Yıllar önce bir haberde, Amerikalı bir madya babası için teflon lakabı verildiğini yazmıştı. Yeni nesil teflon kavramına yabancı. Çünkü teflon tence ve tavalar, kanserojen olduğu için yasaklandı. Bu teflon kaplama, NASA'nın araştırmaları sırasında bulunmuş, en yüksek sıcaklıkta bile üzerine bir şey yapışmıyor. Yanmış ve yapışmış bulaşıklar, kadınların ve aşçıların kabusu olduğundan, bir zamanlar kadınların ve aşçıların favorisiydi ama daha öncede belirttiğim gibi, kanserojen olduğu için uzun süredir yasak. Yerini granit tava ve tencereler aldı.
Biz teflon lakabına gelelim. Bazı kişilere ne leke yapışıyor ne de yanıyor, onlar bir şekilde pisliğin ve pis işlerin tam ortasındalar ama tamamen masum kalıyorlar. Davanın adı Fatih Terim fonu ama Fatih Terim, şahit olarak dahi dava dosyasına dahil değil. Banka, jeoloji mühendisini işe aldığı yetmemiş gibi, iki yıl içinde, 24 (yirmi dört) yaşında şube müdürü yapmış ama kurumsal olarak suçlu değil. O müdürün odasına, ünlü futbolcular para dolu torba ve çantalarla girip, boş çıkıyor, KURUMSAL OLRAK suçlu değil. O müdürü tefecilik yapan İranlı dağa kaçırıp, tehdit edip, videosunu çekiyor ama kurumsal olarak suçlu değil.
Habur'da davul zurma ile teröristleri karşılayanlarda hele, hiç suç yok. Ortaliık ne kadat tam yetkili ve sorumsuzlarla dolu. Bunun bir de sistem sayesinde zenginleşip, sorumsuz olanları var. Onlar utanmadan Atatürklü bayram tebrikleri gönderiyorlar halka. Oysa kendileri bir zamanlar, malum dil olimpiyatlarının sponsoru değiller miydi? Dil olimpiyatları demişken, söz konusu örgütün iş adamlarının olduğu örgütten kaç kişi tutuklu kaldı, sorguluyor muyuz? Peki ya zararına rağmen malum gazeteleri yayınlamakta ısrar edenler kimlerdi? (https://onbinkitap.blogspot.com/2023/09/nilufer-golenin-korosuradikal-yeni.html) Peki ısrarla o gazeteleri çıkaraknlar kimlerdi? (https://onbinkitap.blogspot.com/2023/11/aydin-dogan-kimdir.html) (Dinç bilgin için ayrıca bir yazı gerekli)
Bu ülkede genelde bir grup iş adamına yada bazı kişilere hiç bir şey olmuyor. Hatta onlarda bir suç aramak dahi, kimsenin aklına gelmiyor. Birileri tüm bu süreçte daha zengin oluyor, verdikleri vergiler giderek azalıyor, zekat yaa sosyal yardımlar ise reklam bütçesinden düşük. Vergiyi tabana yaymamalı, tavana yaymalı. 12 mart, 12 eylül, 28 şubat ve her fırsatta zengin olanlar sorgulanmalı. Ülkemizde zenginlerin üzerindeki bu teflon tabakayı kazımanın zamanı geldi, çünkü kanserojen. Medya zenginlerin vergilerini bile sorgulamıyor. Yıllarca kimlere, ne diye paralar yağdırdıkları sorgulanmıyor.
Çünkü onlar sadece iktidar yanlısı değil, muhalif basını da besliyor. Muhalif basına da ilanlar veriyor, sponsor oluyor. Muhalifler de sanıyor ki sadece beşli çete var. Peki seksenlerden beri kamu malını, özelleştirme adına ucuz ucuz alıp, işletmeyip, kapatanlar kimler? Onlar halen zenginleşmeye devam ediyor. Hatta reisin yanında elleri ceplerinde geziyor. Zira reis onları zenginleştirmeye devam ediyor.
Bir sistemin asıl sahibi, o sistemin zenginleri, zengin olanları ve eskiden beri zenginleşmeye devam edenleridir. Sistemi asıl koruyanlarsa, bu zenginlere bir şey yanmasın, yapışmasın diye teflon kaplamalık yapanlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder