KAVGAM ELEŞTİRİSİ 4 ÖNGÖRÜLERİNİN YANLIŞLIĞI 1
IRK TEORİSİ
IRK TEORİSİ
Hitler'i överken bazı yanılgı paradigmalardan hareket ederiz. En başta Weinmar cumhuriyetinin SPD'sinin sosyal demokratlığı, Nazi partisinin sosyalistliği kadar yalandır. SPD, sadece 1929 ekonomik krizinde başarısız olarak Nazi partisinin önünün açmamıştır; komünistlere karşı Nazi militanlarını destekleyerek de, Nazilere yardım etmişlerdir.
İzlediğim bir belgeselde Nazi partisinin 1932 kongresinden sonra pek az üye aldığından bahsediyordu. Yani Hitler, kendisine iktidarın sunulacağını biliyordu. SDP'den pek çok kişi, iktidarı Nazilere devretmişti çoktan.
İzlediğim bir belgeselde Nazi partisinin 1932 kongresinden sonra pek az üye aldığından bahsediyordu. Yani Hitler, kendisine iktidarın sunulacağını biliyordu. SDP'den pek çok kişi, iktidarı Nazilere devretmişti çoktan.
Ayrıca Hitler o orduyu 1933'de iktidara gelişi ile, 1939'da Polonya'yı işgal edişi arasındaki 5 senede kurmamıştır. Weinmar'dan kalan sadece üç adet cep zırhısı değildir. Tüm o panzerlerin tasarımları, üretimlerinin planlanması,blitkrieg denen yıldırım savaşının planlaması da Weinmar'dan kalmadır.
Hitler, yarı belgesel Çöküş (Der Undergang) filminde tek başarısının Avrupa'yı Yahudilerden temizlemek olduğunu söyler. Sonuçta altı milyon Yahudi, Avrupa Yahudi Nüfusunun üçte ikisi, Dünya nüfusunun yarısı demektir. Dünya Yahudi nüfusu, 1933 önceki sayısına yaklaşık 70 yıl kadar sonra, 2015'de geldi. Kaybedilen sadece nüfus değildi. Katliamlardan ya da faşist işgal bölgelerinden sağ kalan Yahudiler'in pek çoğu da özgüvenlerini ve özsaygılarını yitirmişti. Kalanların da çoğu Filistin'e, yeni kurulmakta olan İsrail'e gitti.
Sonra Almanya başta olmak üzere Avrupa, geri kalan tüm milletlerden insanlarla doldu. sebebi de Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa'da doğum oranlarının süratle düşmesiydi. Kavgam'da Hitler, bir imparatorluk kurmanın en büyük sebebi olarak, artan Alman nüfusunu gösteriyordu. Daha 1933'de Türkiye nüfusu 1935'de 16 milyon kadardı. Hitler Kavgam'da özellikle Fransa'da nüfus artışının azalması ile ilgili espri yapar. Demek ki neymiş, gülme komşuna, gelir başınaymış. Almanya, neredeyse altmış yıldır aynı nüfus, dörtte biri emekli. Tükenen ırk müzesi açmayı düşünüyordu, şimdi Germen ırkı tükenme sınırında.
Biz de lisede okurken din kültürü hocaları, Avrupa'nın nüfus azalmasından yıkılacağını söylerlerdi. Son yıllarda ülkemizde de nüfus, öyle iyi bir artış göstermiyor. ben lise ikideydim galiba,bir sebepten öğretmenimiz, biz sınıftaki öğrencilere kaç kardeş olduğumuzu sormuştu. Ben hariç tüm sınıf beş ve daha fazla kardeşti. Biz de dört kardeştik. Şimdi ders verdiğim okullarda, ara ara bazen öğrencilere soruyorum kaç kardeşsiniz diye, dört ve daha fazla kardeş olanlar, oyuz kişilik sınıflarda üç, bilemedin beş.
Şu yıllarda Türkiye'de nüfus artışı varsa, benim ve benden bir kaç yaş küçük nesilde doğmuş olanların çocukları. Ben hali hazırda bekarım, evli arkadaşlara bakıyorum, üç çocuğu olan bile çok nadir. Bir de artan nüfus neden bir yerleri işgale sebep olsun? Bangladeş, Yunanistan'ın yarısı kadar, Konya'dan küçük ama ülkeye Rusya'dan daha fazla nüfus sığıyor.
Diğer bir konu da Ruslar'a bakış açısı. Ruslar için Asyalı barbarlar diyor. Benzer bir tanımı, benzer bir hırsla Rusya'ya saldıran Napolyon yapmıştı. Ruslar için, İskitler demişti. Malum, Avrupalılar, dünyanın geri kalanını MEDENİLEŞTİRMEK bahanesi ile işgal etmişti. Hem Napolyon'un, hem de Hitler'in Rusya'ya saldırma sebebi aynıydı. İngilizlerin denizlerdeki egemenliği. Rusyayı sömürgeleştirerek, zenginleşmek.
Savaştan sonra Rusya, Elbe nehrinin doğusundaki Alman fabrikalarının büyük çoğunluğunu sökerek, Rusya'ya taşıdır. Böylece teknoloji transferini de sağlayarak, süper güç haline geldi. Komünizm ve sol hareketler ise, altın kırk beş yılını yaşadı.
O aşağıladığı Slav ırkı ise, bilim, teknoloji ve sanatta yükselmeye devam ediyor. Rusya halen bir süper güç, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de önemli sanayi gücü.
Irk yanılgıları konusunu sonra daha etraflıca anlatacağım. Ekonomik büyüme için sömürgeleşme ihtiyacı konusuna gelelim. 2. Dünya savaşından sonra Almanya, hem ikiye bölündü, hem de bayağı bir toprağını Polonya ve Rusya'ya verdi. Gene de dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri oldu.
Bu sömürge işine ilk başlayan ve son bırakan Portekiz oldu. Buna karşın batı Avrupa'nın, yani 1990 öncesi Komünizmi yaşamayan devletler arasında en fakir olanıdır. Geçenlerde (2018 yılındayız) bir haber izlemiştim. Ekonomik kriz sonucu binlerce Portekizli çalışmak için eski sömürgesi Angola'ya gitmiş. Şimdi de bu Portekizliler, bozulan Avrupa Birliği, Angola ilişkileri yüzünden huzursuzmuş. Irkçı teoriye göre tersi olmalıydı, Portekiz'de çalışan binlerce Angolalı, tam da bu yüzden huzursuz olmalı.
Hitler sadece Slavlar değil, tüm ırklar konusunda haksız çıktı. Önce aşağı gördüğü ırklara bir bakalım. Mesela Japonları bile çok övmez. Oysa daha Hitler hayattayken, Japon ordusu, Kendisinin iki katından daha büyük İngiliz ordusunu Singapur'da gayet ezici bir üstünlükle yenmişti. Kendisi de o hor gördüğü Slavlara yenildi.
Savaştan sonrasındaki yıllar, beyaz ırkın gerileme tarihi oldu, böyle bir ırk varsa tabi. Haikarnas Balıkçısı, İstanbul'un işgal yıllarında bir İngiliz subayı ile tartışmasını anlatır.
İNGİLZİ SUBAY:Sen kendini BEYAZ ADAM mı sanıyorsun
HALİKARNAS BALIKÇISI:Benim de tenim senin kadar BEYAZDIR der.
Şu günlerde Londra'nın belediye başkanının büyük büyük babalarından biri Türk, meşhur Harolds mağazasının sahibi bir Mısırlı ve dul prensesleri Diana, bu Mısırlının oğlunun arabasında öldü. LadyDiana, bu Mısılı ile sadece aynı arabaya binmiyordu, aynı yatakta da yatıyordu. Avrupa'nın lüks otelleri, evleri, futbol kulüpleri, Arap ve Rus milyarderlere ait artık. Amerika Birleşik Devletlerinin başkanlığını bir siyahi yaptı, Kanada'nın şu anki başkanı ise bir Sih.
Dünyanın geri kalanı, 1945'den beri hızla yükselişte. Halen pek çoğunun eski geleneklerden gelme alışkanlıkları var, pek çoğunda okuma yazma oranları düşük. Buna rağmen hızla sanayileşiyor ve birer dev olmaya başlıyorlar. Batının eski şamar oğlanı Çin, artık bir süper güç, dünyanın 2. büyük ekonomisi. Avrupa'da ki her iki beyaz eşyadan biri Türk üretimi.
Batı halen ekonomi, bilim ve pek çok alanda çok güçlü. Bunu inkar etmemeliyiz. Sırf Almanya bile, ekonomik olarak, elli sekiz Müslüman ülkenin toplamından daha büyük. Amerika Birleşik Devletleri her açıdan dünyanın en büyük gücü. Lakin o beyaz olamayan uluslar da sür'atle gelişmekte.
Diğer bir olay da beyaz adam kavramında. Bu kavram sadece deri rengini ifade etmiyor. Öyle olsa bembeyaz derili Türkler de bu kavrama girerdi. Halen de bir beyaz adam için Türkler, Kürtler, Arnavutlar, Boşnaklar, Çeçenler ve benzeri pek çok millet bu kavrama girmiyor. Hitler'den sonra Ruslar ve Yahudiler de bu kavrama dahil olmuş.
1953'de DNA monekülleri ve onların kalıtıma etkisi keşfedilince, ırk ile ilgili tüm teoriler alt üst oldu. Mesela orta doğu ve Hindistan'a kadar uzanan alandaki sarışın halklar, İskender'in ordularının kalıntıları değilmiş. Onlar, Hint Avrupalıların atalarının soyundanmış. Kanarya adalarının, 15. yüz yıldaki İspanyol işgalinden sonra nesli tükenen ve sarışın yerli halkı, Vikinglerin, Papua Yeni Gine ve Mikronezya'nın sarışın halkı da Alman sömürgecilerin soyundan değilmiş. Avrupa'da ki eesmer insanların hepsi de Yahudi, Çingene ya da esir akıncı-esir Türk-Müslüman değilmiş.
Hitler, kendisi de öyle sarışın biri değildi, koyu kahverengi saçlıydı. Yabancı bir yaza, Atatürk'ün saçları için, sarımtırak kahverengi sıfatını kullanmıştı. Atamızın saçı, Kıvanç Tatlıtuğ gibi, İskandinav, civciv sarısı değil. Balkan Türklerinin ve batı Anadolu halkında bu rengi yaygındı. Sonuçta Hitler'den daha sarı saçlıydı. O övdüğü Alman ırkı gibi uzun boylu da değildi. Propaganda bakanı Josheps Goelbbels'in saçları ise simsiyahtı ve Görüng kısacık boyu, yanık teniyle Almandan çok Roman'a benziyordu.
DNA testlerine göre Almanlar saf kan değildi, Yahudiler de değildi. Muhtemelen bazı Yahudiler, Almanlardan daha Almandı. Yahudilik Almanya'da Hristiyanlıktan önce gelmiştir. Yahudilik de zannedildiği gibi saf ırk değildir. Daha Kral Davud devrinde bazı Hititlerin, Fenikelilerin (Kenanlılar) Yahudi olduğu Tevrat'ta yazar.
Bedene dayalı ırkçılık, Avrupalıların, Avrupa dışındaki sömürgelerindeki halklarla karışmamak ve onları sömürmek için uydurduğu bir ideolojiydi. Avrupalılar ile diğer kıta halkları arasında binlerce yıl olduğundan, aralarında gerçekten bir fiziksel ayırım vardı. Lakin aynı coğrafyada yaşayanlar arasında böylesi bir ayrım zordur.
Yeni dünyadaki pek çok siyahinin genlerinde Avrupalılık vardır. Sebebi büyük ölçüde köle kızları kullanan çiftlik sahipleridir. Irklar arası karışma arttıkça bu da azalacaktır.
Türkiye'de insanlar az buçuk fizikleri ile yörelerini belli ederler ama her zaman değil. En belirgin fiziksel özellik olarak meşhur uzun burunları, uzun boyları ile Laz'da denilen Karadenizlilerdir, onlar da her zaman kafanızdaki profile uymaz. Kürtler, Türklerden daha beyaz tenlidir ama güneşte çabuk esmerleşir. Bu yüzden amele yanıklığı denen, elbise altı beyazlığı, geri kalan esmerliğinden oluşan durum, Kürtlerde çok görülür. Gene de her Kürt bu tanıma uymadığı gibi, bu tanıma uymayan çok Kürt'de bulunur.
Aslına kafanzdaki yöre tipolojisi sık sık yıkılır. Mesela Balkan Türkleri genelde sarışındır demiştim, doğrusu pek çok esmer Balkan Türkü de tanıdır. Anadolu genelde esmer olmakla beraber, hemen hemen herkesin sarışın bir akrabası vardır. Anadolu'da sarışınlık, genelde köylerde görülür. köylüler genelde kendi içlerinden evlendiğinden, genler korunur.
Hitlerin ırkla ilgili tek yanılgısı saç, deri, göz rengi üzerine değil, kafatası üzerine de olmuştur. Genetik bilimi göstermiştir ki kafatası şekli, kişinin köklerini çok da belli etmez.
Irk kökeni fikri, tamamen sanrısal ve kabullenişimiz ile ilgilidir. Hitler'in yaptığı, Avrupa'ya uzak sömürgelerde yapılanı Avrupa'ya taşımaktı. Çünkü Almanya'nın donanması 1918'de lağvedilmişti ve Almanya yeni bir donanma kursa bile, hem sömürge yapılacak ülke kalmamıştı, hem de Almanlar'da denizcilik kültürü yoktu. Sömürgesini karadan fethetmeliydi. Napolyon'da aynı sebepten Avrupayı işgal etmiş, yetmemiş Rusya'ya saldırmıştır. Fransa sonradan kendini toparlayıp, İngiltere kadar olmasa da, bir sömürge imparatorluğu kurdu. Almanya ise, sömürge imparatorluklarının yıkılmasını hızlandırdı.
Irk kuramına vurulan son darbelerden biri de, edevlet üzerinden, alt soy sorgulama oldu. Osmanlı nüfus kayıtları en fazla 1840'a kadar gidiyordu ama pek çok kişiye şok geçirti. Kendini Küürt bilen pek çok kişi Türk, Türk bilen de Kürt çıktı. Pek çok ateşli milliyetçi gayrı müslim, Ermeni dedeleri ve nineleri ile tanıştı. Kim bilir kaç Atsızcı, acı gerçekle tanıştı. Sıkı bir DNA testi olsa ne olacaktı acaba?
Beni soracak olursanız, sürpriz çıkmadı.Aslında olma ihtimaline de hazırlıklıydıım Aynı köyde akrabalar birbirlerine kız alıp, vermişler. Gerçi olsa da bir şey değiştirmez benim için. Alevi, Kürt olarak, sağcıların nefret sıralamasında yerim gayrı müslümlerin bir altı.
Bu yazı dizim biraz fazla uzayacak. Kavgam'dan başlayarak, faşizm eleştirisine döndü.
Hitler, yarı belgesel Çöküş (Der Undergang) filminde tek başarısının Avrupa'yı Yahudilerden temizlemek olduğunu söyler. Sonuçta altı milyon Yahudi, Avrupa Yahudi Nüfusunun üçte ikisi, Dünya nüfusunun yarısı demektir. Dünya Yahudi nüfusu, 1933 önceki sayısına yaklaşık 70 yıl kadar sonra, 2015'de geldi. Kaybedilen sadece nüfus değildi. Katliamlardan ya da faşist işgal bölgelerinden sağ kalan Yahudiler'in pek çoğu da özgüvenlerini ve özsaygılarını yitirmişti. Kalanların da çoğu Filistin'e, yeni kurulmakta olan İsrail'e gitti.
Sonra Almanya başta olmak üzere Avrupa, geri kalan tüm milletlerden insanlarla doldu. sebebi de Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa'da doğum oranlarının süratle düşmesiydi. Kavgam'da Hitler, bir imparatorluk kurmanın en büyük sebebi olarak, artan Alman nüfusunu gösteriyordu. Daha 1933'de Türkiye nüfusu 1935'de 16 milyon kadardı. Hitler Kavgam'da özellikle Fransa'da nüfus artışının azalması ile ilgili espri yapar. Demek ki neymiş, gülme komşuna, gelir başınaymış. Almanya, neredeyse altmış yıldır aynı nüfus, dörtte biri emekli. Tükenen ırk müzesi açmayı düşünüyordu, şimdi Germen ırkı tükenme sınırında.
Biz de lisede okurken din kültürü hocaları, Avrupa'nın nüfus azalmasından yıkılacağını söylerlerdi. Son yıllarda ülkemizde de nüfus, öyle iyi bir artış göstermiyor. ben lise ikideydim galiba,bir sebepten öğretmenimiz, biz sınıftaki öğrencilere kaç kardeş olduğumuzu sormuştu. Ben hariç tüm sınıf beş ve daha fazla kardeşti. Biz de dört kardeştik. Şimdi ders verdiğim okullarda, ara ara bazen öğrencilere soruyorum kaç kardeşsiniz diye, dört ve daha fazla kardeş olanlar, oyuz kişilik sınıflarda üç, bilemedin beş.
Şu yıllarda Türkiye'de nüfus artışı varsa, benim ve benden bir kaç yaş küçük nesilde doğmuş olanların çocukları. Ben hali hazırda bekarım, evli arkadaşlara bakıyorum, üç çocuğu olan bile çok nadir. Bir de artan nüfus neden bir yerleri işgale sebep olsun? Bangladeş, Yunanistan'ın yarısı kadar, Konya'dan küçük ama ülkeye Rusya'dan daha fazla nüfus sığıyor.
Diğer bir konu da Ruslar'a bakış açısı. Ruslar için Asyalı barbarlar diyor. Benzer bir tanımı, benzer bir hırsla Rusya'ya saldıran Napolyon yapmıştı. Ruslar için, İskitler demişti. Malum, Avrupalılar, dünyanın geri kalanını MEDENİLEŞTİRMEK bahanesi ile işgal etmişti. Hem Napolyon'un, hem de Hitler'in Rusya'ya saldırma sebebi aynıydı. İngilizlerin denizlerdeki egemenliği. Rusyayı sömürgeleştirerek, zenginleşmek.
Savaştan sonra Rusya, Elbe nehrinin doğusundaki Alman fabrikalarının büyük çoğunluğunu sökerek, Rusya'ya taşıdır. Böylece teknoloji transferini de sağlayarak, süper güç haline geldi. Komünizm ve sol hareketler ise, altın kırk beş yılını yaşadı.
O aşağıladığı Slav ırkı ise, bilim, teknoloji ve sanatta yükselmeye devam ediyor. Rusya halen bir süper güç, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de önemli sanayi gücü.
Irk yanılgıları konusunu sonra daha etraflıca anlatacağım. Ekonomik büyüme için sömürgeleşme ihtiyacı konusuna gelelim. 2. Dünya savaşından sonra Almanya, hem ikiye bölündü, hem de bayağı bir toprağını Polonya ve Rusya'ya verdi. Gene de dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri oldu.
Bu sömürge işine ilk başlayan ve son bırakan Portekiz oldu. Buna karşın batı Avrupa'nın, yani 1990 öncesi Komünizmi yaşamayan devletler arasında en fakir olanıdır. Geçenlerde (2018 yılındayız) bir haber izlemiştim. Ekonomik kriz sonucu binlerce Portekizli çalışmak için eski sömürgesi Angola'ya gitmiş. Şimdi de bu Portekizliler, bozulan Avrupa Birliği, Angola ilişkileri yüzünden huzursuzmuş. Irkçı teoriye göre tersi olmalıydı, Portekiz'de çalışan binlerce Angolalı, tam da bu yüzden huzursuz olmalı.
Hitler sadece Slavlar değil, tüm ırklar konusunda haksız çıktı. Önce aşağı gördüğü ırklara bir bakalım. Mesela Japonları bile çok övmez. Oysa daha Hitler hayattayken, Japon ordusu, Kendisinin iki katından daha büyük İngiliz ordusunu Singapur'da gayet ezici bir üstünlükle yenmişti. Kendisi de o hor gördüğü Slavlara yenildi.
Savaştan sonrasındaki yıllar, beyaz ırkın gerileme tarihi oldu, böyle bir ırk varsa tabi. Haikarnas Balıkçısı, İstanbul'un işgal yıllarında bir İngiliz subayı ile tartışmasını anlatır.
İNGİLZİ SUBAY:Sen kendini BEYAZ ADAM mı sanıyorsun
HALİKARNAS BALIKÇISI:Benim de tenim senin kadar BEYAZDIR der.
Şu günlerde Londra'nın belediye başkanının büyük büyük babalarından biri Türk, meşhur Harolds mağazasının sahibi bir Mısırlı ve dul prensesleri Diana, bu Mısırlının oğlunun arabasında öldü. LadyDiana, bu Mısılı ile sadece aynı arabaya binmiyordu, aynı yatakta da yatıyordu. Avrupa'nın lüks otelleri, evleri, futbol kulüpleri, Arap ve Rus milyarderlere ait artık. Amerika Birleşik Devletlerinin başkanlığını bir siyahi yaptı, Kanada'nın şu anki başkanı ise bir Sih.
Dünyanın geri kalanı, 1945'den beri hızla yükselişte. Halen pek çoğunun eski geleneklerden gelme alışkanlıkları var, pek çoğunda okuma yazma oranları düşük. Buna rağmen hızla sanayileşiyor ve birer dev olmaya başlıyorlar. Batının eski şamar oğlanı Çin, artık bir süper güç, dünyanın 2. büyük ekonomisi. Avrupa'da ki her iki beyaz eşyadan biri Türk üretimi.
Batı halen ekonomi, bilim ve pek çok alanda çok güçlü. Bunu inkar etmemeliyiz. Sırf Almanya bile, ekonomik olarak, elli sekiz Müslüman ülkenin toplamından daha büyük. Amerika Birleşik Devletleri her açıdan dünyanın en büyük gücü. Lakin o beyaz olamayan uluslar da sür'atle gelişmekte.
Diğer bir olay da beyaz adam kavramında. Bu kavram sadece deri rengini ifade etmiyor. Öyle olsa bembeyaz derili Türkler de bu kavrama girerdi. Halen de bir beyaz adam için Türkler, Kürtler, Arnavutlar, Boşnaklar, Çeçenler ve benzeri pek çok millet bu kavrama girmiyor. Hitler'den sonra Ruslar ve Yahudiler de bu kavrama dahil olmuş.
1953'de DNA monekülleri ve onların kalıtıma etkisi keşfedilince, ırk ile ilgili tüm teoriler alt üst oldu. Mesela orta doğu ve Hindistan'a kadar uzanan alandaki sarışın halklar, İskender'in ordularının kalıntıları değilmiş. Onlar, Hint Avrupalıların atalarının soyundanmış. Kanarya adalarının, 15. yüz yıldaki İspanyol işgalinden sonra nesli tükenen ve sarışın yerli halkı, Vikinglerin, Papua Yeni Gine ve Mikronezya'nın sarışın halkı da Alman sömürgecilerin soyundan değilmiş. Avrupa'da ki eesmer insanların hepsi de Yahudi, Çingene ya da esir akıncı-esir Türk-Müslüman değilmiş.
Hitler, kendisi de öyle sarışın biri değildi, koyu kahverengi saçlıydı. Yabancı bir yaza, Atatürk'ün saçları için, sarımtırak kahverengi sıfatını kullanmıştı. Atamızın saçı, Kıvanç Tatlıtuğ gibi, İskandinav, civciv sarısı değil. Balkan Türklerinin ve batı Anadolu halkında bu rengi yaygındı. Sonuçta Hitler'den daha sarı saçlıydı. O övdüğü Alman ırkı gibi uzun boylu da değildi. Propaganda bakanı Josheps Goelbbels'in saçları ise simsiyahtı ve Görüng kısacık boyu, yanık teniyle Almandan çok Roman'a benziyordu.
DNA testlerine göre Almanlar saf kan değildi, Yahudiler de değildi. Muhtemelen bazı Yahudiler, Almanlardan daha Almandı. Yahudilik Almanya'da Hristiyanlıktan önce gelmiştir. Yahudilik de zannedildiği gibi saf ırk değildir. Daha Kral Davud devrinde bazı Hititlerin, Fenikelilerin (Kenanlılar) Yahudi olduğu Tevrat'ta yazar.
Bedene dayalı ırkçılık, Avrupalıların, Avrupa dışındaki sömürgelerindeki halklarla karışmamak ve onları sömürmek için uydurduğu bir ideolojiydi. Avrupalılar ile diğer kıta halkları arasında binlerce yıl olduğundan, aralarında gerçekten bir fiziksel ayırım vardı. Lakin aynı coğrafyada yaşayanlar arasında böylesi bir ayrım zordur.
Yeni dünyadaki pek çok siyahinin genlerinde Avrupalılık vardır. Sebebi büyük ölçüde köle kızları kullanan çiftlik sahipleridir. Irklar arası karışma arttıkça bu da azalacaktır.
Türkiye'de insanlar az buçuk fizikleri ile yörelerini belli ederler ama her zaman değil. En belirgin fiziksel özellik olarak meşhur uzun burunları, uzun boyları ile Laz'da denilen Karadenizlilerdir, onlar da her zaman kafanızdaki profile uymaz. Kürtler, Türklerden daha beyaz tenlidir ama güneşte çabuk esmerleşir. Bu yüzden amele yanıklığı denen, elbise altı beyazlığı, geri kalan esmerliğinden oluşan durum, Kürtlerde çok görülür. Gene de her Kürt bu tanıma uymadığı gibi, bu tanıma uymayan çok Kürt'de bulunur.
Aslına kafanzdaki yöre tipolojisi sık sık yıkılır. Mesela Balkan Türkleri genelde sarışındır demiştim, doğrusu pek çok esmer Balkan Türkü de tanıdır. Anadolu genelde esmer olmakla beraber, hemen hemen herkesin sarışın bir akrabası vardır. Anadolu'da sarışınlık, genelde köylerde görülür. köylüler genelde kendi içlerinden evlendiğinden, genler korunur.
Hitlerin ırkla ilgili tek yanılgısı saç, deri, göz rengi üzerine değil, kafatası üzerine de olmuştur. Genetik bilimi göstermiştir ki kafatası şekli, kişinin köklerini çok da belli etmez.
Irk kökeni fikri, tamamen sanrısal ve kabullenişimiz ile ilgilidir. Hitler'in yaptığı, Avrupa'ya uzak sömürgelerde yapılanı Avrupa'ya taşımaktı. Çünkü Almanya'nın donanması 1918'de lağvedilmişti ve Almanya yeni bir donanma kursa bile, hem sömürge yapılacak ülke kalmamıştı, hem de Almanlar'da denizcilik kültürü yoktu. Sömürgesini karadan fethetmeliydi. Napolyon'da aynı sebepten Avrupayı işgal etmiş, yetmemiş Rusya'ya saldırmıştır. Fransa sonradan kendini toparlayıp, İngiltere kadar olmasa da, bir sömürge imparatorluğu kurdu. Almanya ise, sömürge imparatorluklarının yıkılmasını hızlandırdı.
Irk kuramına vurulan son darbelerden biri de, edevlet üzerinden, alt soy sorgulama oldu. Osmanlı nüfus kayıtları en fazla 1840'a kadar gidiyordu ama pek çok kişiye şok geçirti. Kendini Küürt bilen pek çok kişi Türk, Türk bilen de Kürt çıktı. Pek çok ateşli milliyetçi gayrı müslim, Ermeni dedeleri ve nineleri ile tanıştı. Kim bilir kaç Atsızcı, acı gerçekle tanıştı. Sıkı bir DNA testi olsa ne olacaktı acaba?
Beni soracak olursanız, sürpriz çıkmadı.Aslında olma ihtimaline de hazırlıklıydıım Aynı köyde akrabalar birbirlerine kız alıp, vermişler. Gerçi olsa da bir şey değiştirmez benim için. Alevi, Kürt olarak, sağcıların nefret sıralamasında yerim gayrı müslümlerin bir altı.
Bu yazı dizim biraz fazla uzayacak. Kavgam'dan başlayarak, faşizm eleştirisine döndü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder