Beyin göçü, beğenmiyorsak kapı orda diyen işverene bir tokattır. İşverenlerin en sevdiği sözdür, beğenmiyorsan çek git, ya da bu benim meselem değil. Eğer alternatifiniz varsa, her an gidebilecekseniz, size bu demez, diyemez. Bu yüzden işverenler, İngilizceyi iyi bilen elemanlarına, sonra yurt dışına gidiyorlar diye daha iyi davranıyor. Bu yüzden yabancı dil bilginizi ara ara gösterin. Asıl anlatmak istediğim başka.
Eğitimli insan, sadece üretim yapan bir beyaz yakalı değildir. O kişi, insanlığa da gereklidir. NAZİ'lerin önünden kaçan Yahudi yada solcu bilim adamları olmasa Hititçe ve Hitit kültürü çözülenezdi. Manyas gölü, milli park olmaz, pek çok kuş türü keşfedilip, koruma altına alınamazdı. Beyin göçü yapanlar, sadece göç ettikleri ülkeye değil, tüm insanlığa hizmet ederler. Muzaffer Şerif Başoğlu'nun Türkiye'de yargılandığını duyan hocaları, Amerikan büyükelçiliği aracılığı ile onu serbest bıraktırmasaydı, sosyal psikolojiyi bu kadar değiştirmezdi.
Beyin göçü için tek geçerli sebep, siyasi-kültürel-ırkçı zorbalık değildir. Yoksulluk, düşük ücret, araştırmalar için düşük bütçe gibi sorunlar da, beyin göçü için yeterli sebeptir. Büyük burjuvalar, en ufak krizde fabrikalarını, genel merkezlerini, hatta kendi şehirlerini bile terk etmektedirler. Emekçiden de hep fedakarlık istmeketedirler. Kristof Kolomb, Cenova'da kalsaydı, Akdeniz'de gezinip duracak, Amerika kıtasını keşfedemeyecekti. Aziz Sancar Türkiye'de hiç bir siyasi yada faşizan baskı olmasa bile, Amerika'daki labavaturarların imkanları Türkiye'de bulmayacak, araştırmaları için bu kadar bol maddi kaynak bulmayacaktı.
Ülkeleri yönetenler sadece zenginleri, seçkinler memnun etmekle görevli değildirler. Halkı ve sıradan insanları da korumak, memnun etmekle de görevlidir. Vatanseverlik, aynı zamanda vatandaşeverliktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder