Basının en uzun süreli genel yayın yönetmenlerinden Ertuğrul Özkök, nihayet Hürriyet gazetesinden ayrıldı ya da kovuldu. Kendisi görevde olduğu yıllar boyunca, Türk basınının amiral gemisi ünvanlı gazetesini istikrarlı bir şekilde tiraj, reklam ve itibar olarak küçülttü. Bunu, patronu Aydın Doğan'ın arzusuyla ve adım adım yaptı.
Hürriyetten kovulması ile bir tarih sona erdiğine göre, biz de taze taze vakanüvistik yapalım ve bu şahıs ile Türk basınının yozlaşmasını anlatalım. Yeni nesil onu, Ahmet Kaya hakkında yaptırdığı yalan ve kışkırtıcı haberlerle hatırlar. Bu onun yediği haltların en küçüğüdür. Halen solcular arasında bile onun yaptığı kışkırtmanın etkisinde olup, fotomontajları gerçek sanıp, ona düşman olanlar vardır.
Onun esas hikayesi, 1990'da Çetin Emeç katledildikten sonra, Erol Simavi'nin son icraatı olarak, Hürriyet gazetesinin Ankara temsilciliğinden, gazetenin genel yayın yönetmenliğine atanması ile başladı. Asıl saltanatı ise, gazetenin Aydın Doğan tarafından satın alınması ile başladı. O zamanlar süper güçlü biriydi, şah değildi ama basbayağı şahbazdı. Gazetesinin ve Doğan Medya grubunun gücü ile önce Tansu Çiller'i, sonrada Mesut Yılmaz'ı başbakan yaptı. Üstelik en yakın rakibi Sabah grubu, tam tersi adayları destekliyorken bunu yapabildi.
Kendisi ahlaklı biri olmadığı gibi, ahlaklı olduğunu da iddia etmemiştir. Bir yazsında kendisine beyaz bir maymun demiş, bunu da gayet güzel açıklamıştır.
Gazetenin ilk önce ekonomi servisini tasfiye edip, neoliberalist, özelleştirmeci köşe yazarlarını gazeteye doldurmuştur. Bu yazar güruhu, 5 Nisan kararlarına giden Çiller politikalarını desteklemiş, iflastan da Çiller sorumlu tutmuştur.
Gazetenin haber servisi de, itibar suikastı için kullanıldı. Sadece Ahmet Kaya değil, pek çok kişi ve kuruma da yapıldı. Yeşil ve benzeri derin devlet elemanlarının katledeceği kişiler, önce Hürriyet gazetesi tarafından PKK ile ilişkilendirip, hedef yapılıyor, sonra da karanlık eller tarafından katlediliyordu. İnsan Hakları derneği ve Evrensel gazetesi , hep Hürriyet'in hedefi oldu. Abdullah Öcalan tutuklandıktan sonra, tamamen uydurma bir Öcalan ifadesi ile Akın Birdal'ı hedef gösterip, öldürülmesine sebep olmuştur.
Ertuğrul Özkök bunu hep yapmıştır ve bunu öyle başarılı yapmıştır ki, soldan bile pek çok kişi, Özkök'ün hedef gösterdiklerine karşı nefret doludur.
Yaptığı kötülükler, kendisi ve Aydın Doğan ve Doğuş medya ile sınırlı kalmamış, Doğan Müzik Company'in başına getirdiği, bir dönem damadı olan (şimdiki neslin daha çok futbol yorumcusu olarak bildiği) Ercan Saatçi ile müzik piyasasından demokrat insanları silmek için de uğraşmıştır
Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesi, Doğan Medya Grubu ve Aydın Doğan Holding, aynı zamanda şimdiki iktidarı iktidar yapan ve yetmez ama evete giden yolda pek çok destek, Hürriyet'in manşetinden geldi. Bunlardan en ünlüleri; muhtar bile olmaz, her iki kişiden biri ve camiler bombalanacaktı idi.
Son aşamada Özkök, demokrat ve vatansever köşe yazarlarını da gazeteden uzaklaştırıp, gazeteyi yeni sahiplerine hazırlamış, yeni sahipleri de ona son yıllarda önce magazin, sonra da magazinden beter dandik konularda yazma hakkı vermiştir.
Kendisi ve patronu, Türk basınının önce amiral gemilerini, sonra da neredeyse tüm filosunu batırmıştır. Şimdi de saraydan kovulan bir beyaz maymun olarak ormana değil, çöplüğüne dönecektir.