Şu anki iktidar partimiz ve reisi, 2010'a kadar , tam olarak da 12 Eylül 2010 Yetmez Ama referandumuna kadar gayet demokratikti. O kadar demokratikti ki, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna siyaset karışmasının amacının demokrasi olduğu, toplumun öneml, bir kesimine benimsetilmişti. Bu süreçte iktidarın hedefinde iki şey vardı, Cem Uzan ve medya. Uzan ailesi ve Rumeli Holding'in önemli bir medya gücü de vardı. Uzan Holdingin batan bankaları sebebi ile TMSF aracılığıyla parça paça canlı yayınlarda satıldı. Uzanlara saldırı, tüm servetlerine çökülünce de bitmedi. Yıllarca gazeteler, internet siteleri, o meşhur, Cem Uzan'a Hapis Şoku manşetlerini attı. Diğer hedefte medyaydı. O dönemde medya çoğunlukla Aydın Doğan holdingin elindeydi. (Kurtlar Vadisi'nde Davut Tataroğlu olarak karikatürleştirilmiştir. Aydın Doğan, Kırım Tatarı kökenlidir.) Aydın Doğan, gazete, dergi, radyo ve televizyon kanallarındaki muhalif kişileri önce yavaş yavaş, 2006'dan sonra da hızla muhalif gazetecilerden temizlendi. Bu temizlikte çok sessizce olmadı. Büyük ölçüde gazetecilerin aşağılanması ve tüm kamuoyuna rezil ederek yapıldı. Meşhur Ergenekon kumpasının bir ayağı da gazetecilere yönelikti.
2002'den itibaren medya o kadar çok CHP aleyhtarı olmuştu ki 2005'de Halktv kuruldu. Gezi olaylarına kadar da güdük kaldı. İktidar partisinin yetmez amaya kadar halkı özgür bırakmak zorunda kalınan yıllarda, sosyal medya gelişti. Teknolojinin aşırı hızlı geliştiği çağda yaşıyoruz. Seksenlere Türk toplumu için internet, bilim kurguydu. İki binlerde facebook önce zorunlu, sonra demode oldu. Kamuoyu da şimdilerde x.com olan Twitter'a kaydı. Klasik medyayı ele geçiren iktidar, Gezi'ye kadar bunu kaçırdı. Gezi'den sonra, halen çok etkili olan klasik medyanın yardımıyla hızla yeni medyaya alıştı. Bot hesaplar ve trol ordusu devreye girdi. Sonra iktidar, zaten 1989 SHP yerel seçim zaferinden beri klasik meedyada artış içerisindeydi. Bir kısmı Marksist-Lenininst ve diğer sol fraksiyonlardan olup, SHP-CHP'yi az solcu bulan, CHP, Sosyalist enternasyonelden çıksın diyenlerdi. Yetmez amacı, CHP=MHP diyen liboşlar vardı. Gezi'den sonra CHP'yi az Atatürkçü bulan ırkçı-faşist ve Avrasyacı tipler çıktı.
Söylemezsen olmaz, son günlerde çıkan Nefes adlı gazetenin de amacı bu gibi. Kağıt gazeteler giderek ölmekteyken, bir kaç ünlü köşe yazarı ile gazete çıkarmanın amacı, bir seçmen bastırma (adam kazandı) oyunu oynamaktır. Yeni Yüzyıl (Binyıl) gazetemsinin son günlerde maskesi düştüğü gibi maskesi düşecektir.
Son günlerde CHP'nin kırmızı kart kampanyası ile alay edenler var. Oysa 1989'da SHP; süpürge ve limon gibi sıkılacak mısınız kampanyaları ile başarılı olmuştu. O zaman basın bu kadar da yandaşlaşmamış, muhalefete muhalefetlikte bu kadar yaygınlaşmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder