Öğretmenler arasında meslektaşlarınca en sevilmeyen branş, rehber öğretmenlerdir. Diğer öğretmenlerin gözünde elinde çay kupası ile ortalıkta dolanıp, bir sürü evrakı da öğrencilere doldurtmak üzere kendilerine veren birisidir. Okula geç gelir, erken gider, her gün gelir ve tam ek ders ücreti alır, çoğu kez diğer öğretmenlerle pek muhatap olmaz falan.
Aslında olay, bu işi en baştan yanlış adlandırmamıza dayandırılıyor. Bu meslek bir öğretmenlik değil. Bu meslek okul psikologluğu, sosyal hizmet görevliliği ve rehberliğidir. Adı bile uzun olan bu mesleğin görevi de çok karmaşıktır ki, kalabalık okullarda iki ve daha fazlası gerekir ama pek çok okulda bir tane bile zor bulunur.
Bu mesleğe rehber öğretmen denmesinin iki sebebi var. İlki öğretmenler, kadro olarak, üniversite mezunu devlet memurlar arasında en düşük maaş alanlardan biridir. Diğer sebebi ise, Türkiye'de öğretmenliğin meslek olmamasıdır. Sınıf öğretmenlerinin önemli bir kısmının ziraat mühendisi, pek çok bankacının kariyeri kesintiye uğrayınca İngilizce öğretmeni yapıldığı bir ülkedeyiz. Böyle bir ülke olarak eğitimde geri kalmamız son derece normaldir. Sağlık meslek lisesi edebiyat öğretmenini, il sağlık müdürlüğüne, şube müdürlüğü yapabildiği ülkenin sağlıkta geri kalması normaldir.
Bu branşta da, özellikle özel okul ve dershaneler halen felsefe öğretmenleri bolca çalıştığı gibi, devlet okullarında da önemli miktarda var. Bir kısmı 2002-2004 gibi atandı, bir kısmı da geçici kararnamelerle yıllarca rehber öğretmenlik yaptı ve halen yapıyor. Ben de, Anadolu öğretmen liseleri kapanım da tekrar felsefeye döndüğümde, benim durumumda olanları rehberlik öğretmeni olma ihtimali vardı. Ben yapabileceğime inanmadığım için zorlamadım. Pek çok arkadaş, özellikle Facebook ve benzeri gruplardan kampanya yaptı ve olmadı. Branşın asıl sahibi sayılan, kapanan eğitim programlama bölümü mezunları, milli eğitim ne yapacağını bilmediğinden rehber öğretmen yaptı.
Sosyal medyada, özellikle Ekşisözlük'de öğretmenlere kin kusanlar, öğretmen olmak isteyip de olamayanlar olduğu gibi, rehber öğretmenlere nefret eden öğretmenler de, bu branşa geçemeyenlerdir.
Öte yandan bu branşın önemi anlaşılamadığı gibi, görevi de anlaşılamıyor. Mesela bu branş, okul psikoloğu gibi görevi olmakla beraber, terapistlik değildir. Zira okul psikoloğu başkadır, klinik psikolog başkadır. Okul yönetimi ile işbirliğindedir, o tanıma testleri de pek çok okulda ciddiye alınmıyor. Pek çok öğretmen için zaten pek yeni olan rehberlik servisi, problemli öğrencilerle görüşen, disiplin işlemlerinde imza atan, bir sürü evrak işini öğretmene yıkan kişidir. Bunun için rehber arkadaşlar bilgileri sadece sınıf öğretmenleri ile değil, tüm öğretmenlerle paylaşmalıdır.
Kaldı ki bir okulun tüm yükünü tek başına taşıyamaz.
Eğitimin çok derdi var, bugünlük bunu yazdım.