Osman Kavala yedi yıldır
ağaç görmeden tek kişilik koğuşunda
karısı
onun yerine de
ağaç seyrediyor
on beş günde bir
belleğine istiflediği ağaç cümbüşünü
yaprak yaprak çalıyor
konuşmaya fırsat kalmıyor
dallara konan kuşlardan
ötüşlerinden
yapraklar on beşte bire yetecek güneş taşıyor
görenler şaşıyor Kavala’nın tenine
yüzünde Boğaz turundan dönmüş bir gülüş
dipçiğin kıskandığı bir yürüyüş
Paris doğumlu Fransızcasıyla değil
Türkçe
karısının kulağına üflüyor
yanık et kokan on beşlik güncesini
ezberinde tekrarlayarak karısı
eve varıp temize çekiyor
gidip gömüyor
kocası için seyrettiği ağaçların altına
adam el konulan özgürlüğünü
kadın kocasını bekliyor
nasıl bir beklemek
sorsan
anlatamazlar
karısı
onun yerine de
ağaç seyrediyor
on beş günde bir
belleğine istiflediği ağaç cümbüşünü
yaprak yaprak çalıyor
konuşmaya fırsat kalmıyor
dallara konan kuşlardan
ötüşlerinden
yapraklar on beşte bire yetecek güneş taşıyor
görenler şaşıyor Kavala’nın tenine
yüzünde Boğaz turundan dönmüş bir gülüş
dipçiğin kıskandığı bir yürüyüş
Paris doğumlu Fransızcasıyla değil
Türkçe
karısının kulağına üflüyor
yanık et kokan on beşlik güncesini
ezberinde tekrarlayarak karısı
eve varıp temize çekiyor
gidip gömüyor
kocası için seyrettiği ağaçların altına
adam el konulan özgürlüğünü
kadın kocasını bekliyor
nasıl bir beklemek
sorsan
anlatamazlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder