20 Mayıs 2022 Cuma

TAMAMI OKUNMAYAN BAZI DOĞU KLASİKLERİN GERÇEK YÜZÜ (Hüsn ü Aşk)



 Pek çok klasik, pek az okunur ama çok okunurmuş gibi yapılır. Bu yüzden pek çoğunun da gerçek yüzü bilinmez.  Mesnevi'den genelde tilkili-çiçekli  hikayeler alıntılanır. Oysa eserin bütünlüğünde ciddi bir Türk düşmanlığı vardır. Ayrıca çok fazla cinsel içerikli öykü vardır. En çok bilineni eşek ile hanfendi-hizmetçi hikayesidir. Oysa çok daha iğrenç hikayeler vardır ve hikayelerin çoğu oğlancılık-sübyancılıkla ilgilidir. Mevlana, Afganistan-Belh doğumludur. Anlıyoruz ki o zamanlar da Afganistan'da, şimdiki kadar ve belki daha fazla sübyancılık-oğlancılık var. Mevlana'nın Mesnevisine bu kadar çok porno hikaye koymasının ya da Mesneviye porno koymasının tek sebebi mesel için başka bir şey bulmaması olamaz. Soddome ve Gommore'yi boşuna Filistin çöllerinde arıyoruz. Soddome Afganistan, Gomore'de Pakistan'dır. Şerefsiz, yüzen küçücük çocukları videoya çekip, sırıtıyor. Çünkü kendi ülkesinde tecavüzün bile doğru dürüst cezası yok. Orada ölüm 

Ayrıca Mesnevi boyunca Türkleri sürekli taklitçi ve aptal olarak tanıtmakta. Kendisinde aşırı bir Türk nefreti var.

Onun en önemli öğrencisi Ahmet Eflaki'nin Ariflerin Menkıbesi'de benzer ahlaksız hikayelerle doludur ve o da Kürtleri aşağılar. Mevlana'nın, Kürt yattın, Arap kalktım diyen şeyhin talebesi olduğunu söyler. Ona göre Araplık alimlik, Kürtlük cahilliktir. Nasıl ki Mesnevi, Türkleri taklitçi ve aptal olduğunu tekrar edip, duruyorsa; bu kitapta da Kürtlerin cahilliği tekrarlanıp duruyor. Kitapta en can alıcı bölüm, Moğol işgalci komutan Bacu (Baycu) Noyan'ın gizli Müslüman olduğu iddiası ve yaptığı katliamların övülmesi. Ona göre katledilenler Müslüman değil, gizli kafir. Mevlana, Mesnevisinde ve diğer kitaplarında Moğolları övmekten çekinir. Çünkü o zamanlar daha Selçuklu devleti Anadolu'ya egemendir. Oysa Eflaki, Konya şehrinin yıkımını dahil pek çok kanlı olayı överek anlatır. Kitapta bir bütünlük de yoktur. Kitaptan çok, bir çeşit dergi gibidir.  Moğol yönetiminin propaganda ihtiyacına göre parça parça yazılmıştır. Kendisi, keşke Yunan kazansaydı diyenlerle benzer zihniyettedir. Hocası Mevlana gibi Türkler yerine Kürtlere saldırmasının sebebi de Karamanoğulları ve diğer beyliklerin resmi dili Türkçe yapmasıdır. Kendilerini antik İran saltanatına dayandıran ve Türklere,  bi idrak (idrak etmeyen, anlamayan, aptal) Türkler diyen Selçuklular gittiği için, hocası gibi Türkler aleyhine atıp, tutmuyor. Onun yerine muhtemelen Moğol yönetimine isyan eden Kürtlere hakaret ediyor. Benim kafamı en çok kurcalayan, Kitapta cinsel hikayeler, sona doğru gidildikçe çoğalıyor.

Divan şiirinde şarabın, aşk şarabı olmadığı aşikardır. Pek çok divan şiirinde bir kaç çeşit şaraptan ve lezzetinden bahsedilir. Meşhur şarap şairi Hayyam; Şiraz'ın şarapları olmasa, ben şair olmazdım ve benzeri sözler demiştir. Nizami Gencevi'nin Leyla ile Mecnun kitabında da bir kaç çeşit şaraptan bahsedilmekte. Bin Bir Gece Masallarında da Abbasi Halifeleri, her akşam şarabını içmekte. Üstelik bunu sürekli ve olağan bir iş olarak yapmakta.

Doğrusu Divan şiirindeki şarap, gerçekten şarap, oğlan da gerçekten oğlandır. Söz konusu şairin divanından bir kaç şiir daha okunsa, durum daha da net anlaşılacak. İnternet sayesinde divan şiirinde oğlancılık ve şarap kültürü pek çok sitede ve sayfada belgeleri ile görülebilir.

Bense adı çok anılan ve tamamı okunmayan bir Mevlevi klasiğinden bahsedeceğim. Şeyh Galip'in klasik eseri Hüsn-ü Aşk'da şarap temasının sıklığı dikkatimi çekti. Ortalama beş-altı sayfada bir, bazen de daha sık, Saki şarap getir diye söze başlayıp, şarabı övüyor. Bence kendisinin ciddi alkol problemi vardı ve alkol bulamadığı zamanlarda bu satırları yazdı. Yoksa sık sık hikayeyi bölüp, şarap güzellemesi yapmazdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder