1 Ağustos 2024 Perşembe

DEMİRTAŞ'IN İKTİDAR YANDAŞLIĞI



 Adam yıllardır hapiste ne işbirliği diyeceksiniz. Adam iktidarı iki defa direkten aldı. Biri Yetmez de, diğeri de gezide. Ben yetmez amacıların hiç birinin masum olduğuna inanmıyorum. Sözde boykotu, aslında destekti. Bunu çocuklar bile anlayabilir. Boykot olmasaydı yetmez ama geçmezdi. Açıkça desteklememe sebebi, çözüm sürecinin çok sürmeyeceğinin belli olmasıydı. 2010'da CHMHP YADA CMHP esprilerini hatırlıyor musunuz? Uzun süredir CHPKK esprilerinin kökü aslında bu. 

Seçimden sonra iktidar, liberal yazarlar ve Kürtlere çabucak sırtını döndü Daha referandumun ertesinde gerçek niyetini belli etti. Sonra da Seni başkan yaptırmayacağız sloganları geldi. Adama yapacağınız iyiliği yapmış, tüm kapıları açmışsınız, sonradan sonraya bu ne gürlemesi?

Demirtaş ve partisi iktidara ikinci büyük desteğini Gezide darbeyi görerek verdi. O sözleri Gezi'nin enerjisini yarı yarıya azalttı. Gezi bite bitmez de Demirtaş içeri alındı. Sonra bu parti de, muhalefetin oylarını bölerken, kimse bunlara, iktidarla iş birliği yapıyorsun demiyor.

Bunun sebebi, radikalleri o düşüncenin en sağlamı, en iyisi olduğuna dair inanmamızdır. Ekşisözlük'te eskiden çok sevdiğim bir başlık vardı; Adam Olamazsan, Radikal Ol, diye. Siyasi yelpaze, aşırı sağ, aşırı sol gibi tanımlarda bu düşüncemize yardımcı oluyor. Tarikat üyelerini daha dindar sanmakla aynı şey. Bir Nakşibendi yada Nurcu, sıradan bir Müslümandan daha Müslüman değildir. Bir Amiş yada Mormon,  sıradan Hristiyan'dan daha Hristiyan değildir. Bir Hasidi yada Siyonist'te sıradan bir Yahudi'den daha Yahudi değildir. Tanımlamalarda Aristo mantığı geçerlidir. Yani bir şey ne ise odur, kendisi olmayan olamaz, hem kendisi, hem de kendisi olmayan olamaz. Dördüz bekleyen, sekiz aylık hamile kadın, bir çocuk bekleyen, bir aylık kadın daha hamile kadından daha hamile değildir. Siyasette de bu böyledir. Bir Faşist, bir merkez sağcıdan daha sağcı değildir. Bir Komünist 'de, bir Sosyal Demokrattan daha solcu değildir. Hatta radikal yaşamın sebebi,  inancındaki zaafları gizleme çabası da olabilir.  

İktidarda olmadığı yıllarda Htler, Koümnistlerin Nzi olmaya,   Sosyal Demokratlardan daha meyilli olduğunu söylemiştir partililerine. Çünkü adam olamadığı için radikal olanlar için çıkış, başka bir radikalliktedir. Radikallik ihtiyacı, aynı zamanda sivrilme ihtiyacıdır. Diğer bir sebepte, yapılacak hainliği gizleme çabasıdır. Sistem, muhalefete muhalefet etsin diye bunları el altından besler. Bir diğer konu da, sistemler,  kronik muhalefeti ile bir bütündür. En radikalleri ile mutlaka bütündür.

Referandumu boykot adı ile el altından yol veren, Gezi'de darbeyi gören, Kılıçdar olsa, şimdiye çoktan gömülmüştü. Şu son hayvan uyutma yasasında, hem iktidar, hem de muhalefet cephesi fire verdi. En çok fire veren muhalefet partisi (hem sayı, hem oran) bilin hangi partiydi? 

Öyleyse bu partinin ve yandaşlarının iktidarla işbirliğini neden göremiyoruz? Bir sebebi iktidar ile görünüşte kavgası, ödediği bedeller, kayyumlar falan. Diğeri de çok solcu dediğimiz partilerle işbirliği. Bir kitleyi, kendi yandaşları ile kandırabilirsin. Solcuları solculukla, dindarları Allahla, milliyetçileri ırkçılıkla, çevrecileri, çevrecilikle kandırabilirsin. Bu günkü orman ve doğa tahribatına sebep olan pek çok yasanın öncüsü Hayrettin Karaca ve Tema vakfıydı, unutmayalım.

https://onbinkitap.blogspot.com/2019/04/tema-ihaneti.html



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder