Hem İslamcılık, hem de Türkçülük, Uygurlar konusunda faka bastı. Uyguristan yok olma eşiğinde, tam bir etnik kıyımın ortasında. Bulgaristan'ın zorla soy adı değiştirmesinden daha kötü ve belki de Nazilerin Holokostu kadar kötü. Sorulduğunda da, Çin'le savaşa mı girelim oluyor. Oysa siz Türkiye'yi Sovyetler Birliği ile savaşa sokmak için çabalıyordunuz.
Hıfzısıhha Enstitüsünü kapatıp, Çin aşısına muhtaç olununca böyle oluyor. Ya gelecek Çin'den gelecek kredilere falan ihtiyaç olunca böyle oluyor. Maraş, Çorum ve benzeri katliamları yapan Ülkücü örgütün adı ETKO (Esir Türkleri Kurtarma Ordusu) idi.
Amerika Birleşik Devletleri Robert Alexander Peck önderliğinde, devletin askerinin ve polisinin gözetiminde Alevi katliamı yapmanın esir Türkleri kurtarmakla ne ilgisi varsa? Ha, pardon, siz dinsizlik ve komünizm ile mücadele ediyordunuz. Lakin Çin pratikte komünist değil ama ülkeyi yöneten partinin adı halen komünist parti ve anayasal olarak ateist olan tek ülke.
Ayrıca El Kaide ve diğer cihatçı örgütler neden Çin'e savaş açmıyor ya da Çin aleyhine bir şeyler demiyor. Oysa pek çok Uygur, bu cihatçı örgütlerde savaşıyor. Oysa zamanında Afganistan'ı ve Çeçenistan'ı Ruslara dar etmişlerdi.
Hadi diyelim savaşmak için Çin topraklarına giremiyorlar; Çin şirketleri ya da Ermeniler 'in 70'li ve 80'li yıllarda Türkiye'ye yaptıkları gibi Çin diplomatlarına da mı saldıramıyorlar (Ben de teröriste akıl veriyorum, nedense. Oysa kendileri çoktan akıl etmiş olmamalılar. Görülüyor ki bu örgütler öyle çok da kendi başlarına buyruk değiller.).
Faşist ve Emperyalistlerin azınlık , ırkdaş, dindaş ve benzeri aşkları hep yalandır. Şu günlerde (2021 Şubat), özellikle Suriye'de Kürtlerin koruyuculuğunu üstlenen Amerika, yazının başlangıcında anlattığım gibi 1978 Aralığında Alevi Kürtlere karşı progromu bizzat planlıyor ve destekliyordu. A.B.D, Irak Kürtlerin, üç kere kışkırtıp, isyan ettirdi. Saddam'ın elinde kimyasal silahlar varken ve Kürtlere karşı cayır cayır kullanıyorken sesini çıkarmadı. Olmadığı zamanda olduğunu söyleyip, Irak'ı işgal etti. Suriye Kürtlerini de bir gün yüz üstü bırakacağı kesindir.
Tarihte de bu böyle oldu. Otuz yıl savaşlarında Fransa'yı yöneten Kardinal Richellieu, kendi ülkesindeki Protestanları (Hugonotlar) katlederken, onlara zulümler yaparken; Almanya'ya Protestanları korumak için saldırmıştı. Kıbrıs harekatında, askerlerin ardından adaya giden sivil Türkler, Rumların yanında ada Türklerinin mallarını da yağmalayında; ada halkında olumsuz Türkiye olgusu oluştu.
Kaldı ki, Türkiye'deki (Türk de olsa) Alevilerle anlaşamayan Ülkücülerin; Hristiyan Gagauzlar, Şii Azeriler ile anlaşabileceğini mi sanıyorsunuz? (İşine gelmeyince tabi) Özal'ın, Şiilik meselesini bahane ederek, Azerbaycan'ı nasıl yüz üstü bıraktığını unuttunuz mu? Sonra Balkan Türkleri ve Kerkük Türkmenleri arasında da önemli miktarda Alevi-Şii bulunmakta.
Her etnik topluluk dünya siyasetinde devletler kadar yalnızdır ve siyaset sahnesindeki durumları, satrançtaki piyonlara benzer. En kolay onlar harcanır. Azınlıklar kendine güvenmeli ve kendine göre politika yapmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder