DİVAN
EDEBİYATININ FOSLUĞU
Bir ara
Yaşar Nezihe Hanım diye, Osmanlının son, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşamış
kadın şairin birine takmıştım. Hatta bayağı da divan şiiri meraklısı olmuştum. Ondan
bir dizeyi, karı-koca edebiyat öğretmeni arkadaşa, bu şairin güzel bir dizesini
okudum. Bülent hoca da bana, Hababam Sınıfının meşhur dizesini okuyarak, alay
etti.
Teyzesi defterdar olanın, faytonu
damda dolanır.
Bu olaydan
sonra divan edebiyatı sevdamı sorgulamaya başladım. Sağcı, muhafazakâr ve
Osmanlı heveslileri bile sevmiyor, hatta nefret ediyordu divan şiirinden. Divan
şiirinde sizi çeken şah beyit denen ve çoğu kez şiirin anlaşılabilir tek
dizesidir. Geri kalanı da 3 dilin karışımı bir çorbadır. Aslında bu günkü plaza
Türkçesinin o devirdeki şeklidir Osmanlıca ya da Osmanlı Türkçesi. Osmanlıcada
ki Arapça ve Farsça kelimelerin yerini bu gün İngilizce, Fransızca kelimeler almıştır.
En büyük marifeti, Farsçanın ölçüsü olan aruzu Arapça-Farsça ve Türkçe
kelimeler karışık olarak söylemektir. Amacı bir sultan, padişah, vali, vezir ya
da öyle bir zengine yamanıp, şiir yazarak geçinmektir. Bu yüzden hiciv geleneği
yoktur. Hicviye yerine kaside geleneği vardır, hicviyeler genelde kaside için
verilen para az bulununca, cimrilik için yazılır. Tek ciddi hicivci Nef-i de
vahşice idam edilmiştir. En büyük kasidecisi Baki ise, şeyhülislam olamadığı
için öfkeden, sinir krizi geçirip, ölmüştür.
Okunabilir
tek divan şairi, benim gözümde tabi, Fuzuli’dir. Onun dışında tüm şiirlerinde
önemli konulara değinen ve büyük ölçüde Türkçede anlaşılır tek divan şairi de
odur. Daha doğrusu anlaşılır dizeleri, anlaşılmazlardan daha çok olan şair
odur. Fuzuli’nim şiirleri Osmanlıcadan çok, Azericedir. Şii-Alevi ideolojisine
bağlıdır ve divan şairleri arasında bir ideolojisi olan bir tek odur.
Son önemli
temsilcisi denen Şeyh Galip’in Hüsn-ü Aşk adlı kitabını okudum. Şeyhin ciddi
alkol problemleri olduğunu söyleyebilirim. İlham kaçtığında olmadık yerde ey
saki diye uzun uzun alkol tahlilleri yapıyor. Bu dönemler muhtemelen alkol
bulamadığı dönemler. Divan şiirinde alkol ve oğlancılığın sembolik olduğu
yalanına da kanmayın. O dönemin envai çeşit alkolünü sınıflandırıp, tahlil
etmişler. Mesela Ömer Hayam, Şiraz’ın şarabı olmasaydı, şair olmazdım demiştir. Gelibolulu Mustafa Ali, yazın oğlanlarla,
kışın avratlarla yatın ki sıhhat bulasınız demiştir. Nedim, düpedüz servi
revanım diye oğlanına seslenir. Oğlancılık yaygındır çünkü libido gerçektir,
bir nehir gibi, bir yeri kapatırsanız, başka bir yerden akar.
Divan
edebiyatı ile uğraşmak, Fuzuli, Nefi ve birkaç asi isim haricinde sadece vakit
kaybıdır ve sadece edebiyat tarihçilerini ilgilendirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder