OBLOMOV, BALZAC , RECEP İVEDİK VE DİĞER ASALAKLAR
Oblomov romanını
okumuş olan çok azdır ama ne olduğunu hemen herkes bilir. Bu roman, Rusya’da ki
çürümeyi anlatır. Lenin’e göre Oblomovluk, Rus proleteryasına bile sızmıştır. Roman basitçe bir tembellik destanıdır. Oblomov, bir Rus aristokratıdır ve bir mirasyedidir. Hazırı yemeye o kadar alışmıştır ki, kahyasının hesaplarını incelemeye bile üşenir. O kadar ki tembellikten aşk bile yaşayamaz. Hikaye boyunca tipik bir Alman gibi çok çalışkan arkadaşı Stolz'a hayrandır ve Stolz, pek çok kere arkadaşını zor durumdan kurtarır. Gene de finalde hepten iflas etemkten kurtulamaz. Sırf parasını almak isteyen dul bir köylü kadınla evlenir. Gene de tembelliği elden bırakmaz. Stolz, yazarın idalize ettiği, olmasını istediği Rus vatandaşıdır. Oblomov ise yıkılmakta olan Rus aristokrasisinin vasat bir gölgesidir.
İngiliz filozof Bertrand Russel'ın dediği giib aristokrasiye gerekli olan cesaret ve fedakarlık gibi erdemlerdir. Oysa Kudüs yollarına düşen, zırhı ile yaşayan şövalyeler, Paris'te lüks içinde yaşayan züppelere dönüşünce, o asil sınıfın sonu gelmiş demektir. Avrupa kralları, Makyavel'in sözüne uyup, Osmanlı gibi merkezi bir ordu kurup, bu profesyonel ordu, şövalyelerin yerini alınca, geriye bu komik giyimli züppeler kalır. Balzac romanları ile bu sınıfı yüceltmeye yarar. Bu sınıfın övülecek özellikleri; birilerinin karılarına-kocalarına aşık olmak, bu uğurda kavga etmeki süello ile adam öldürmek, ateşli hastalıklarda burjuva kadınları sokak şarkıları söylerken, soylu bir kadın olarak opera aryaları söylemek, pahallı kıyafetleri bir yüzyılın öncesindeki moda ile inatla giymek gibi şeylerdir. Pek çokları mülklerini satıp, faizini yemekte veya sırf unvanlarından dolayı devletten gelir almaktadır. Kont oldukları yörelerle alakaları da kalmamıştır. Balzac'ın yirminci yüzyılda karşılığı Barbara Cartlan veya Beyaz-Pembe dizi romanlardır.
Böyle kalitesiz ve topluma yük olan sınıfların anlatılması, nedense her devirde ilgi çeker ve aristokrat sınıf tüm dünyada yaygın olmasa da her topluma böyle asalak sınıflar ya da birileri olmuştur. Son yıllarda bir de Recep İvedik modası var. İlk 2 ya da 3'ün (hepsi de birbirine benziyor)Kırıkkale-Ankara otobüslerinde izledim. Bu karakter de en az Oblomov kadar işe yaramaz ve tembel. Ayrıca küfürbaz ve kavgacı. Ortalıkta kavga ve küfür ederek dolaşıyor. Sanat, edebiyat ve bilumum güzelliklerden de nefret ediyor. Bir sürü serisi çekildi ve devamı da gelecek.
Hadi bu filmin ve serisinin çekilmesinin bahanesi var, para. Bir de inatla parayı Recep İvedik ve türevlerinde arama hastalığı var. Mesela Çocuklar Duymasın dizisi. Taş fırın erkeği Haluk tiplemesi, bence Recep İvedik karakterinin prototipidir. Zaten Şahan'da Recep İvedik'ten evvel bir parodisinde bu diziyi hicvetmişti. Haluk'da sözüm ona inşaat mühendisi lakin yabancı dil bilmemekte, kitap, gazete okumamakta ve sanattan zevk almamakta diretiyor. Kaldı ki bu dizi de Taş Devri çizgi filminin çakması. kaba saba taş fırın erkeği Fred, Haluk olmuş, hanımcı Barni'de ligt erkek Selami olmuş. Bu dizi yıllar önce bitti. Ligt erkek Selami'de yıllardır başka bir dizide polis Hüsnü Çoban. Gene de yaklaşık 2-3 yılda bir bu diziyi tekrar tekrar gündeme getiriyorlar. Bir kaç ay izleniyor, sonra bitiyor. Pek çok kaliteli yapım, izlenmeler azıcık azalınca yayından kalkar ve devamı gelmezken, böyle kötü yapımlar ısrarla gözümüze sokuluyor. Bir de şu yazıyı gördüğüm günlerde, tanıtımını gördüğüm Deliha 2 filmi var. 1.si bile iş yapmamış ama illa 2.sini çekeyim, belki voliyi vururum derdindeler.
Bu tip eserler hep vardı. Bence neredeyse kutsal derecesine erişen Hababam Sınıfı da böylesi filmlerle aynı kategoridedir ama ben bunu ayrıca bir yazıda anlatmak isterim. Bir de bu tür filmler, cehaletin iktidarıdır. Mesela dikkat ettim bu Çocuklar Duymasın dizisi ilk çıktığında Haluk, yerilen ve dalga geçilen bir karakterdi. Son sezonun ilk bölümünde o etrafını eziyor. Recep İvedik'te giderek küstahlaşıyor. Bunlar, cehaletin iktidarının övgüsüdür. Bunlara karşı da mücadele etmeliyiz.
İngiliz filozof Bertrand Russel'ın dediği giib aristokrasiye gerekli olan cesaret ve fedakarlık gibi erdemlerdir. Oysa Kudüs yollarına düşen, zırhı ile yaşayan şövalyeler, Paris'te lüks içinde yaşayan züppelere dönüşünce, o asil sınıfın sonu gelmiş demektir. Avrupa kralları, Makyavel'in sözüne uyup, Osmanlı gibi merkezi bir ordu kurup, bu profesyonel ordu, şövalyelerin yerini alınca, geriye bu komik giyimli züppeler kalır. Balzac romanları ile bu sınıfı yüceltmeye yarar. Bu sınıfın övülecek özellikleri; birilerinin karılarına-kocalarına aşık olmak, bu uğurda kavga etmeki süello ile adam öldürmek, ateşli hastalıklarda burjuva kadınları sokak şarkıları söylerken, soylu bir kadın olarak opera aryaları söylemek, pahallı kıyafetleri bir yüzyılın öncesindeki moda ile inatla giymek gibi şeylerdir. Pek çokları mülklerini satıp, faizini yemekte veya sırf unvanlarından dolayı devletten gelir almaktadır. Kont oldukları yörelerle alakaları da kalmamıştır. Balzac'ın yirminci yüzyılda karşılığı Barbara Cartlan veya Beyaz-Pembe dizi romanlardır.
Böyle kalitesiz ve topluma yük olan sınıfların anlatılması, nedense her devirde ilgi çeker ve aristokrat sınıf tüm dünyada yaygın olmasa da her topluma böyle asalak sınıflar ya da birileri olmuştur. Son yıllarda bir de Recep İvedik modası var. İlk 2 ya da 3'ün (hepsi de birbirine benziyor)Kırıkkale-Ankara otobüslerinde izledim. Bu karakter de en az Oblomov kadar işe yaramaz ve tembel. Ayrıca küfürbaz ve kavgacı. Ortalıkta kavga ve küfür ederek dolaşıyor. Sanat, edebiyat ve bilumum güzelliklerden de nefret ediyor. Bir sürü serisi çekildi ve devamı da gelecek.
Hadi bu filmin ve serisinin çekilmesinin bahanesi var, para. Bir de inatla parayı Recep İvedik ve türevlerinde arama hastalığı var. Mesela Çocuklar Duymasın dizisi. Taş fırın erkeği Haluk tiplemesi, bence Recep İvedik karakterinin prototipidir. Zaten Şahan'da Recep İvedik'ten evvel bir parodisinde bu diziyi hicvetmişti. Haluk'da sözüm ona inşaat mühendisi lakin yabancı dil bilmemekte, kitap, gazete okumamakta ve sanattan zevk almamakta diretiyor. Kaldı ki bu dizi de Taş Devri çizgi filminin çakması. kaba saba taş fırın erkeği Fred, Haluk olmuş, hanımcı Barni'de ligt erkek Selami olmuş. Bu dizi yıllar önce bitti. Ligt erkek Selami'de yıllardır başka bir dizide polis Hüsnü Çoban. Gene de yaklaşık 2-3 yılda bir bu diziyi tekrar tekrar gündeme getiriyorlar. Bir kaç ay izleniyor, sonra bitiyor. Pek çok kaliteli yapım, izlenmeler azıcık azalınca yayından kalkar ve devamı gelmezken, böyle kötü yapımlar ısrarla gözümüze sokuluyor. Bir de şu yazıyı gördüğüm günlerde, tanıtımını gördüğüm Deliha 2 filmi var. 1.si bile iş yapmamış ama illa 2.sini çekeyim, belki voliyi vururum derdindeler.
Bu tip eserler hep vardı. Bence neredeyse kutsal derecesine erişen Hababam Sınıfı da böylesi filmlerle aynı kategoridedir ama ben bunu ayrıca bir yazıda anlatmak isterim. Bir de bu tür filmler, cehaletin iktidarıdır. Mesela dikkat ettim bu Çocuklar Duymasın dizisi ilk çıktığında Haluk, yerilen ve dalga geçilen bir karakterdi. Son sezonun ilk bölümünde o etrafını eziyor. Recep İvedik'te giderek küstahlaşıyor. Bunlar, cehaletin iktidarının övgüsüdür. Bunlara karşı da mücadele etmeliyiz.