Burada beklenen İstanbul depremi ile ilgili pek çok yazı yazdım ve galiba bu deprem gelene kadar da yazacağım. Daha önce neler yazmışım, şöyle bir linklerini bırakayım:
https://onbinkitap.blogspot.com/2020/01/deprem-artik-panige-kapilalim.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2020/11/aklimiza-gelmeyen-felaketler.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2020/02/tuzlu-su-imar-affi.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2019/09/barbarlari-beklercesine-depremi.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/02/kitlelerin-sucu-da-suctur.html
Okuyucularım, deprem geliyor. Kırmızı Pazartesi'nin gelişi gibi, herkesin gözü önünde geliyor. (https://onbinkitap.blogspot.com/2018/08/krmz-pazartesi-krizleri.html) Bu jeofizik yada jeoloji biliminden önce mantık ve matematik bilimi var. Kuzey Anadolu fay hattı, 1939 Erzincan depreminden beri daha batıya doğru altı ve üzeri depremler üretiyor.
Yani görüleceği üzere deprem her an yaklaşıyor ve biz İstanbul civarına her türlü binayı yığmakta ısrar ediyoruz. Şehir, deniz kumundan yapılan, betonu yetersiz binalarla dolu. Sıradan bir birey olarak yapmamız gereken, İstanbul'dan uzaklaşmak. En başta fırsatı olan herkes diye en son söyleyeceğimizi en başta imkanı olan herkes kaçsın diyeceğim. Öte yandan ciddi risk taşıyanlar var, bunlardan bahsedelim:
1)Emekliler, engelliler, yatalaklar ve yalnız yaşayan yaşlılar; Deprem anında, binaları yıkılmasa bile, en güçsüz olanlar olarak, yağmanın ilk hedefi olacaklar. Fiziksel güçlük bir yana, pek çoğunun parası da olmayacak. Şehirden tahliye de zor olacak. Evleri sağlam kalsa bile, kargaşalıkta ilk hedef olacaklar.
2)Ünlüler ve zenginler: Deprem sonrası kargaşalık, tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük. Bu kargaşalıkta ilk hedef gıda-giyecek satan yerler olacak. Sonra bazı kötü niyetliler, fırsattan istifade zengin olmaya çalışacak. İstanbu depremini, on il depremine ve diğer depremlere benzetmeyin. O illerde genelde herkes birbirini tanıyordu. İstanbul'da ise kaç kişinin yaşadığı belli değil. İSKİ'nin su tüketim ölçümüne göre yaşadığını beyan edenlerden yüzde yirmi kadar fazla insan yaşıyor. Bunların tamamı da ne mülteci-ne sığınmacı olan kaçak göçmen güruhu. Dizilerden gördükleri ve kendilerine yakın gördükleri İstanbul'a geliyorlar. Bir de bu devasa şehirde yollarını bulacaklarını sanıyorlar.
Bir şekilde suç işleyenlerin ilk hedefi lüks konutlar olacak. Günümüz teknolojisinde işlerinizi uzaktan da yönetebilirsiniz.
Eğer İstanbul depreminden sağ kurtulanların yapması gereken, kendisini ve sevdiklerini bir an önce şehirden uzağa gitmesini sağlamak olmalıdır. Ölüleri gömmekten bile vazgeçilmeli, mal-mülk derdine düşülmemelidir.
3)Yabancılar, kaçaklar, göçmenler: Kaçaklar ve göçmenler, deprem sonrası yağmanın önce faili, sonra kurbanı olacak. Düzeni sağlamak için Trakya ve çeşitli birlikler, yağmayı engellemek için Türk olmayan yada Türke benzetmedikleri herkesi vuracaklar ve subayların emirlerini de dinleyemeyecekler. Hatta bu durum tüm ülkeye yayılacak ve büyük bir yabancı avı başlayacak. Sadece Afganlar, Araplar falan değil, tüm yabancılar bu durumdan etkilenecek.
https://onbinkitap.blogspot.com/2020/05/unuttugunuz-tehlike-suriyeliler-ve.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder