selfi filminin başarısızlığından beri ortada görünmüyor. Daha öncesi on beş yıl kadar sadece Acun Ilıcalı'nın yarışmalarında jüri üyeliğinden başka kayda değer iş yapmadı. Oynadığı sinema filmleri ise sırf o oynuyor diye iş yapmadı.
Bazıları da neye göre, kime göre ünlü diye sormalı. Eskiden iletişim kanalları azken, belli kişiler gerçekten ünlüydü. 2001'de cenazelerde bile Kuzu Kuzu dinleniyordu, Tarkan'ı bilmiyorum demek mümkün müydü? Daha öncesinde İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Sezen Aksu ve benzeri bazı sanatçıların kasetini almamış olanlar bile üç-beş şarkısını ezbere bilirdi. Sonra eskiden tek televizyon ve çok az gazete-radyo vardı. Oralarda bir kere görünen bile ünlü olabiliyor. Oysa ben bu gün kendince ünlü olan ya da kendini ünlü zanneden pek çok kişiyi hiç bilmiyor, bu da kim diyorum ki, benim gibi tepki veren pek çok kişi var.
Ünlü olmak giderek değersizleşiyor ve bu saçma çıkışlar, ünlü olmayı da giderek değersizleştiriyor.
Onlara Amerika'nın meşhur başkanı Kenedy'nin sözü ile sesleniyorum.
Tarihi değiştirecek şeyler söylemeyecekseniz, kalabalıklar önünde konuşmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder