Sadece Zafer partisinin değil, iktidara muhalif olduğunu söyleyen Türk milliyetçisi tüm unsurların durumu böyle. Hatta daha önce yazmıştım: ( https://onbinkitap.blogspot.com/2019/08/sahte-muhalefet-muhalefete-muhalefet.html ) Bu yazıyı yazma sebebimse, Zafer partisi olmak üzere, bu ideolojiye sahip olan kitlenin trollerinin 12 Eylülü övmeye başlamaları. Özellikle Kenan Evren'i övmeleri. Ben, pek az okunan şu blogumdan onlara sesleniyorum:
Beton soğuk, üşüyorum diye şiir yazan rahmetli reisinizden de mi utanmıyorsunuz? İdam edilen onlarca insan gözünüzün önüne gelmiyor mu? Ülkeden kaçan yüzlerce profesör, devasa bir beyin göçünü de mi hatırlamıyorsunuz? Ülkedeki devasa yıkımı da mı hatırlamıyorsunuz?
Bir de özellikle Erdal Eren'e saldırmaları, onun üzerinden olması. Onlara göre Erdal Eren 19-20 yaşlarındaydı ve önemli bir teröristti. Gene onlara göre Evren paşa, ülkeye huzur getirdi.
12 Eylülden sonra ülkeye huzur geldi de, birincsi kaç sene geldi, ikincisi de gerçekten geldi mi? Birncisi, 12 Eylülde, bizzat askerin hakim olduğu süre içinde olan pek çok terör olayı, basına uygulanan ağır sansür ve baskı nedeni ile duyulmadı. Sonra 12 Eylül rejimi, sivil (olduğu şüpheli) Turgut Özal (Anavatan partisi) iktidarına verir vermez patlayan PKK terörüne ne diyorsunuz?
Aslına bu sağın askeri darbelere bakış açısını gösterir. Mesela sağcıların, Adnan Menderes'e yaktıkları ağıtlara bakarak, 27 Mayıs'a karşı çıktılar veya tevekkül ile geçmelerini beklediler falan sanıyorsunuz. Oysa 27 Mayısı elleri patlarcasına alkışlamışlar, Menderes'in idamını da tarikat kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan'ı istediği türbeye değilde, sıradan bir mezara gödürmesine falan bağladılar . (bakınız: https://onbinkitap.blogspot.com/2020/07/27-mayisi-solcu-sanmak.html ) 27 Mayıs, özgürlükçü bir anayasa hazırladı, daha doğrusu özgülüğümsü. Zira darbe yönetimlerinin bahşettiği özgürlük, mahkumlara verilen izinler gibidir. İcabında bir tokatla geri alınır. 16-17 Haziran 1970 olaylarından sonra geri alınmasına karar verilmiş, 12 Mart 1971 ile de büyük oranda geri alınmıştır.
O zaman neden 27 Mayıs böyle cömert bir anayasa hazırladı? Çünkü meşru olmak istiyordu. 27 Mayıs darbesi olduğunda, ülkede öyle olağan üstü bir ortam yoktu. Öyle ciddi bir sağ-sol veya mezhepsel çatışma falan da yoktu. Hatta bir kaç ay önce bir baba, oğlunu Menderes'e kurban etmeye çalışmıştı. Darbenin tek gerekçesi, 27 Mayıs'ın muhalefet ve muhalif basın üzerindeki olağan üstü baskısıydı. Tek parti CHP'sinin, Takrir-i Sükun döneminden bile daha beter bir sansür vardı. Ana muhalefet partisinin malına, mülküne el konuluyor, muhalefete oy veröiş iller, ilçe yapılıyordu. Darbeye tek destek, Demokrat partinin baskısından bunalmış muhalefet ve alım gücü düşen (askerler dahil) subaylardı. Sırf onlar istedi diye de darbe yapmış olamazdı. Darbeci de olsa, herkesin gözünde yaptılarını meşru göstemenin, ya da meşruymuş gibi yapmanın tek yolu, özgürlükçü bir anayasaydı. Bunda da bir sakınca görmediler. Zira gene aynen geri aldılar.
Bu sözde muhalif ve sözde milliyetçiler de, daha şimdiden gerçek yüzlerini göstermeye başladı. Seçimlere az kala iktidardan yana bayrak açacak gibiler.