9 Aralık 2023 Cumartesi

YÜZSÜZ ZENGİNLER ÜLKESİ

 


Son yimi yılda en hızlı olarak muhafakarlaşmadık, yüzsüzleştik. Sadece vergi yada devleti soyma seğil, cinsel ahlak konusunda da bir yüzsüzleşme var. Neredeyse hiç vergi yada zekat vermedikleri gibi, lüks hayatlarını gözlerimizin içine sokuyorlar. Sadece bununla da yetinmeyip, göz göre göre cinayet işliyorlar.  Son yıllarda kaç tane kadın, rezizdans denen lüks apartmanların pencesinden, balkonunda düştü, saydınız mı yada farkında mısınız? 



Geri kalmış ülkelerin bir özelliği de hukukun bazı kimselere dokunmamasıdır. Trafik kazası yapıyorlar, suçluyu herkes biliyor ama onlarla ilgili olarak hiç kimse konuşmuyor. Zenginlik aynı zamanda hukuksal üstünlük anlamına geliyor. Trafikte hele, sürekli bir üstünlüğü var zenginlerin. Bunza zengin turistler bile dahil olabiliyor. Bazen çocuk öldürseler de suçlarının üstü kapatılıyor.



Bu yazıya, yüzsüz dolandırıcılar parantezini açmazsam, çok büyük bir eksiklik olacak. Sadece bu yazıyı tazdığım günlerde (Aralık 2023) tutuklanan sosyal medya fenomenleri ve ponzi dolandırıcılarını kast etmiyorum. Sosyal medyaya ilan veren yüzsüzler de var. Bunlardan biri, BOTAŞ dolandırıcıları. Bu dolandırıcıları yazma sebebim, ülkemizdeki dolandırıcıların yüzsüzlüğünü ve rahatlığını belirtmek. Bunlar Tasarımcı Dayı adlı bir Youtube kanalının Dolandır Beni isimli video serisinin videolarından birine de konu oldu ama halen devam ediyorlar. Youtube'a reklam veriyorlar, ben başka yerde görmüyorum. Buradaki yüzsüzlük, TRT' Haber nin logosu, bu kanalın spikerlerin (bir tanesi türbanlı) görüntüleri (seslendirmeyi yapay zeka ile yapmışlar) ve yer yer de cumhurbaşkanının sesi ve görüntüsünü kullanıyorlar. Bu dolandırıcılar bu kadar yüzsüzken, ben yapılan operasyonları ciddi bulmuyorum.



Bu yüzsüz zenginlerin, ne kadar yüzsüz olduğunu, kamuoyunun bir unutup, bir hatırladığı, hatta sık sık kendisini hatırlatan Garipoğlu ailesinden örnek göstererek anlatacağım. Bu aile, oğullarının işlediği bir cinayetle ülke gündemine geldi. Olayların sonunda oğulları (resmi söylemde) hapishanede intihar etti. Ben de dahil, pek çok kişi bu oğulun öldüğüne inanmıyor ve içinde bir şüphe taşıyor. Kaldı ki aynı oğulun başka kız arkadaşları da gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuş.



Ben daha ilginç bir teori atacağım. Bence bu cinayeti (yada diğer cinayetlerle beraber) tek başına işlemedi ve bunlar ailece psikopat. Anneannenin cinayeti küçümsemesi ve aile fertlerinin cinayet koltuğundaki mutluluk pozları, bu ihtimali güçlendiriyor.



Geçenlerde tesadüfen, rahmetli Atilla İlhan'ın, Fena Halde Leman romanını okudum ve aklıma bu aile geldi. Roman kahramanı Leman Korkut, aslında bir Fransız revü kızı, bir çeşit travesti. Evlenene kadar erkek kılığında Paris'te gösteri yapıyor. Hamo dediği kocası da travesti düşkünü, zaten bu yüzden kadına aşık oluyor, başka bir travesti tarafından öldürülüyor. Hikayede kadın, bir lezbiyen olarak kaynanasına aşık oluyor. Filmi yada dizisi yapılsa (o diziyi de Netflix falan yapar herhalde) Türkiye dahil yüz küsur ülkede yasaklanı ama İlhan bu kitabı 1980'de yayımlamış. İşin doğrusu zenginler, Freunculuğun Süper Ego, yetmez ama evetçilerin mahalle baskısı dediği sosyal baskıyı daha az hissederler. Kimse zengin ve güçlü birinin yüzüne bir şeyleri söylemez. 



Hukukun tükendiği ülkelerde ise zenginler daha yüzsüz ve gösterişe daha düşkün olur. Çünkü iktidar yanlıları rüşveti kendilerine hak olarak görüp, zenginleri de dostları sanar. Onlar da bu ayrıcalıklarını göstermekten çekinmez.



Bu yüzsüz zenginleri yargılamanın ve onlardan kurtulmanın tek yolu, ülkeyi demokratikleştirmektir. Ülkenin diktatörleri ve oligarkları, makamlarını sağlamlaştımak adına bazılarını arada bir müseddere etse yada yargılasa da, daha kötüleri gelecektir. Demokrasi, tüm kötülüklere karşı etkili tek silahtır.



Yoksa Somali cumhurbaşkanının oğlu bile ülkenizde adam öldürüp, kolayca kaçar, gider.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder